3. Bölüm

190 24 116
                                    

"Efendim Hina?"

Telefonu biraz sinirli bir şekilde açtığımda Hina bir süre cevap vermedi, sonra da derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Yemek kötü geçmiş anlaşılan?"

"Yoo aslında mükemmeldi, tek sıkıntı Kim Taehyung'un beni sinir etmek için ekstra çaba göstermesiydi."

"Yine mi?"

"Yine mi derken Hina? Yapmadığı an mı var? Onun için bu bir rutin. Beni sinir etmekten zevk alıyor."

"Sanırım haklısın."

Evet, kesinlikle 'sanırım' haklıydım. Çünkü o hiç şahit olmamıştı ikimizin arasında yaşananlara.

"Sen neden aradın?"

"Şeyden-"

"Hina yine Jungkook'la kavga edip yüzüğü attıysan kapat telefonu."

"Hayır ya! Kavga etmedik, yani yaşadığımız şeye kavga denemez. Ufacık bir tartışma belki... ama yüzüğü atmadım, merak etme."

"Yine hangi saçma konu hakkında tartıştınız?" diye bıkkınlıkla sorduğumda "Doğum günümü unuttu." dedi kırgın bir şekilde.

Gözlerimi büyüterek hızla yataktan doğrulup telefonu kulağımdan çekerek tarihe baktım ve tarihin Hina'nın doğum gününü geçtiğini gördüm.

Dün Hina'nın doğum günüydü ve ben bunu hatırlamamıştım. En yakın arkadaşımın doğum gününü hatırlamamıştım resmen.

Kendimi geçtim nişanlısı, on iki yıllık sevgilisi hatırlamamıştı. Onu da geçtim ekipten hiçkimse hatırlamamıştı. Kimse bir kutlama mesajı yazmamıştı ya da bir organizasyon ayarlamamıştı.

"Hina ben..." Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde konuşmaya başladığımda Hina konuşup beni durdurdu.

"Sorun değil, anlayabilirim sizi. Hepinizin hayatında bir şeyler oluyor ve doğum günümü hatırlamamış olmanız çok normal. Buna kızmadım, ben sadece... sadece aman neyse. Bir şeyler yapalım diye aramıştım ben aslında seni."

Kırılmıştı ve çok haklıydı kırılmakta. Eğer unutulan benim doğum günüm olsaydı bende kırılırdım arkadaşlarıma ama o bunu bize yansıtmayayı tercih ediyordu. En azından bana kırılmamış gibi davranıyordu.

"Olur tabii ki. Ne yapalım istersin?"

"Aslında Jungkook'la tartıştığım için moralim iyice bozuldu, biliyorum akşam gelip özür dileyecek ve ben onu affedeceğim ama sanırım bu sefer böyle kolay olmasını istemiyorum. Böyle diyorum ama yüzüğü bundan çok daha basit sebeplerden çıkartan ben şimdi yapamıyorum."

Sesi titremeye başlayınca derin bir nefes alıp omuzlarımı düşürdüm. Kesinlikle çok kırılmıştı.

"Neyse yine saçmalamaya başladım." deyip burnunu çekti ve gülerek konuşmaya başladı. "Eğer senin içinde uygunsa sizin dağ evinize gidelim mi? Biraz uzaklaşmak iyi gelecek gibi hissediyorum."

"Tabii ki birtanem, sen eşyalarını hazırla bende çıkarım şimdi. Larin'i de çağırmamı ister misin?"

"Aslında senden sonra onu arayacaktım, söylemen iyi oldu. Sen arar mısın onu, ben şimdi onunla da çok konuşurum."

"Tamam, ben ararım sen merak etme."

"O zaman ben hazırlanıyorum."

"Bende kalkıyorum hemen." deyip ayağa kalktığımda tekrar bana seslendi.

"Eğer Jungkook ararsa söyleme olur mu nerede olduğumuzu?"

"Tamam birtanem, merak etme sen."

"Tamam, görüşürüz o zaman."

The Best Mistake - Kim TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin