Az önce 1555 kelimelik bir bölüm yazdım ve bölüm nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde silindi.
Şuan asla yazma heyecanım yok. Ama yine de yazmaya çalışacağımm
İyi seyirlerr
Hemen Kaan'dan ayrıldım ve ne yapacağımı bilemez bir şekilde Kaana bakmaya başladım.
"Sakin ol." dedi dudaklarını haraket ettirerek. Başımı onaylar şekilde salladım ve sessizce beklemeye başakdım.
"Ya bu kilerin kapısını hep kilitliyorlar." dedi kapının ardındaki kadın. Yanındaki erkek hoca "Neyse başka bir zaman gelir alırız kitapları." dediler ve ayak sesleri git gide uzaklaştı.
Kaan bana baktığı zaman rahatlamış gözlerle ona bakıyordum. "Merak etme" dedi ve bir adım attı. "Şuan sadece sen ve ben varız." dedi ve tekrar belimi tuttu.
"Neden bu kadar rahatsın." dediğimde güldü ve gözlerime baktı. "Çünkü sen varsın yanımda." dediğinde kaşlarımı havaya kaldırdım. "Nasıl yani?" dediğimde dudaklarını ıslattı ve devam etti. "Yanlış bir şey yapmıyorduk ki. Sadece tiyatro için alıştırma." dediğinde gözlerimi kocaman açtım. Çüş yani!
Sen ne bekliyordun? Evlenip 2 çocuk 1 kedi sahiplenmek istediğini mi?
İç ses...
Hızlıca onu kendimden daha uzağa ittirdim ve anahtarla kapıyı açıp çıktım. Arkamdan geldiğini belli eden ayak sesleri vardı. "Nazlı durur musun?! " dedi bağırmaya yakın bir sesle. Daha da hızlı yürüdüm ve kızlar tuvaletine girdim. Adı üstünde kızlar tuvaletiydi gelemezdi.
Kapıyı kapattığım an kapı bir daha açıldı. "Nereye kadar kaçacaksın?" diye sorduğunda geri geri ilerlemeye başladım. Aramızdaki mesafeyi kapatmak adına adım adım yanıma geliyordu. "Burası kızlar tuvaleti. Öğretmenler tuvaleti üst katta." dediğimde gülmekle yetindi.
"Biliyorum." dedi. Sırtımın soğuk duvara değmesi ile gözlerimi yumdum. Kahretsin! Bana adım adım daha da yaklaştı ve önümde durdu. "Gider misiniz?" dedim ciddi bir ses tonuyla. Tek kaşını kaldırdı. "Sizli bizli mi olduk?" dediğinde sinirden kahkaha attım. Az önce bana sadece tiyatro için yakın olduğumuzu söyleyen o değil gibiydi.
"Pardon?" dedim ve iki elimi belime yerleştirdim. "Sonuçta 'Sadece tiyatro için' yakın olduğum hocamla nasıl konuşmamı planlıyorsunuz?" dediğimde gözlerime bakıyordu. Böyle sessiz kalması daha da sinirimi bozuyordu.
"Ben tiyatrodan ayrılmak istiyorum!" dediğimde bile susup bana bakıyordu. Gözlerim devirdim ve yanından geçmek için bir adım attığımda kolumdan tutup sertçe duvara tekrar yasladı. Boy mesafesinden dolayı üstüme doğru eğildiğinde nefesim kesilecek gibi olmuştu. Çikolata kokuyordu.
"Şuan tiyatroda değiliz, yani şuan öğretmen - öğrenci ilişkimiz bitmiş durumda." dedi ve yüzünü yüzüme yakınlaştı. "Şuan sen sadece Nazlısın, ve ben sadece Kaanım." dediğinde anlamaya çalışıyordum. Az önce başka şuan başka söylüyordu.
"Nasıl yani?" dediğimde yüzünü biraz daha yaklaştırdı. "Şöyle ki." dedi ve dudaklarını ıslattı. O kadar yakındık ki dikkatimi veremiyordum. "Şimdi olacaklar okulla bir bağlantısı yoktur." dedi ve dudağımı öpmeye başladı.
Karşılık vermememe rağmen bozulmamış, hâlâ öpüyordu. Yavaşça dudaklarını çekti ve gözlerime baktı.
"Nazlı." dediğinde zaten aklım başımda değilken daha da benlikten çıkmıştım. "E-efendim?" dediğimde yutkundum. "Seni isti-" lafını bölen zil sesiydi. Yerinde dikleşti ve üstünü düzeltti.
"1 ders sonra görüşürüz" dedi ve uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Edebiyat Hocam
ChickLit"Anlayamadım ben yine. " dediğimde göz devirdi. "Neyini anlayamadın?" diye sordu. Sırf onunla biraz daha yakın olmak için salağa yatmak zorundaydım. "Sorunun şurasını anlamadım işte" dedim ve parmağımla sorunun bir kısmını işaret ettim. İlk önce sor...