"Evime kamera falan mı taktırdın, duş aldığımda kapımda beliriyorsun" dedim karşısında dimdik dururken. Saçlarımdan akan sular ayaklarımın altında küçük bir su birikinti oluşturuyordu.
Gene sus pus olmuş beni süzüyordu bacaklarımda ve göğüslerimde haddinden fazla oyalanmıştı. Ellinde de çantam duruyordu. Sinirle arabama binerken çantamı unutmuştum. Konuşmadan çantamı bana uzatmıştı çantamı almak için uzandığımda elimdeki morluğu görmüş bileğimden tutmuştu.
"Elline ne oldu"
"Çanta için teşekkürler, elimde seni ilgilendirmez iyi geceler" dedim tam suratına kapıyı kapatırken beni durdurmuştu. Yine ne hikmetse kendimi onun kollarında bulmuştum.
"Bu ellerinle babamın ameliyatına gireceksin tabii ki ilgilendirir hiçbir sorun istemiyorum" dedi kulağıma doğru hırlayarak.
"Önemli bir şey değil neşter tutmamı engellemez merak etme, başka bir şey yoksa benim duş yarım kaldı da"
"Aslında bana kafa tutman hoşuma gidiyor zoru oynuyorsun ama bir yandan da beni istediğini biliyorum" dedi kulağıma fısıltıyla. Onun bu haline kahkaha atmıştım.
"Emin ol seni istemek gibi bir niyetim yok. Çünkü ben en iyilerin bile tadına baktım" dedim nefesimi dudaklarına doğru verirken. Söylediklerim canını sıkmış olacaktı ki burun delikleri genişlemiş hırlamaya başlamıştı.
"Yatağıma girmek için sen yalvaracaksın güzelim. Seni becermem için inleyeceksin"
Bu adamın gerçek bir derse ihtiyacı vardı. Beni yanındaki salak kızlardan sanıyordu. Normalde bana dokunduğu için bile ellerini kıra bilirdim ama bu güç gösterisi hiç iyi olmazdı uyuyan yılanı uyandırmamın manası yoktu. Bende bilerek kendimi kasıklarını sürtmüş ona daha çok sokulmuştum. Sert olan erkeliği bu sefer kaya gibi olmuştu beni arzuladığını biliyordum her halinden belli oluyordu. Ee bende olsam benden etkilenirdim.
"Bana bunlarımı söylemeye mi geldin. O gün gelsin tekrar konuşursun şimdi yorucu bir gün geçirdim zamanımı boşa harcıyorsun" dedim kollarından sıyrılarak. Ona arkamı döndüm " yolu biliyorsun" dedim vücuduma sardığım havluyu çözüp üstümden çıkarırken. Gitmeyeceğini biliyordum arkamdan sesli yutkunuşunu duymuştum.
Duşa kabine girmiş sıcak suyu sonun kadar açmıştım her yer birden buhar olmuştu. Suyu daha sonra normal sıcaklığa düşürüp altına girip gözlerimi kapattım.
Gözlerimi açtığımda karşımda durmuş bana kara gözlerini dikmiş bir Mert vardı. Bu adam da beni geren bir şeyler vardı. Erkeklerle sohbet etmeyi sevmezdim seks yaptığım adamlarla bile doğru düzgün konuşmaz istediğimi aldıktan sonra bir şey demeden çeker giderdim. Ama bu dağ ayısıyla uzun uzun sohbet etmek onu kışkırtmak istiyordum.
"Canın benimle oyun mu oynamak istiyor Ceylan Berceste" dedi kıyafetleriyle suyun içine girip bir elliyle mememi avuçlarken. Bu ani hareketle ağzımdan küçük bir çığlık kaçmıştı ama hemen kendimi toparlamıştım. İstediğim kıvama gelmişti Mert Binboğa.
"Neden olmasın bu ara hayatım baya sıkıcı"
"O zaman oynayalım"
Beni tek seferde tutup kucağına aldı ikimizin üzerine sular akıyordu. Islanmaya aldırış etmeden beni tekrar salona götürmüş uzun rahat kanepenin üstüne bırakmıştı. Ben onun karşısında çırılçıplaktım. Vücudumun her zerresini aklında kazır gibi kor bakışlarını üstümde gezdiriyordu. Yanıma oturmuş beni kucağına çekmişti. Anlına anlıma dayamış gözlerini kapatmış kokumu içine çekiyordu. Bana bu kadar erken kapılmasını beklemiyordum. Bacaklarımı iki yanına açmış kucağına çıkmıştım, kaya gibi olan erkekliğinin üstünde gidip geliyordum. O bana değil ben ona hükmediyordum. Gözlerini açmış bakışlarını bana kitlenmişti elleriyle kalçalarımı avuçluyor, beni kendine daha çok bastırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK GECE +18
Teen FictionGözleri önünde ailesi katledilmiş bir çocuk. Büyüyüp bir doktor olduğunda kimine melek kimine Azrail olacaktı.. Karanlık İmparatorluğun veliahttı Mert Binboğa düşmanlarının korkulu rüyası. En büyük tehlikenin yanı başında olduğunu anladığında neler...