ben geldimmmm, keyifli keyifli okuyun anacım:) seviyorum sizi❤
💔
"Emir?"
Gördüğüm kişinin doğruluğunu teyit etmek istercesine adını söylediğimde bizimkilerin bakışları da kapıya döndü ve hepsinin yüzü şaşkın bir ifadeye büründü. Sırıta sırıta bize yaklaşan Emir'in ise yüzünde bizi dumura uğratmış olmanın verdiği memnuniyet vardı. Hiç gizlemeye bile çalışmıyordu.
"Ne işin var oğlum senin burada? Neden geleceğini söylemedin?"
Şaşkınlığını ilk atlatan Yalın'dı ve yüzündeki gülümsemeyle ayağa kalkmış Emir'e sarılmıştı.
"Şu yüzlerinizdeki ifadeyi görebilmek için. Neyse ki beni hayal kırıklığına uğratmadınız." dedi ve biz de kalkıp teker teker Emir'e sarıldık. Görüşmeyeli beş aydan fazla olmuştu herhalde.
Tabaklarımızı getiren Nimet abla da Emir'i görünce gülümsedi. "İşte şimdi grubunuz tamamlandı. Vallahi bu çocuk üniversitedeyken de derse gitmez ama sizinle birlikte buraya mantı yemeye gelirdi."
Onun sözleriyle hepimizi bir gülme alırken "Nimet abla bile öğrenmiş ne kadar aç bir insan olduğunu." deyip ben de sıkıca sarıldım. "Hoş geldin,"
"Gelişimi neden çarşambaya ayarladım sanıyorsunuz acaba? Yaban ellerde bir şube açmadın ki abla. Her seferinde diyorum yürür gideriz buradan ama nerede... Beni dinleyen mi var?"
Nimet abla kıkırdayıp elini havada şöyle bir salladı. "Aman sen de, zevzek! Yaş olmuş elli yedi. Ben burayı da mı bıraksam artık diye düşünüyorum bu deli oğlan bir de beni ecnebi memlekete götürecek."
"Yahu abla senin gelmene gerek yok, adını kullanırız bir de bana öğretirsin. Tamam, halloldu."
"Abla ne kapatması gözünü seveyim ya! Yapma etme, gençsin daha sen. Biz sen kapatırsan ne yaparız?"
Olgun'un ve Emir'in konuşması birbirine karışırken yerlerimize oturduk. "Valla Olgun haklı abla. Sen bize taş çıkartırsın hiç düşünme böyle şeyleri." Ceyda'nın konuşmasına biz de kafamızı sallayarak onay vermiştik.
"Yarın kapatıyorum demedim ya çocuklar. Koyun can derdinde kasap et derdinde misali. Ben yaşlandım diyorum bir de şunların dediklerine bak." Deyip Emir'e tabak hazırlamak için yanımızdan ayrıldı.
Ve tüm bakışlar Emir'e döndü.
"Daha dün konuşmadık mı abicim biz? Bu grupta niye herkes bir şeyler gizliyor?"
"Sürpriz yapalım dedik oğlum işte. Söylersem sen boş boğazsındır herkese söylerdin. Ayrıca başka kim ne saklamış?" Emir'in bakışları bizim üzerimizde gidip gelirken "Bakma sen Berk'e. Yalın'ın orada işe başladım, ondan bahsediyor." Dediğimde Emir'in de gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"Oha!" deyip Yalın'la benim üzerimde bakışlarını gezdirdi. "Haklı çocuk. Niye söylemiyorsunuz siz de? Bu gayet önemli bir gelişme." Diyen Emir'le al birini vur ötekine dercesine bakıp Emir'in taklidini yaparak "Sürpriz yapalım dedik." dedim.
"Yalan söylüyor, kızların haberi varmış."
Bir çocuk gibi beni Emir'e şikayet eden Berk'e "Ay konu bir bizden çıkabilir mi lütfen? Emir buraya gelmiş, bizden habersiz hem de. Onu sıkıştıracağımız yerde sen benim işe taktın kafayı Berk." dedim.
Berk bana hak verircesine kafasını salladığında "Harbi lan. Konuyu nasıl da saptırıyor görüyor musunuz çakalı?" dedi ve ben de konunun benden, işimden ve Yalın'dan uzaklaşmasıyla rahat bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşansak da Beraberiz! (Tamamlandı)
General FictionAdliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile getirirken kafamı onaylarcasına salladım. Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu. "Evet. Garip hissediyorum."...