Tulumba Tatlısı

933 105 28
                                    

-mihra kaldır bakayım şu koltuğu altını süpüreyim

-anne Naim Süleymanoğlu'muyum ben Allah aşkına hulk'mıyım???

-görende sanacak kaç kilo sen evlenince ne yapcan?
kim süpürcek senin koltukların altını?

Anneme selimden bahsettiğim günden beri konumuz malesef ki aynıydı.
"Sen evindedemi böyle yapacaksın?"
"Bak şunu iyi öğren."
"Seni böyle geri verirler "

-anacım ben yüksek taban koltuk alıcam süpürge girecek altına

Dedim bir yandan koltuğu kaldırmaya çalışırken

-hadi hadi çok konuşma şurayıda süpüreyim bitti işimiz Nergislere çay içmeye gidicem ben

(Nergis Ayatın annesi)

-bende kütüphaneye gidecektim

Son zamanlarda dersleri birazcık, miniminnacık, azıcık, salmıştım.
Ve artık bir yerden toparlamam gerekiyordu.

İşimiz bittiğinde hemen duşa girip hazırlandım.
Annem sağolsun bugün sabah namazından sonra uyumayıp temizlik yaptığımız için işler erken bitmişti.

Daha öğle ezanı bile okunmamıştı ve bizim bütün işimiz bitmişti
Gerçekten erken kalkan yol alıyordu ama neredeee her gün erken uyanmak bu bir istisnaydı kdcmödşdş

Son olarak Bilgiseyarımıda çantama koyup odamdan çıktım

Son olarak Bilgiseyarımıda çantama koyup odamdan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(Mihrayı böyle hayal edelim, tabi kütüphanede :)

Kütüphaneye geldiğimde eşyalarımı boş bir masanın üzerine yerleştirip  kahve  almak için kantine doğru ilerledim

Okulumuzdan tanıdık olan simalara kafamla selam vererek girdim kantine

Kahvemi aldıktan sonra tam kantinden çıkacakken karşımdan bana doğru gülümseyerek gelen berki gördüm.

Sanki çok ders çalışıyormuş gibi birde kütüphaneye gelmesi yokmuydu şu çocuğun.

-ooooo mihra naber sin
Dedi gereksiz bir samimiyetle

Berkle hem aynı sınıftaydık hemde aynı mahalledeydik malesef ki

Fazla gevşek davranışları vardı, genelde sınırı aşar sinirlerimi hoplatırdı,

Nazikçe uyarsam bile sanki hiç uyarmamışım gibi yine aynı hareketleri yapmaya devam ederdi.

-iyiyim Berk sen nasılsın?
Dedim mesafeli bir şekilde

-iyi bende ders çalışmaya geldin herhalde ?

Yoo düğüne geldim Berk kütüphaneye genelde insanların huzurunu kaçırmak için geldiğinden birinin ders çalışması ona tuhaf geliyordu.

Kafamı sallayarak konuştum

-evet ve şimdi gitmem lazım sana iyi günler

O çarpık gülümsemesini takınıp cevap vereceği sırada yürüyüp onu arkamda bıraktım.

Ama malesef ki yinede söylemişti o meşhur cümlesini

-ooo kaç mihra hanım kaç yine bakalım nereye kadar kaçacaksın?

Kendi kendime göz çevirerek yürümeye devam ettim.

Masama geldiğimde hemen odaklanıp ders çalışmaya başladım

3 saat sonra...

Telefonumun titremesiyle kafamı kitaplardan kaldırdım,arayan beroydu.

Gülümseyerek telefonu kulağıma dayadım

-efendimm berom

-selamün aleyküm mihra hanımcım

-aleykümselam efendim nasılsınız?

-bizler iyiyizde sizler nasılsınız? malum görüşemiyoruz sizinle pek şu sıralar

Sıkıntıyla nefes vererek konuştum

-Ne desen haklısın berom izmirden geldikten sonra dersler baya birikmişti bugünde temizlik 'den sonra anca kütüphaneye geldim

-ahh mihra ahhh kızamıyorum da hep geçerli bir sebebin var akşama müsaitmisin peki ayat bize gelicek sende gel

Akşama müsaitttim hem bu buluşma benim içinde güzel olurdu.

-akşama boşum canım bir eve uğrar yanınıza gelirim inşallah

-tamamdırrr
Dedi bero sevinçle

-Tamam o zaman Allaha emanet ol bekliyorumm

-sende Allaha emanetsin

Telefonu kapatıp eşyalarımı toplayarak yavaş adımlarla çıktım kütüphaneden telefonuma gelen bildirim sesiyle bakışlarımı ekrana çevirdim.

Bilinmeyen numara :

İnsan ders çalışırken bile  nasıl bu kadar güzel olabilir?

Al işte al başına belayı.

Bu numaranında bana geçen akşam yazan kişiye ait olduğuna emindim
Demekki buralarda oturan biriydi.

Çok fazla sallamıyordum açıkçası çünkü böyle şeyler lisede çok fazla oluyordu demekki birisi hala büyüyememişti.

Tabiki  insanlar birbirine mesaj atabilir, tanışabilirdi.

Ama karşı taraf istemediğini belirtiyorsa Bi zahmet yazmayın kardeşim.

Bu numarayıda engelleyip yoluma devam etmiştim.

Eve geldiğimde üzerimi değiştirip eşorfaman takımımı ve kapşonlumu giyerek tekrar çıktım dışarı.

Bero alt mahallede oturuduğu için rahatça gidip gelebiliyordum

Apartmana girip hızlı bir şekilde zili çalıp beklemeye başladım

Bero kapıyı açınca gülümseyerek konuştum.

-ben geldiiimmm

-hoşgeldinnn

İçeri girdiğimde kapıyı kapatıp beroya sarıldım

-özlettin be kızım

-yaa bakıyorum bir açık sözlüyüz bugünn

-biraz öyleyiz alışma

Beroyla sohbet ederek salona geçmiştik

Ayat daha gelmemişti galiba merakla  bero ya döndüm

-Ayat gelmedimi

- gelmez olurmu? benim odada
en son
" kanka bir kapşonlunu alabilirmiyim" demişti,
muhtemelen şuan dolabımın yarısını çantasına tıkıştırıyordur.

Dedi bero gülerek

Beronun odasına ilerlediğimde kapı açıktı va tabiki dolabın kapaklarıda öyle ayat elinde ki kıyafetlere beğenmiş bir şekilde bakıyordu.
Ta ki beni görene kadar

-Ayat
dememe kalmadan Ayat resmen üzerime uçmuştu ldlfödxşxşsmxll

-oyyyy Mihram gelmiş

-kanka boğuluyorum yavaş

Bir yandan Ayatın boynuma doladığı kollarını gevşetmeye çalışırken bir yandanda bero ya beni kurtar bakışları atıyordum.

Ama o boşalan dolabıyla ilgilenmekten beni pek sallamıyordu.

Ve tabiki Ayatın beni bırakmasının sebebi Beronun küçük küçücük çığlığı oldu.

-AYATTTTTT!!!!!

Bölüm sonuuuu<3

Umarım beğenirsiniz
Bu arada ileri bölümler hakkında önerileriniz varsa benimle paylaşabilirsiniz
Her zaman önerilere açığım 🥰
Allah'a emanetsiniz

Ne Baktın Bilader|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin