Rosaline evine girdiğinde tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı. Yalnız olduğuna hiç bu kadar sevinmemişti. İstediği kadar ağlayabilirdi.
Her şeyin bu kadar zor olmaması gerekiyordu. Sevgilisiyle böyle bir sebepten ayrılmamalıydı. Eğer ayrılacaksa bile başka sebepler olmalıydı.
Ondan nefret etmek çok daha kolaydı ama şimdi nefret edemeyeceğini biliyordu.
Ivan onu seviyordu.
Rosaline de onu seviyordu .
Daha önce de o civarlarda dolanmıştı.
Ama Ivan'ı hiç görmemişti.
Belki de Ivan ona görünmemeyi istemişti.
Rosaline'in tek bildiği artık ona kızgın olmadığıydı.
Yüzünü yıkadı Rosaline. Belki bir gün her şey eskisi gibi olurdu.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyordu.
Birbirini takip eden üzüntüler vardı sadece.
Duyduğu kapı sesiyle aşağıya inmeye başladı. Emin olduğu tek şey gelenin annesi ve babası olmadığıydı.
Asasını eline aldı ve kapıyı yavaşça açtı.
"Nereden geliyordun? Tüm sokak boyunca kim olduğunu anlamaya çalıştık."dedi James. Sirius da "James gözlükleri olmadığı için seni tanımakta zorlandı." Dedi.
Rosaline gülümsedi. Onları görünce mutlu olmuştu. Belki de yalnız kalmayı en çok istediği gün bugün değildi.
"Gelsenize." Dedi ve sonra içeri geçtiler.
Çocuklar kanepenin iki ayrı ucuna oturunca Rosaline de ortalarına oturdu .
"Ne yapsak ki?" Dedi kafasını arkaya yaslarken."Benim bir fikrim var aslında." Dedi Sirius cebindeki sigara torbasını çıkarırken.
"Sirius olmaz. Rosaline içemez." Dedi James. Sirius da omzunu silkip poşeti ön cebine koydu.
Rosaline sinirle James'e baktı. Oyunbozan küçük bir çocuk varmış gibi davranıyordu .
"Siz içebilirsiniz ben sigara sevmem." Diyerek tepkisini gösterdi. Gerçekten de sigara sevmezdi.
"Denemediğin bir şeyi sevip sevmediğini bilemezsin." Dedi James. Rosaline güldü.
"Denemediğimi söylemedim." Dedikten sonra kalktı ve mutfağa gitti. Yiyecek pek bir şey yoktu.
Yine de üç bardak aldı ve salona döndü.
"Bir şeyler söylemek ister misiniz?" Dedikten sonra telefonu ikisinin ortasına attı ve babasının özel zulasına doğru ilerledi. Burada güzel bir viski olduğunu biliyordu.
"Rosaline olmaz." Dedi James.
"Sorun yok James ." dedi Rosaline güzel bir viskiyle geri dönerken.
"Bunu hatırlamıyordur bile."Rosaline tekrar mutfağa gitti ve biraz buz getirdi. Erimemeleri için onları tılsımlı bir kaba koydu.
"Çok tedbirli davranıyorsun belli ki kötü bir gün geçirmiş. Huyuna gitmen gerek." Dedi Sirius. Her zaman iki büyük ahmak olabilirlerdi ama yeri geldiğinde olgun davranmaktan çekinmezlerdi de.
"Onun iyiliğini düşünüyorum. Sen de gördün Pati bir şey olmuş.""Olmuş ama paylaşmak istemiyor. Biraz kafasını dağıtalım işte. Belli ki üçümüz de berbat zamanlar geçiriyoruz."
Sirius kafasını arkaya yasladı. Kendini daha özgür hissetmesi gerekiyordu. Ama hissetmiyordu. Canavara dönüşen kardeşi aklını bir süre meşgul ediyordu.
Sonra ona olan nefreti o kadar büyüyordu ki Sirius iyi olan her şeyi unutuyordu. Zaten pek de bir şey kalmamıştı.
James çalan kapıya gidip siparişleri aldı ve Rosaline de biraz şekerleme ve buzla yanlarına geldi.
Yakın bir zaman önce yine aynı şeyleri yapmışlardı. Rosaline bu rutini sevmişti.
"Jamsie umarım sarhoş olmazsın." Dedi Rosaline. James de ona yastıkla vurdu.
Madem biraz kafa dağıtmak istiyorlardı, o zaman dağıtacaklardı."Bence buz atmamalısın." Dedi James.
"O şeyi buzsuz içemezsin." Dedi Rosaline.
"Ben buz istiyorum. James kıçını yakmak istiyorsa keyfi bilir." Dedi Sirius.
Rosaline gülerek bardakları doldurdu ve çocuklara teker teker uzattı.
"Ne için tokuşturalım?" Dedi James.
"Bu kısmı geçebiliriz." Dedi Sirius.
Rosaline bu sefer de ona döndü."Hadi ama Sirius. Burada havalı davranmana gerek yok."
Dedi Rosaline.
