BİRKAÇ GÜN SONRA. SAAT 16.38
Sabahtan beri çalışma odamda yeni tablolar çiziyordum. Taehyung önemli bir işinin olduğunu söyleyip evden çıkmış ve beni bu saate kadar bir kere bile arayıp, mesaj dahi atmamıştı.
Ona sinirli ve kırgın olduğum için kafamı dağıtmak amacıyla bir sürü tablo çizmiştim. O beni aramasa da ben onu onlarca kez aramama rağmen açmamıştı. Bu kadar önemli ve beni arama gibi bir zahmette bulunmadığı işi neydi acaba?
Elimdeki fırçanın kırılmasıyla, fırçaya fazla basınç uyguladığımı anladım. Sinirli ve kırgındım.
Neredeyse biten tabloma bakıp iç çekerek yeni bir fırçayı aldım. Fırçayı boyaya bulayıp hızlı hızlı tabloyu bitimeye başladım.
Tablom bittiğinde elimin tersiyle alnımda damla damla biriken terleri silerken evin kapısının açıldığına dair ses duydum.
"Jeongguk, sevgilim?"
Taehyung'un bana seslenmesini önemsemeden kalktım ve atölyemin kapısını kilitledim sessizce. Kapıyı iyice kilitledikten sonra tekrar tablonun başına oturdum ve her zamanki yaptığım şeyi yaparak tablomun sağ alt köşesine imzamı atıp adımı yazdım. Bu esnada adım sesleri iyice yaklaşmıştı.
"Jeongguk neredesin güzelim?"
"Jiingik niridisin gizilim!"diye ağzımı kıpırdatarak onu taklit ettim. Masanın üzerindeki telefonum gözüme iliştiğinde onu sessize almak yerine kapattım. Artık bana ulaşmazdı.
"Bebeğim nerdesin?" Taehyung'un adil sesleri git gide yaklaşıyordu. Atölyemin kapısının kulpu birkaç kez oynamıştı. Açmaya çalışıyordu kapıyı. Ama kilitliydi.
"Sevgilim orada mısın?"
Kapıyı bir kaç kez tıklattı fakat ben ses vermedim. Umurumda bile değildi. Beni akşama kadar merak etmemiş, bir kere bile aramamıştı. Üstelik telefonlarımı da açmamıştı.
"Bebeğim neredesin?" Ses gelmeyince gitmeyi tercih ettiği uzaklaşan adım seslerinden belli oluyordu.
Onu önemsemeden boynuma indirdiğim kulaklığımı kulağıma taktım. Telefonumu açtığım gibi uçak moduna ve sessize alıp kendime müzik açtım. Kulaklığımda çalan Chase Atlantic grubunun 'İnto it' şarkısı eşliğinde yeni bir tabloya başladım. Bu, bugün çizdiğim 7. tabloydu.
********** SAAT 19.34
Kulağımdan kulaklığımı çıkarıp kenara koydum. Telefonumdan şarkıyı kapatıp kollarımı ve ayaklarımı uzatıp esnedim. Telefonumdan saate baktığımda saatin akşam olduğunu gördüm. Sabahtan beri sadece yaptığım kahvaltı ile duruyordum.
Atölyemden çıkıp odama girdim. Üzerimi değiştirip hızlı bir duş aldıktan sonra yemek yapmak için mutfağa indim.
Mutfağa girmeden önce salona baktığımd,a koltukta yatan ve elindeki telefona bakarak ağlayan Taehyung'u görmek aklımın ucundan bile geçmemişti.
Beni gördüğünde hızlıca oturur pozisyona gelip gözyaşlarını sildi hızla. Koşarak yanıma geldiği gibi beni kolları arasına alıp kucağına aldı.
"Biran beni bırakıp gittin diye çok korktum. Neredeydin?"diye ağlayarak konuşan Taehyung'a karşılık kalbimin acıdığını hissettim. Ama ona çok kırgındım. Kollarının arasından sıyrılıp kucağından indim ve mutfağa girdim onu gerimde bırakarak. Başım çok ağrıyordu.
Dolaptan çıkardığım noodle paketini tezgahın üstüne bıraktım. Şu ısıtıcısına suyu doldurduğumda Taehyung belime sarıldı.
"Bebeğim neden böyle davranıyorsun? Birşey mi yaptım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE PUZZLE MAN//taekook +18
FanfictionYeni bir eve taşınan Jeongguk, evin kilerinde bulduğu puzzle parçalarını birleştirince, yıllardır o puzzle'a hapsolmuş Kim Taehyung kurtarılır. SEMETAE UKEKOOK Yanship= NamJin Rahatsız edici içerik!!! başlangıç Tarihi=09.09.2023 Bitiş tarihi= 11.12...