2. Bölüm: MUHTEŞEM YALANLAR

140 12 17
                                    

Attıkları konum şehir merkezinden baya uzaktaydı git git bitmiyordu. Yolun sonu orman gibi bir yere çıkıyordu. Burası ev değil şato gibiydi çok geniş bir arazinin üzerine inşa edilmiş devasa bir yapıydı. Sayısız koruma ordusu vardı bu sayı yetersiz olacak ki bir de dronlarla etrafı kontrol ediyorlardı.

Evin mimarisine hayran kalmıştım Victoria tarzı bir yapı hakimdi çok geniş bir alana yayılmıştı dışarısında da neredeyse olimpik havuz büyüklüğünde bir havuz vardı. Ön tarafta özenle oluşturmuş bir bahçe, evin arkasında ise uçsuz bucaksız bir orman bulunuyordu. Son model Bugattimi kocaman evin önüne park etmiştim. Beni kapıda ofisime gelen Kemal karşılamıştı.

"Hoş geldiniz Ceylan Hanım, Mert bey sizi bekliyor" dedi bana yol göstererek.

Evin içi de dışı kadar mükemmeldi. Duvarları pahalı tablolar ve tarihi eserler süslüyordu. Yerlerde nadide İran halıları vardı sanki ev eve değil bir müze gibiydi. Bu ihtişam insanı yormuyor aksine kendine hayran bıraktırıyordu. Çok pahalı zevklere sahipti Binboğa ailesi.

Önde Kemal, arkada ben ikinci kata çıkmıştık. Kocaman oymalı ahşap bir kapının önünde durduk. Kemal kapıyı çaldı içerden ses gelmesini beklemeden içeri girdik.

Burası çok büyük bir çalışma odasıydı erkeksi zevklere göre döşenmişti. Ahşabın ağırlıklı olduğu odada duvarlar boydan boya kitaplıkla kaplıydı. Gene yerde pahalı bir İran halısı bulunuyordu. Odanın tam ortasında maun kocaman bir masa vardı. Masanın arkası boydan boya camdı ve enfes bir orman manzarası sunuyordu.

Masada oturan Mert Binboğa ayağa kalkmış tam önümde durmuştu. Hiç çekinmeden beni baştan aşağı süzmüştü. Krem triko mini bir elbise giymiş üstüne de yine aynı tonlarda bir kaşe ayağıma topuklu çizmelerimi giymiştim. Fiziğime dikkat eder sporumu hiç aksatmazdım. Bu görüntüm bile Mert Binboğa etkilemeye yeterdi.

"Hoş geldiniz Ceylan Hanım, umarım kolay bulmuşsunuzdur yolu" dedi gülümseyerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hoş geldiniz Ceylan Hanım, umarım kolay bulmuşsunuzdur yolu" dedi gülümseyerek.

"Hoş buldum Mert Bey kolay buldum, çok güzel bir eviniz var ama baya uzak" dedim.

"Beğenmenize sevindim, ne ikram edelim size"

"Bir şey almayayım teşekkürler. Mümkünse babanızı görmek istiyorum dedim" biraz hevesli çıkmıştı sesim.

"Göreceksiniz merak etmeyin. Dosyaya baktınız ne düşünüyorsunuz" dedi ciddi bir sesle.

"Kemal beye söyledim babanız tedavi olmak istemiyor anladığım kadarıyla. Biyopsiye de izin vermiyor sadece tahlillere göre hareket etmek doğru değil. Ama dosyanın durumuna göre tabi ki bir tahminim var" dedim bende aynı ciddiyetle.

"Nedir" dedi hevesle

"Astrocytoma nadir görülen beyin tümörüdür. Hastayı yavaş yavaş tüketir ameliyat kaçınılmaz sondur" dedim.

"Hocanız Sedat Beyde bu tanıyı koydu ama ameliyatın tehlikeli olduğunu masada kalma durumunu yüksek olduğunu da söyledi" dedi sıkıntıyla.

"Bu riski almanız gerekiyor Mert Bey zamanla babanız çoğu fonksiyonunu kaybedecek. Önce görme en sonda zihin kaybı sürecin ne kadar acılı olduğunu söylemiyorum bile" dedim.

SOĞUK GECE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin