"Kim olduğumu biliyor musun Ena?"
Ena kendisinin elini tutan küçük kız kardeşine eğildi. Aiko gözlerini kısmış karşılarındaki adamı süzüyordu. Ablasının kendisine eğildiğini fark edince ona doğru yönelip konuştu.
"Saçları, sakalları bembeyaz ve çok uzun. Ayrıca birbirlerine girmişler, ayırt edilmiyorlar. Lacivert bi cübbe giyiniyor. Cübbesinin üzerinde gümüş ve parlak yıldız süsleri var. Burnu yamuk. Gözleri mavi. Yüzü çok yaşlı. Yarım yuvarlak gözlük takıyor." Aiko karşısındaki yaşlı adamı -anlamayacağını düşünerek- kendi dilinde ablasına anlatmıştı.
Ena onu başıyla onayladı ve sonra yerinde dikleşti. Çarpık aksanıyla konuştu.
"Evet, yanılmıyorsam Hogwarts'ın müdürüsünüz."
"Yanılmıyorsun. Eski okulundaki başarın öğretmenlerinin gözüne çarpmış. Seni fazlasıyla özleyeceklerini iletmemi istediler. Okulda ihtiyacın olan veya iyi gelebilecek herhangi birşey istiyor musun diye öğrenmeye geldim. Etrafını tanıyabilmek için asanı kullandığından haberdarım. Bunun dışında kehanet konusunda da yetenekli olduğunu ve etrafındaki nesnelerle etkileşime geçince görü yeteneğinin aktif olduğunu biliyorum. Bunun dışında, öğrenmem gereken önemli birşey var mı?"
Adamın sesi yumuşak, canlı olmasa bile neşeliydi.
"Hayır başka birşeye gerek yok, sadece okulun düzenini oturtabilmem için kime danışacağımı söylemeniz yeterli."
"Okula yeni başlayanlar için merdivenleri ve katları gösteren haritalar dağıtıyoruz. Sanıyorum ki onlardan bir tanesi işine yarayacak."
Ena memnun olduğunu anlatan birkaç birşey mırıldanıp başını salladı.
"Ben de mi Hogwarts'a gideceğim?" Heyecanını gizleyerek konuştu küçük çocuk.
Profesör onu onayladığı zaman ikisi uzun bir konuşmaya girdiler. Aiko kendi büyü gücünün ortaya çıktığı zamandan bahsederken Ena onun sözünü kesti.
"Okulunuza yeni başlayan ve 1. Sınıf olmayan her öğrencinizi birebir görmeye gelir misiniz?" Dedi kaşlarını çatarak.
"Aslına bakarsanız Bayan Le'Fay, annenizle de konuşmam gereken meseleler var. Bir nevi bu yüzden geldim de diyebilirim." Dedi adam yine aynı sakin tonlamayla.
Ena başını salladı ve eliyle kız kardeşinin ufak ellerini yokladı. Aiko ablasının ellerini tuttuğu zaman ikisi de ayağa kalkıp yaşlı profesöre ojigi* yapıp odadan çıktılar ve anneleri ile konuşmasına izin verdiler.
Üst kattaki odalarına geçip sürgülü kapıyı kapattıkları zaman Aiko hızlı hızlı konuşmaya başladı.
Ena aşağıdayken dinlediği herşeyi tekrar dinledi ve asla sözünü kesmedi. Aiko en sonunda sıkıldığında içini çekti ve sustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐞 𝐖𝐚𝐬 𝐌𝐲 𝐄𝐲𝐞𝐬 『ᴿᵉᵍᵘˡᵘˢ ᴮˡᵃᶜᵏ』
FanfictionEna Yui Maeda yaklaşan savaş sebebiyle 3. sınıftayken japonya büyücülük okulu olan Mahoutokoro'dan Hogwarts'a gelmiş ve her ne kadar alışamasa da uyum sağlamaya çalışıyordur. Doğuştan gelen bazı gensel bozukluklar sebebi ile göremiyor oluşu Hogwarts...