Ya Ölseydin... Hyunho

O Gün...

Ben Stray Kids adlı müzik grubunun dansçısı Lee Minho. 26 yaşındayım. Hayattaki amacım sevenlerimle ve sevdiklerimle birlikte olup dans etmek, şarkı söylemek ve kedilerimle olmak.

8 kişilik bir grubuz ve hepimiz tuhaf derecede samimiyiz. Mesela kimse kimseden asla çekinmez ve kimse kimseye davranışlarından dolayı hesap sormaz. Herkes herkesin manitası gibi takılabilir. Ama kimse kimseye aşık değildir. Doğamız böyle. Böyle olmaya alışmışız da denebilir.

Grup üyelerinden biraz bahsedecek olursam:

Seungmin: Grubun komedyeni. Asla kafasının nasıl çalıştığını anlayamadığım ama kesinlikle içerde ne olduğunu merak ettiğim brisi. Grubun ipek sesli vokali. Onunla uğraşmayı seviyorum.

Jisung: Ruh ikizim. Onsuz bir hayat düşünemediğim yegane insanlardan brisi. Gerçekten Jisung olmasa her şey bu kadar kolay olur muydu acaba?

Chan: Ne denilebilir ki hakkında? Görüp görebileceğiniz en iyi insanlardan birisi. Grubun lideri. Aynı zamanda babası. Ayrıca en büyüğümüz (Bazen en küçüğümüz olduğundan da şüpheleniyoruz)

Felix: Canımın içi, biricik sunshine'ımız. Gülümsemesi bile insana huzur veren Felix'imiz. Herkese ışığıyla güç vermeye çalışıyor. Muzip bir tarafı da var ki bu en sevdiğim yanı.

Changbin: Bazen Hyunjin için kapışıyor gibi gözüksek de aslında hem kendisini hem de rapini çok sevdiğim aşikardır. Tüm gruba karşı sevecendir. Sinirlenince çok tatlı olduğu için hepimiz onu sinir etmeye bayılırız.

Hyunjin: Dans meleği, onu dans ederken izlemeye bayılıyorum. Hem de her açıdan. Benden korksa da benimle uğraşmayı sevdiği için az peçete yedirmemişimdir şimdiye kadar. Üstelik 180 derecede 20 dk planım hala geçerli.

Jeongin: Ve geldik grubun en tatlısı, en küçüğümüz Jeongin'e. O hepimizin gözbebeği. Herkesin birbirinde kredisi 3'se Jeongin'in hepimizde 6'dır. Zaten anlattıkça neden böyle olduğunu herkes görecektir.

Grubu anlattığıma göre hikayeme geçiyorum..

O gün başlangıçta her şey normaldi. Sabah bizimkilerle erkenden uyandık ve pratik için stüdyoya geldik.

Yine ben hızlı bir dans pratiğine başlamıştım ve herkes bana ayak uydurmaya çalışıyordu. Yavaş yavaş herkes artık sıkılmaya başlamıştı. Jisung çoktan dansı trollemeye başlamıştı bile.

- Han-aaah bir daha konserlerde karıştırırsan seni toparlamam haberin olsun!

Bunun koca bir yalan olduğunu herkes biliyordur muhtemelen.

Jisung:
- Hyuuung, Quokka prens yoruldu.

Jisung'un kendisine Quokka prens demesini seviyordum. Birlikte katıldığımız bir Vanity fair etkinliğinden sonra bu adı takmıştı kendisine.

-Peki o halde gitmek isteyenler gidebilir. Ben biraz daha kalacağım. Henüz her şey mükemmel değil.

Changbin:
- Oh be! Sonunda yemek vakti!

Felix:
- Changbin Hyung bu kez ben bile açım doğruca uçalıııım

Jisung:
- Bensiz yemeklere gidilmiyor zaten buralarda biliyorsunuz

Chan:
- Tabi canım seni bırakmak gibi bir hataya düşer miyiz?

Jeongin:
- Çok konuşuyorsunuz zaman kaybediyoruz sadeceeee

- In-aaahh acıktıysa hemen yemeğe gidiyorsunuz marş marş, diye emir verdim hepsine

Seungmin:
- Ben bunlar kadar aç değilim biraz daha provalara devam edebilirim. Hem yeterli görmüyorum hala kendimi