7|you told me i was pretty when i looked like a mess

858 112 177
                                    

gecenki gecmise donusumuzu sevenler olmustu ben de cok mutlu olmustum🥺🥺simdi de bi gecmis bolumuyle gelme vaktiydi umarım bu bolumu de seversiniz

yorumlarinizi görmeyi cok istiyorum mutlaka ugrayin satir aralarina tm mi😞

iyi okumalarrr

🎀🌸

Karanlık çökeli uzun zaman oluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karanlık çökeli uzun zaman oluyordu. Aralık aylarının ilk günlerindeki bir akşamda Chaeyoung, odasını aydınlatan sarı ışıklı gece lambasının altında, çıplak bacaklarını soğuk duvara yaslamış ve dışardan oldukça konforsuz gözüken bir pozisyonda elindeki romanla geçirdiği dördüncü saatine an itibari ile girmişti. Dağınık yatak örtüsünün hemen üstünde Jungkook'un sabah okuldayken ona verdiği birkaç parça kurabiye ve bir paket de süt duruyordu. Pipetten bir yudum süt çekti ve kurabiyeden de bir ısırık aldı. Parmakları heyecanla kitabın son sayfasını çevirdiğinde gözleriyle takip ettiği sayfa satırlarını daha çabuk bitirmek için hızlandı. Ve nihayet, uzun zamandır beklediği o sona ulaşabildi. 

Son bir haftadır bitirmek için uğraştığı bu üç ciltlik roman serisinden, çoktan bağlandığı ve sevdiği karakterlerden ayrıldığının bilincine vardığında sıkıntıyla derin bir nefes vererek elindeki ağır kitabı yatağına bırakarak ayaklandı. Canını uzun süre bunun için sıkmadı, neticede bugün cumaydı. İki gün, koskoca iki gün okula gitmesine gerek yoktu. Bir de üstüne, hafta sonunu çok güzel geçireceğine emindi.

Birkaç adımda yatağının yanındaki siyah perdelerle örtülü penceresine yaklaştı. Perdeleri kenara çekerek, ayın aydınlattığı puslu geceyle göz göze gelme şansı yakaladı. Saatlerdir yatakta uzanmanın verdiği uyuşukluk nedeniyle esnerken pencerenin denizliğindeki sigara paketinden bir dal çıkardı. İnce parmakları arasındaki dalı yaktıktan hemen sonra camı açarak camdan sarktı. Yavaş esen rüzgar kahverengi saç tutamlarını hareketlendirirken içine bir nefes çekti ve gözlerini yumdu.

Kapanan gözler ve asla karanlığa bürünmeyen etraf. Nedeni ise belli, Jungkook... O yokken bile etraf onunla dolu. Yatağının dibindeki duvara asılı polaroidde gülümsüyor mesela. Chaeyoung'a hediye ettiği kitapları da raflarda, pek düzenli gözükmeseler de. Koyu yeşil uçlu kalemini de sınavda kullanması için vermişti ama Chaeyoung kalemi geri vermek istemedi. Rengini beğendiğiyle ilgili bir şeyler söyleyince onda kalmasını sorun etmeyeceğini söylemişti oğlan. O kalem de duruyordu hemen yandaki dağınık masanın üstünde. Tabii bugün verdiği kurabiyeleri de unutmamak lazım. 

Gerçi Chaeyoung'un Jungkook'u aklına getirmesi için bu anımsatıcılara hiç ihtiyacı yok. Yemek yerken de, kahvesini içerken ve okula giderken de onu düşünüyordu. Bununla yüzleşmesi birkaç hafta önceye dayanıyordu. O günden sonra aralarındaki bu arkadaşlık, kesinlikle farklı bir seviyeye evrilmişti. Yine bir öğle arasında, yangın merdivenlerinde kitaplar ve diğer her şey hakkında sohbet ettikleri oldukça sıradan gözüken bir gün bu sefer diğerlerinden daha farklı bir şekilde sonlanacaktı. 

sunlight on my windowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin