Sabah telefonumun ısrarlı çalması sonucu gözlerimi sinirle araladım ve telefonumu kapatıp başımı yeniden yastığa koydum ama tabii ki de arayan kişi her kimse aramaya devam etti ve oluşan titreşimler yüzünden bir sürü küfür yedi.
"Ne istiyorsun sabah sabah?!"
"Bu kız Yoongi hyungu da geçti." diyen sesi duyduğumda derin bir nefes aldım. Sabrım sınanıyordu resmen.
"Ne istiyorsun Jimin?"
"Lavin'ciğim, eğer müsaitsen bir buraya uğrayabilir misin acaba?"
"Neden?"
"Hiç, öylesine."
"Jimin önemli bir şey değilse beni uğraştırma. Dersim var, o zamana kadar uyuyacağım."
"Ne dersin var ki senin? Okulun bitti ya."
"Bitti evet ama sayenizde bir dersten kaldım ya Jimin. Hani siz kopya çektiniz de olan bana oldu ya. Hatırladın mı?" diye sinirle konuşmamla tatlı bir şekilde güldü.
"Ha o ders. Anladım Lavin'ciğim. Sen uyumana devam et o zaman. Biz sonra görüşürüz." deyip cevap vermemi beklemeden telefonu kapattığında derin bir nefes alarak uykuya dalmak için gözlerimi kapattım.
...
"Lavin unni selam."
Larin gülümseyerek yanıma gelip oturduğumda bende gülümsedim.
"Selam."
"Nasılsın unni?" demesiyle derin bir nefes aldım ve "Sabah dersime üç saat varken Jimin tarafından boş yere uyandırıldım." dedim.
Uyuyamamın sonucu Jimin'i ne olduğunu öğrenmek için aramıştım ama keşke öğrenmeseydim.
Çünkü beni arama sebebi yumurta yaptığı tavayı bulamamış olmasıydı. Beni alakam olmayan bir şey için aramıştı, bu saçma sebepten dolayı beni uyandırmıştı. Düşündükçe sinirlerim bozuluyordu.
"Oo, kötü olmuş ama sen Jimin oppaya bir şey demezsin zaten." dedi gülümseyerek.
Tabii ki bir şey demezdim. Alt tarafı biraz saçını çekerdim, ondan da bir şey olmazdı zaten.
"Saçını çekmek bir şey söylemeye girmiyor sanırım?"
Bana gözlerini büyüterek baktığında gülümsedim. Jimin'in saçı kendisi için çok değerliydi ve kimseye dokundurtmuyordu ama beni uyandırmanın cezası da buydu.
"Ben bir Jimin oppayı arayayım da bugün görünmesin sana hiç."
"Bugün görmem yarın görürüm Larin." dememle başını haklısın anlamında sol omzuna doğru eğdi.
"İnanamıyorum ya! Gerçekten inanamıyorum!"
Hina sinirle çantasını masaya koyup karşıma oturduğunda kaşlarımı kaldırdım.
"İkna olmadı mı?" diyen Larin'le ona dönüp ne oldu anlamında başımı salladım.
"Jungkook oppayla kavga ettiler."
Bir gece önce her şey güzeldi, ben uyurken ne olmuş olabilirdi ki?
Larin'in sessiz bir şekilde konuşmasıyla Hina'ya döndüm. Sinirli bir şekilde parmaklarını kütletiyordu ve bacakları sinirden titriyordu.
"Ben gerçekten anlamıyorum bu çocuğu?! Sinir ediyor beni resmen!"
"Sakin ol önce bir ve ne olduğunu düzgünce anlat." dedim masaya doğru eğilip.
"Ne olacak?! Bay Jeon her şeyi benden ters yaptığı için mutlu olamıyoruz!"
Sabırsızlıkla nefesimi verip "Ne olduğunu söyle artık?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Best Mistake - Kim Taehyung
Fiksi PenggemarAsla anlaşamadığım adamdan çocuk sahibi olmam ve evlenmem planlarımın arasında yoktu...