1|living my life without you

1.2K 179 115
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Chaeyoung, sızlayan omuzlarını geriye yuvarlayarak ağrıyı rahatlatmaya çalıştı ve merdivenin son basamağına ulaştığında derin bir nefes alarak yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirdi. Yorucu günün izlerini daha fazla taşımak istemiyordu. İki yanındaki poşetleri bir hışırtı sonrası tek elinde topladı ve ağrıyan kolunu zor da olsa zile ulaştırabildi. Evin içinde yankılanan ses küçük bir hareketlenmeye neden oldu ve çok geçmeden açılan ağır metal kapıyla karşısında mutfak önlüğü ve fırın eldivenleriyle Namjoon belirdi. "Hoş geldin Chaeyoung, geç içeri." Derin gamzeler eşliğinde bir gülümsemeyle içeri davet edilen Chaeyoung, yorgunlukla gözlerini yumarak kapı pervazına yaslandı ve daveti geri çevirmek adına hazırlandı. Hazırlanmıştı çünkü Namjoon'u ikna etmenin kolay olmayacağını biliyordu. "Hiç geçmeyeyim, Hayoon'u da alıp gideyim."

Namjoon yüzüne sahte bir sinir yerleştirdi ve aralık kapıyı sonuna kadar açtı. "Olmaz! Akşam yemeğini beraber yiyeceğiz. Bak Young ve Jimin de burada. Bayan Yuri'yi ve Jennie'yi de davet ettim. Birazdan burada olurlar." demesinin ardından genç kızı kolundan tutarak içeri çekiştirdi. Young'un salonda yankılanan neşeli sesine ve mutfaktan gelen eşsiz kokulara karşılık Chaeyoung daha fazla inat etmedi ve elindeki manav poşetlerini ayakkabılığın önüne bıraktı. Namjoon bıraktığı poşetleri mutfağa götürürken o da kabanını ve ayakkabısını çıkardığı gibi holün aksine oldukça sıcak olan salona geçiş yaptı.

Gri tonlarının hakim olduğu salonda Chaeyoung'un gelişini fark etmeyen Young ve Jimin izlenilecek programı karar vermek adına didişmeye devam ediyordu. En sonunda siniri tavan yapan Young, Jimin'in ensesine bir şaplak indirdiğinde oğlan, teyzesinin statüsel üstünlüğünü kabul ederek koltuğunda mızmız bir çocuk edasıyla yayıldı ve elindeki kumandayı Young'a uzattı. "Hoş geldin yok mu?" dedi genç kadın ikilinin dikkatini çekmek adına. Bu sırada cebindeki telefonunu önündeki küçük sehpanın önüne bırakmıştı.

Young ve Jimin, binanın en üst katındaki çatı katı dairesinde konaklayan oldukça sıra dışı teyze-yeğen ilişkisine sahip komşularıydı. Geceleri beraber eğlenmeye çıkar, içer ve bazen de beraber sabahlarlardı. Bu otuzlarının başındaki 'uçarı' teyze pek sorumluluk sahibi biri gibi görünmese de, Jimin'nin kendisinde sadece birkaç kırık almasına neden olan kazada ebeveynlerini kaybettiğinde teyzesinin himayesine girmişti. Üç yıldır beraber yaşayan ikili Jimin'in okuluna daha yakın bir yerde yaşayabilmek için birkaç ay önce bu apartmana taşınmışlardı. Yani apartmanın en yenileri onlardı. Ancak ikisinde de olan sıcakkanlılık komşularıyla kaynaşmalarını oldukça hızlandırmıştı.

"Hoş geldin tatlım. Günün nasıldı?" diye karşılık verdi Young bakışlarını televizyondan çekmeden. Ses çıkarmadan kendini Jimin'nin oturduğu koltuğa atan Chaeyoung ise iç geçirdi ve masadaki telefonuna uzanarak galeriye girdi. Young'a gününün ne kadar kötü geçtiğini bir fotoğrafla kanıtlamanın daha az uğraştırıcı olacağını düşünmüştü. "Youngie, bugün gelen müşterinin benden istediği tırnağa bak çabuk." Young ve ona söylenmemesine rağmen Jimin, Chaeyoung'un onlara döndürdüğü telefon ekranına bakmaya başladı. Ekrandaki referans fotoğrafında upuzun ve yeşilin en iğrenç tonunun üzerine çizilmiş Japon balıkları olan bir çift tırnak vardı. "Iy, bu ne böyle be!"

sunlight on my windowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin