Rosaline ailesinin gidişinden sonra yeniden yalnız kalmıştı. Üstelik bu yaz tatil planlarını erteleyeceklerini öğrenmişti. Bu kötü olmuştu çünkü dersleri ağırlaşmadan önce geçirecegi son güzel zaman ellerinden kayıp gitmişti. Üstelik sahile gitmeyi iple çekiyordu. Yine de ailesine kızgın değildi. Voldemort taraftarlarını saptayabilmek ve sorgulayabilmek için ciddi efor sarfediyorlardı. ( Rosaline bazı dosyalar görmüştü.)
O da üstüne düşeni yapmalı ve ailesine zorluk çıkarmamalıydı. Bunu biliyordu.
İşte bu yüzden yakın arkadaşını ziyaret etmeye karar vermişti. Çünkü yapacak başka bir şey aklına gelmiyordu.
James'le beraber gitmeyi çok istiyordu ama kalbinin kırılacağı bir şeyler yaşanmasından korkuyordu.
Rosaline uzun uzun James'in penceresine baktı. Ona haber vermeyi gerçekten istiyordu."Penceremi beğenmiş gibi duruyorsun Rosie." Dedi James dramatik bir şekilde. "Ben de seni bekliyordum. Hadi kasaba meydanına gidelim. Yeni bir yer açılmış." James neşeyle Rosaline'in koluna girdiğinde Rosaline sessizliğini bozdu. Hafif bir telaş tüm bedeninde gezinirken yanlış bir şey yapmadığını biliyordu.
"Aslında ben Lily'yi ziyaret etmek istiyorum James. Bana eşlik edebileceğini söylemiştin ama ne yapmam gerektiğine emin olamadım. Gelmek ister misin? "
James önce adımlarını durdurdu. Gülen yüzü yavaş yavaş normale döndü."Seni tabiki götürürüm." Dedi James. Lily'yi görmeyi her şeyden çok istiyordu ama onu gördüğünde düşüneceği tek şey Lily'nin hayatındaki bir başkası olacaktı. Üstelik Lily Evans ondan nefret ediyordu.
"James iyi olmayacaksan ben tek gideyim. Söz dikkatli olurum." Dedi ama James kafasını salladı."Ona benimle geldiğini söylersen sana kızabilir. Sen söyleme ben de gözükmeyeyim anlaştık mı?" Dedi James ve Rosaline kafasını salladıktan sonra elini Rosaline'in kafasının tam tepesine koyarak onu sağa sola salladı. Rosaline sinirlendikçe James kahkaha attı. Rosaline de oldukça keyifliydi. Aslında gerçekten de kızgın olmadığını düşündü. En azından saçını karıştırmamıştı. James'in garip ifadeleri ve taklitleri kısa sürede neşelerini yerine getirdi.
Nihayet mor otobüs göründü ve onlar bindikten hemen sonra Rosaline adresi söyledi. Söyledi söylemesine ama yaptıkları yolculuk ikisini de perişan etti. Daha önce hiç bu kadar zor bir yolculuk geçirmemişlerdi.
Sabit durup yerlere devrilmemek için müthiş çaba vermişti Rosaline. Öte yandan James kendini âna bırakmıştı ve bu zorlu yolculuktan keyif alıyordu. Rosaline yerlere yapışmasın diye onu tutmak için de uğraşıyordu. Yine de iki kez yuvarlandı. "Sorun değil." Dedi kendini gülmemek için tutan James'e.
Suratı ya camda ya da otobüsün zemininde gezen biri için fazla eğleniyordu James.Muavin onlara seslendiğinde Rosaline bacaklarında o gücü zar zor buldu ve kendini dışarı attı. Dünyanın en kötü yolculuğu bu olsa gerek diye düşünüyordu. Diğer yandan
Burası Lily Evans ve ailesinin yaşadığı muggle yerleşkesiydi.
Rosaline çöp tenekesine doğru hızla ilerledi ve bulanan midesinde ne var ne yoksa onlardan kurtuldu. James bu sırada onun saçlarını toparlamıştı.
Cebindeki mendille de Rosaline'in ağzını sildikten sonra karşısındaki eve uzun uzun baktı. Rosaline kendine çeki düzen versin diye ona zamanı tanıdı . "Daha iyi misin?" Dedi şefkatle. Rosaline ne kadar şanslı olduğunu bir kere daha anladı. James onun gerçekten de ailesinden biriydi. Beklediği yanıtı aldıktan sonra James Rosaline'in eve doğru yürümesini izledi. "Akşam seni almaya gelirim." Dedikten sonra hızlı hızlı yürüyerek gözden kayboldu.Rosaline buraya kadar gelmişken geri dönmek istemiyordu ama çekingenliği baş göstermeye başlamıştı.
Yine de taşlı yolu ve ardından verandayı geçtikten sonra zile basması oldukça kısa sürdü. Kendini alacağı her tepkiye hazırlamıştı. Kapı açıldığında karşısında sarı saçlı bir genç kız duruyordu. Sanırım o Petunia olmalıydı.