"Anne babam ne zaman gelecek geç kalacağız gene" dedim annem saçlarıma çiçek takarak.
"Gelir kızım ne bu acelen daha bir saat var oyunun başlamasına"
"Ama anne babam hep geç kalıyor çok çalışıyor zaten onu hep az görüyoruz"
"Bazen çok çalışması gerekiyor yavrum yoksa hep senin yanında olmak istemez mi" dedi başıma bir öpücük kondurarak.
Biz annemle hazırlamayı bitirmiş babamı bekliyorduk. Bu gün bizim okulun tiyatrosu vardı ve bende rol almıştım. Annem bana beyaz tütülü bir elbise giydirmiş başıma da çiçekler takmıştı. Herkes anne babası ile katılacaktı o yüzden babam bugün erken geleceğini söylemiş ama her zaman ki gibi geç kalmıştı.
Babam savcı annemde iç mimardı arkadaş ortamında tanışmışlar ilk görüşte de aşık olmuşlardı birbirlerine babam okulunu bitirip savcı olunca hemen evelenmişler. İlk zamanlar erken diye çocuk istememişler ama istediklerinde de çocukları olmamış annem iki düşük yaptıktan sonra ben tedavi ile olmuşum. O yüzden beni gözlerinden sakınır üstüme titrerlerdi.
Annemde benim gibi tek çocuktu genç yaşta ailesini kaybetmiş hayatta tek başına tutunmuştu ailesi çok zengin olduğu için anneme yüklü bir miras kalmıştı. Babamın ise kimsesi yoktu yaşlı bir annesi vardı annemle babam evlendikten kısa bir süre sonra vefat etmişti. Bir birlerinden başka kimseleri kalmamıştı. Çok arkadaşları vardı ama ben çoğu ile tanışamamıştım babamın tahinleri yüzünden sürekli şehir değiştiriyorduk. İstanbul'la geldiğimizde artık son görev yerim demişti.
Babam son zamanlarda çok çalışıyor bir suç örgütünün peşine düşmüştü. O yüzden hep gece gelir onu çok az görürdüm ben durumdan çok şikâyetçiydim ama annem alışmış artık şikâyet etmiyordu.
Neyse ki babam sözünde durmuş geçte olsa eve gelmişti. Ailecek tiyatroya gitmiş unutulmaz bir akşam yaşamıştık eve dönüşümüzde ise şiddetli yağmur başlamış bir an eve gitmek için acele etmiştik.
Eve geldiğimizde arkamızda iki tane siyah kocaman arabada arkamızda durmuş bir sürü elinde silah olan adam arabadan inmişti babam durumu fark ettiği gibi annem bağırmış beni de alıp eve koşmamızı söylemişti. Babam "koş lale koş "diye bağırıyor annem ise çığlık atıyordu. Ben koşmaya başladığımda ardı ardına silah sesleri duyulmuş babımı vurmuşalardı. Arkama dönmek isterken annem beni tutmuş "içeri gir mutfak kapısından arkana bakmadan ormana koş Lale" demişti. Son sözleri bu olmuştu ben ormana koşarken annemde ardı ardına sıkılan kurşunların hedefi olmuştu.
Evimiz şehir merkezinde uzak ormana yakın tek katlı bahçeli bir evdi. Siyahlar içindeki adamlar anne ve babamın cansız bedeni eve taşımışlardı beni de içerde sanıyor evin etrafını ablukaya almışlardı. Mutlu mesut yaşadığımız güzel evimizi ateşe vermişlerdi şiddetli yağmura rağmen evimiz cayır, cayır yanmıştı. Her şeyi hıçkırıklar içinde bir ağacın arkasından izlemiştim. Çocukluğumu, geleceğimi her şeyi mi almışalardı. Gözyaşlarımı silmiş babamın da söylediği gibi koşmaya başlamıştım nereye gittiğimi bilmeden hızlıca koşuyordum. Taki Metin amcam önüme çıkıp beni kollarına alana kadar.
Amcam bizi ziyaret gelmiş olayı görünce saklanmış adamaların gitmesini beklediğini o sırda ormanda beyaz bir şeyin hareket etiğini fark ettiğinde de arkamdan gelmiş beni bulduğunu söylemişti.
Olay basına Ünlü Savcı Atilla Şahintürk'ün acı ölümü diye basına çıkmıştı. İnfaz edilmemişte elektrik kontağından çıkan yangından evin tutuştuğunu yazmışlardı.
O günden sonra Lale Şahintürk ölmüş Ceylan Berceste doğmuştu. Amcam yapanların kim olduğunu bildiğini babamın yer altı dünyasının en güçlü adamaların fişini çekmek istediği için infaz edildiğini söylemişti bunların başında Hakan Binboğa ve Vedat Tarhun vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK GECE +18
Fiksi RemajaGözleri önünde ailesi katledilmiş bir çocuk. Büyüyüp bir doktor olduğunda kimine melek kimine Azrail olacaktı.. Karanlık İmparatorluğun veliahttı Mert Binboğa düşmanlarının korkulu rüyası. En büyük tehlikenin yanı başında olduğunu anladığında neler...