zvezda | yedi

1K 156 68
                                    

...

Felix 19, Hyunjin 25 yaşında,

Felix metroda kitabına gömülmüş bir şekilde dünyayla olan bağlantısını kesmişti. Karşısında onu izleyen adamdan habersiz bir şekilde kitabına dalmıştı. Ne okuduğundan da haberi yoktu gerçi, okumak için okuyordu. Sırf Minho istediği için kitabı okuyordu ama konunun ne olduğunu bile bilmiyordu. Bakışları bayıklaşırken uyumamak için kendini sıktı. Üniversitesinin durağına geldiğinde hızlıca kalkıp metrodan indi. Onu izleyen adamsa sırıtarak onun gittiği yöne baktı camlardan. 

Felix okula doğru yürürken bir yandan da telefonuna bakıyordu. Yine gündemde her zaman ki şirket vardı. O kadar büyük bir şirketti ki, her hafta en az iki kere günün gündemi olup, daha sonra sırlara karışıyordu. Şirket makyaj malzemeleri ürettiği için zaten sevilen bir markaydı ancak ürünlerinin cilde zarar vermediği kanıtlandığında popülaritesi artmıştı. 

Hwang markası, tüm dünyaya ününü salmış durumdaydı. Sadece makyaj malzemeleri olmaksızın ürettiği diğer her şey halkın sevgisini kazanıyordu. Felix gördüğü haberlere göz devirerek baktıktan sonra telefonunu kapattı. İnsanların makyaj malzemelerine neden bu kadar değer verdiğini hiç bir zaman anlamıyordu. Evet, isteyen yapabilirdi ama küçücük bir kutuyu canı pahasına saklamak ve korumak mantıklı gelmiyordu ona. 

Kırılırsa yenisi bulunacak bir şeydi, bu kadar abartılmaya gerek yoktu. Kendisi de bazen çillerini kapatmak için kapatıcı uyguluyordu ancak bir makyaj ürününe bu kadar değer veremezdi. Kırılsa umurunda bile olmazdı, o derece önemsizdi onun için.

Sınıfına girdiğinde hocalarının çoktan girdiğini gördü. Kolunda ki saati kontrol ettiğinde daha derse on dakika olduğunu gördü. Erken başlasa mutlaka sınıf grubuna yazarak haber verirdi.

"Geç mi geldim?"

"Hayır tatlım, ben biraz erken geldim. Okulumuzda bir sunum olduğu için erken gelmem gerekti. Hadi geç yerine."

Felix kafa salladıktan sonra yukarılarda bir boş sırayı gözüne kestirdi. Oraya oturduğu an hocaları konuşmaya devam etti. Felix'in konuşmadan tek anladığı şey, az önce haberlerini okuduğu markanın sahibinin birazdan buraya gelecek olmasıydı. Ne gereği olduğunu düşündü bir an. Güzellik uzmanı bölümlerinde öğrencilerin sayısı azdı, konuşmanın onlara yapılması daha mantıklıydı. Neden bütün okula seminer vereceklerini düşünüyordu.

Daha sonra bu kadar düşünmenin yersiz olduğunu düşünüp kafasını sıraya yasladı. Yasladığı an hoca hepsini sunum odasına götürmek için ayaklandırdı. Mecburen o da kalktığında en arkadan gidiyordu. 

Sunum odasına geldiklerinde en arkalarda bir yere yürümek için adım atmıştı ki hocası kolunu tuttu.

"Benim sınıfım ön tarafta oturacak canım, sen de ilk dört sıradan bir yer bul."

Felix hiç istemese de kadının dediği gibi ilk dört sıraya baktı. Dördüncü sırada ki duvar kenarı boştu, oraya oturduğunda kafasını duvara yasladı. 

Sunum başlayalı bir saati geçmişti ve Felix'in uykusu gitgide artıyordu. Gözlerini açıkta tutmak için zorlanıyordu. Yan koltuğuna biri oturduğunda bile umursamadı. Ancak yanına oturan çocuk gülümseyerek elini uzattı. Eline boş bir bakış atarak çocuğun yüzüne baktı. Mavi saçları alnına düşüyordu, hatta biraz gözlerine giriyordu ancak bunu sorun etmediği belliydi. Suratından sarkan yanakları ona ayrı bir tatlılık katmış gibiydi.

Hiç bir kelime etmeden elini tuttu. Çocuğun gülüşü büyüdüğünde Felix de küçük bir tebessüm etti.

"Adım Jisung. Ya senin?"

Heyecanla konuştuğunda Felix'in gülüşü soldu. 

"Felix."

"Tanıştığımıza memnun oldum Felix."

Sincap yanaklı çocuk hala konuşmasını sürdürürken ona bakmayı kesip önüne baktı. Hala bir kaç kişi bir şeyler anlatıyordu ama Felix'in gram ilgisini çekmiyordu. Aralarında ultra yakışıklı çocuk bile ilgisini çekmiyordu. Sadece derslerinin bir an önce bitirip eve gitmek istiyordu. Amcası şu sıralar çok çalıştığı için onunla da görüşemiyordu ama takmamaya çalışıyordu.

Minho ise Chan'a verdiği sözü tutmak için Fransa'ya taşınmıştı. Felix'i gözünün önünden ayırmıyor, her zaman arıyordu. Hyoung bunun için Minho'ya minnettardı. Çünkü Felix gün geçtikçe kendini kapatıyordu. İkisi de kendine bir zarar vermesinden korkuyordu. Bunu dile getirmeseler de en büyük korkuları buydu.

Felix seminerin bittiğini duyduğu an ayağa kalktı. Hızlı adımlarla sunum odasından çıkarken az önce ultra yakışıklı olduğunu düşündüğü adamın radarına girmişti.

...

SİNCAP YANAKLIM DA GELDİİİİ

zvezda felix ve hyunjin

zvezda felix ve hyunjin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
zvezda | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin