Rosaline rahatsız bir uykudan uyandı. Boynu felâketti.
Üstelik resmen Sirius'u kucaklamıştı.
Ondan yavaş yavaş uzaklaşırken uyandırmamayı diledi. Onun da rahatsız bir uyku çektiğini tahmin etmek zor değildi."Gece üstümü örtmüşsün. Sona kaldığım için üstümü kimse örtmez sanmıştım." Dedi Sirius.
Rosaline bir an korktu.
"Ödümü patlattın. Seni uyandırdım mı yoksa?" diyebildi zar zor."Uyanık gibi bir şeydim . Başımın dönmesi geçmek bilmedi." Sirius umursamazca konuştu.
"Benim yüzümden mi uyuyamadın?"
"Hayır. Seninle ilgili bir şey değildi."
Üstelik tam olarak uyumamış da sayılmazdı. Sadece onlardan sonra yatmış ve önce kalkmıştı. Rosaline ile kucaklaşıyor olması onu rahatsız etmemişti. Öte yandan Rosaline rahatsız olmuş gibi duruyordu.Dün geceki sohbetleri Sirius'un ne kadar hoşuna gitmişti. Ama şimdi o böyle kendini geri çekerken Sirius bozulmadan edemedi.
"Rosaline kendime gelemiyorum. Bir daha asla, asla böyle bir şey yapmayalım." Dedi James gözünü açar açmaz. Rosaline ona doğru döndü ve şefkatle ellerini onun şakaklarına yerleştirdi. Baş parmaklarıyla kısa bir masaj yaptı.
Sirius ne kadar rahatsız olduğunu belli etmemeye çalıştı. Rosaline'in sadece kendisiyle ilgilendiğini sanacak kadar aptaldı. Rosaline "Bir daha sana alkol yok Potter."
dediğinde Sirius ayağa kalktı. Aklı hâlâ Rosaline'in az önceki hareketinde kalmıştı. James'le aralarında ailevi bir bağ olduğunu bilse de huzursuz olmadan edemedi."Sirius, Sirius hiçbir şey hatırlamıyorum." Diyerek dramatik bir şekilde elini başına götürdü James.
"Çünkü hemen uyudun." Diyerek isyan etti Sirius. "Eğlenemedik bile."
"Benimle sohbet etmek seni sıktı herhalde." Dediğinde Rosaline'e döndü Sirius.
"Pek bir şey konuşmadık. Siz ikiniz hemen sızdınız." Sirius saçma sapan kıskançlıkları bir kenara bırakmaya çalıştı. Rosaline'i terslemek istemediğinden cümlesini yumuşattı.
"Oyun salonuna gidelim." Dedi James. Gidecek enerjisi bile yoktu. Yine de teklif etti . Üçünün birlikte zaman geçirmesi hoşuna gitmişti. Gerçi ilk seferleri tedaviyle ve ikinci seferleri de uykuyla geçmişti. Belki de bu yüzden düzgünce vakit geçirmek istemişti .
"Belki The Stone's a gideriz." Dedi Rosaline.
"Ne dersin Sirius?"
"Ben biraz hava alayım. Sonra konuşuruz. " Sirius huysuzlanarak bahçeye çıktı. Bay ve Bayan Potter'ın onu görmeyeceği bir kör nokta aradı ve bulduğunda sigarasını yaktı. Belki de öfkesini atacak bir şeye ya da bir yere ihtiyacı vardı. Eğer Hogwarts'da olsaydı öfkesini kimlerin üstünde atacağını çok iyi biliyordu. Ancak burada elinde ne varsa onunla yetinecekti. Sataşacak birilerini bulma umuduyla ufak bir gezintiye çıkmak istedi. Belki sonra şu dedikleri yere giderlerdi.
O sırada Rosaline biraz çekinerek James'e sordu.
"Belki de seninle yalnız vakit geçirmek istiyordur. Siz çocuklar nelerden hoşlanıyorsunuz bilmiyorum ama belki de-"
"Sigara içmeye çıktı. Bazen huysuz olabiliyor. Başka bir şey değil."
James Rosaline'in ortalığı toplamasına yardım etti. Zaten pek bir dağınıklık yoktu. Kalan yemekleri daha sonra yemek için kaldırdılar. James, Sirius'un pek iyi olmadığını ve kolay şeyler yaşamadığını biliyordu. Bu yüzden onun yanında olmak istiyordu. Kendini aptal kalbi yüzünden yetersiz hissediyordu. Bencilce davranıyormuş gibi...
Bunu halletmek istedi.
"Ben bir Siri'ye bakayım. Daha sonra uğrarız olur mu? "
Dedi James ve gülümsedikten sonra evden ayrıldı. Rosaline içten içe minnettardı. Çünkü gülünç olsa da Sirius'a yapışmış olmak onu biraz utandırmıştı. Sirius ona herhangi bir ima yapmamış ve onu rahatsız etmemişti yine de bir gecede önce eski sevgilisinin sonra da James'in en yakın arkadaşının kollarında olmak ona kendini adi hissettirmişti. Diğer yandan artık kendisini iyi hissediyordu. Ivan konusunda yapabilecek bir şey yoktu. Ona yardım edemezdi çünkü Ivan kurtarılmayı istemiyordu.
En azından birbirlerine düzgünce veda ettikleri için mutluydu.
Üstüne sinmiş yemek kokusu burnuna çarptı birden.
Rosaline duş almak istediğini fark etti. Güzel ve uzun bir duş almak için odasına gitti. Daha sonra Lily'nin mektubuna bir cevap yazacaktı.