Yüzüme iğne gibi batan yağmur damlalarına aldırış etmeden daha hızlı koşmaya başladım. Her seferinde daha hızlı koşuyor canım yanana kadar da durmuyordum.
Sabaha karşı saat dörttü kimseler olmazdı bu saatte dışarıda ben hariç. Her gün yaklaşık iki saat boyunca koşardım bütün öfkemi, sinirimi böyle atardım canım ne kadar yanarsa ben o kadar kendimi iyi hissederdim. Yıllarca kendimi acıya alıştırmış bundan zevk almıştım.
Terim üstümde kurumadan arabama binmiş evime doğru yolla çıkmıştım. Çok lüks ve büyük bir dairem vardı. Büyük bir rezidansın 40. katında yaşıyordum. Sade ama şık bir şekilde dekore etmiştim.
Direk kendimi sıcak suyun altına atıp kısa bir duş aldım. Bu sabah çok önemli bir ameliyatım vardı. 15 yaşındaki Sema'nın bütün hayalleri umutları benim ellerimdeydi. Çok riskli masada kalma oranı yüksek bir operasyondu ama ben bunu başaracağıma inanıyordum. Çağlar ailesi de bana güveniyorlardı. Kendi alanımda neredeyse en iyisiydim yıllarca yurt dışında çalışmış ama yurda kesin dönüş yapmıştım. Şimdi de Türkiye'nin en iyi hastanesinde beyin cerrahlığı yapıyordum.
Murat Çağlar beni araştırmış kızının ameliyatının sadece benim yapabileceğime inanmıştı. Sema'nın beyindeki tümör onu hızlıca öldürüyordu. Çok cana yakın güler yüzlü bir çocuktu tek hayali ayağa kalkıp en sevdiği şey alan baleyi yapmak gelecekte iyi bir balerin olmaktı. Bütün maharetimi kullanıp bu kızın eski haline dönmesi için her şeyi yapacaktım.
Dışarıdan soğuk burnu havada bir kaltak gibi görünüyordum. Bunu zaten bilerek yapıyordum insanlara güvenmezdim sadece dostlarıma karşı gardımı indirirdim onlarda bir elin beş parmağını geçmezlerdi. Birde hastalarıma karşı çok yumuşaktım hayat kurtarmak benim yaşama sebebimdi. Ama bazılarında Azrail'i olacaktım zamanı gelince.
Üstüme borda triko bir elbise giyip saçlarımı açık bırakmış hafif bir makyaj yapmıştım. Biraz pahalı araba merakım vardı o yüzden Otoparktaki Bugattime atlayıp hastaneye doğru yol aldım. Araba mı valeye verip odamın bulduğu 4.kata çıktım. Bir doktora göre çok lüks bir yaşantım vardı ama ben zaten aileden varlıklı biriydim sadece bunu bilmiyorlardı.
İşimden çok iyi kazanıyordum ama bu kadar lüks bir evi, ve arabaları karşılaması zordu. O yüzden zengin bir adamın metresi olduğumu düşünüyorlar sağda solda dedikodumu yapıyorlardı. Ve bu benim hiç umurumda değildi.
" Günaydın Ceylan Hanım" dedi beni gören asistanım Dilara.
"Günaydın Dilara bana sade bir kahve ve program listemi getirimisin rica etsem" dedim tebessüm ederek.
"Tabi hemen" Dilara'ya karşı hep kibardım gerçi ben bütün çalışanlara karşı öyleydim. Meslektaşlarım hariç özellikle kadın olanlara karşı.
İki dakika sonra Dilara elinde kahve ve dosyalarla içeri girmişti. Bugün baya yoğun bir programım vardı. Çalışırken tam bir robota dönüşüyordum her şeyin kusursuz olmasını isterdim ekibimi de öyle seçmiştim. Ameliyat saatinden önce son kez Sema'nın yanın gidip durumuna bakmak için odasına girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK GECE +18
Teen FictionGözleri önünde ailesi katledilmiş bir çocuk. Büyüyüp bir doktor olduğunda kimine melek kimine Azrail olacaktı.. Karanlık İmparatorluğun veliahttı Mert Binboğa düşmanlarının korkulu rüyası. En büyük tehlikenin yanı başında olduğunu anladığında neler...