zvezda | dokuz

988 145 102
                                    

...

Felix elinde ki kitapları sıkı sıkı tutarak yürürken bir yandan da notlarını kontrol ediyordu. Okulun kapısından girdiği an derin bir nefes aldı. Sınav korkusu çoktan onu sarmıştı bile.

Yanında bir hareketlilik hissettiğinde dahi kaldırmadı kafasını.

"Felix, iyi misin?"

Dün tanıştığı çocuğun sesini duyduğu an tanıdı. Jisung.

"Uyumadım."

Jisung anladığını belirtmek için kafa salladığında yine bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Felix onu dinlemese de arada kafa sallıyordu. Jisung en sonunda uzaklaşmaya başladığında rahatlayarak nefes verdi. Birileriyle iletişim kurmak artık ona zor geliyordu. Kaybetme olasılığı varmış gibi bakıyordu herkese. Bu da onu insanlardan uzaklaştırıyordu.

Kitabı tam kapatmıştı ki birine çarptı. Kafasını kaldırdığı an ağzı şaşkınlıkla açıldı. Bu dün seminerde gördüğü, ultra yakışıklı olduğunu düşündüğü adamdı.

Hyunjin gülümseyerek parmağını Felix'in çenesine koydu. Ağzını kapatmasını sağladı.

"Önüme bakmalısın küçük bey."

"Üzgünüm, notlarımı kontrol ediyordum."

"Üzgün olmana gerek yok, çarpışmamızda sadece sen suçlu değilsin."

Felix de gülümsediğinde Hyunjin geri çekildi. "İyi dersler dilerim," Felix'in yakasında ki öğrenci kartına baktı. "Felix Bang."

"Teşekkür ederim Bay Hwang."

Hyunjin oradan uzaklaşırken Felix gözlerini kırpıştırdı bir kaç kez. Nefesini tuttuğunu fark ettiği an bırakıp rahatladı. Eli boğazına giderken yürümeye devam etti.

Sınava girmeden önce tekrar yapmalıydı.

✨️

"Merak etme, Felix'i buldum. Düşündüğün gibi kendini herkesten uzaklaştırmış."

"O iyi mi?"

Ses arabanın içinde yükselirken Hyunjin göremeyeceğini bilse de kafa salladı.

"Gayet iyi görünüyordu dün. Bugün göz altları şişmiş, yorgun bir suratla geldi okula. Yanında ki çocuğu söylediğine göre uyumamış ama sanmıyorum. Ağladığı belli."

"Ona iyi bakmalısın Hyunjin. En azından ben gelip onu alana kadar."

"Merak etme, o benimle güvende olacak."

✨️

"Amca o unu benden uzak tut!"

Felix'in bağırışı evde yankılanırken Minho ve Hyoung kahkaha atmaya devam etmişlerdi. Hyoung parmağında ki unu Felix'in burnuna sürttü. Felix olduğu yerde tepinmeye başlamıştı anında.

Saçları dahil una bulanmadık yeri kalmamıştı. Pizza yapmak istemişlerdi ancak ikili anlaşmış gibi Felix'in üzerine hareket etmişlerdi.

"Ya ben daha dün duş aldım!"

"Bugün de alırsın sarı civciv."

Minho tam avucunda ki unu ona atacakken kapının çalmasıyla duraksadı. Oflayarak ellerini temizleyip mutfaktan çıktı. O sırada Felix saçlarına bakıyordu ağlıayacakmış gibi bir ifadeyle.

"Canım saçlarım..."

"Felix, misafirimiz var."

Felix mutfak dolaplarından saçlarına bakmayı kesip arkasını döndü. Changbin'i ve yanında ki çocuğu gördüğünde duraksadı.

"Seni nişanlım ile tanıştırmam gerekiyordu..."

"Ne sıfatla? Neyinim ben senin de tanıştırman gerekiyordu?"

"Abinden kalan tek şeysin Felix. Onun emanetisin."

"Emaneti olduğum neden şimdi aklına geldi? Yıllardır zaten gizliden gizliye izliyormuşsun beni, şimdi neden buradasın?"

Changbin Minho'ya döndüğünde arkadaşının dudaklarını ısırdığını gördü. Bir şey demeden Felix'e döndü. Elini tuttuğu adamdan güç almaya çalışıyordu.

"Seninle konuşmayı çok özledim çünkü. Tüm cesaretimle karşına çıkmayı düşündüm ancak olmadı."

"Benim Changbin hyungum böyle değildi. Benim tanıdığım adam beni özlediği an gelirdi yanıma. Annem öldüğünde beni bir saniye bile bırakmayan adamdı."

"Felix, abinin acısını atlamadım, bu yüzden gittim."

Felix'in nefesi kesildi. Chan'ın acısını sadece Changbin yaşamamıştı. Yokluğunu en çok çeken beden Felix'in ta kendisiydi.

"Ben..." Gözlerinin dolduğunu hissetse de umursamadı. Dudakları anbean düşerken ne yapacağını şaşırdı.

"Ben acısını atlattı mı hyung?"

Gözünden bir damla yaş düştüğü an Minho onun yanına gitti. Felix onun kolunu tuttu, tırnaklarını Minho'nun koluna geçirse de o anlık farkında olmadı bunun. Minho da ses etmedi.

"Ben de acısını yaşadım, hala yaşıyorum. Neden herkes kendini düşünüyor? Ben abimi kaybettikten bir ay sonra odamdan çıkabildim. O zaman senin yokluğunu fark ettim. Amcam, Minho hyung yanımdaydı ama sen yoktun. Ben senin olmadığını fark ettiğim an Minho hyunga yalvardım seni araması için. Bana kimse bir şey demedi biliyor musun? Ben sana ulaşamadım.."

Minho'nun kolunu bıraktı. Karşısında ağlamaya başlayan Changbin'e dikkatle baktı.

"O senin arkadaşınsa, benim de her şeyimdi. Ben sadece onun acısını düşünüp benim için uğraşanları görmezden gelemezdim ama sen tam olarak bunu yaptın. Hepimiz aynı acıyı paylaşırken sen gittin. Gittikten dokuz yıl sonra geldin ve şimdi nişanlısı tanıştırmak istiyorsun. Ne senin, ne de nişanlının hayatımda yeri yok."

Felix onların arasından çıkıp odasına girdi. Changbin peşinden gitmek istese de yanında ki adam engel oldu buna.

Felix yarım saatin sonunda odasından çıktığında üstü tertemizdi. Çok kısa bir duş alıp çıkmıştı banyosundan. Üzerine şapkalı ceketini alıp hızlıca evden çıktığında hiç biri konuşmadı.

Evde sadece Felix'in bir saat önce açtığı televizyonun sesi vardı.

...

cb de bi yerde haklı ama dokuz yılı açıklamıyo yine de 🫠

HWANG HYUNJİN BİZİ DELİRTMEK İÇİN PROGRAMLANAN BİR ROBOT SADECE GERÇEK OLAMAZ

HWANG HYUNJİN BİZİ DELİRTMEK İÇİN PROGRAMLANAN BİR ROBOT SADECE GERÇEK OLAMAZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-yeis

zvezda | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin