Abimle yaşadığım o olaylı geceden sonra onu bir daha görmemiştim. Şu an nasıl olduğunu merak ediyordum fakat niye merak ettiğimi bilmiyordum. Bu duygu yeniydi."Kral Willas, efendim" önümde ki adama baktım. "Hm?" Adam nefes verdi ve bana döndü. "Bakmanız gereken evraklar var efendim."
Evrak... Evrak demişken, ben kraliyet hakkında hâlâ birşey bilmiyordum. Hatta krallığın ismini bile bilmiyorum. Bu sorunu çözmek lazım şimdi off.
"Hmm, krallığın şu an ki durumunu öğrenmem daha yararlı olacaktır." Havalı bir şekilde tırnaklarıma baktım. "Bilirsin işte yeni planlarım için" Böyle bir şey kesinlikle yok bu arada "O yüzden, evraklarla sen ilgilen" artık tırnaklarıma bakmayı bitirmeli miyim? Lan bu arada parmaklarım ne güzel, gözlük olmasa harbi yakışıklıyım.
Benim fiziksel özelliklerim, siyah saçımın ve açık yeşil gözümün olmasıydı. Kesinlikle beni çekici yapan bir özellikti. Ten rengim güneş görmediği belli bir şekilde kirli beyazdı. Dudaklarım dolgun, hafif pembeliği vardı ama güneş görmedikten kaynakla beyaz denilebilirdi. Boyum 1.65 civarlarında olmalıydı. Çünkü sarayda ki herkesten kısaydım. Adaletin bu mu dünya? Ama benlen kıyasla bu vücut çok kaslıydı. Ama kilosunun direk kaslarda olduğunu var sayıyorum çünkü karnı yoktu.
BU NASIL İMKANLİ BİRŞEYDİ?!?! Benim önce ki hayatımda ki benim karnım vardı baya. 170 boylarında ve 70 kiloydum. Karnım baya vardı. Ama n'aparsın hemen hemen her gün hamburger yediğim için sağlıklı bir vücudum yoktu. Sanırım bu vücutla benim normal öğünlerimi yiyemezdim. Bu vücudu korumam lazımdı.
Önümde ki adam bana bön bön baktı ve sonra eğildi. "Elbette, Kralım sizin için saray kâhyası ayarlayacağım." Gülümsedim. "Müteşekkirim."
"O sıra zarfında lütfen ziyaretçi odasında durun" Diyip adam çıktı. Peki ziyaretçi odası da neyin nesiydi?
Odamdan dışarı çıktım ve kapıda ki korumalar beni selamladı. "Lütfen beni ziyaretçi odasına götürün" İki koruma başını salladı ve biri önden biri de benim arkamdan yürümeye başladık. Tabii o sırada yolu ezberlemeye çalışıyordum.
Büyük altın kapının önünde durunca korumalar bana döndü ve kapıyı açtılar. "Buyrun, Kralım" Eğildiler. Hâlâ eğilmelere alışamıyorum.
Onları umursamamamış gibi davranarak yanlarından geçtim amacım havalı davranmaktı tabii.Girdiğim oda uzunlamasına geniş enine hafif genişti. Ve düz gittimizde merdivenler üstünde taht vardı. Benim tahtım. Bu laf biraz şey gibi benim arabam gibi değil miydi? Öyle umacağım -öyle olmadığını biliyorum ne de olsa bir ülkeye sahibim-.
Yine değerli taşlar vardı.
Bir sürü resimle süslenmişti duvar ve tavan, yer ise gözü yoran altın sarı ve kırmızımsı bir renkti. Ne böyle ben grrifindor salonunda mı neydim?Eninde sonunda oturmaya zorlanacağım tahta gidip oturdum. Hemen bir süre sonra iki hizmetçi geldi biri erkek diğeri ise kızdı. "Merhaba Kralım" diyip dizlerinin üstüne çöktüler. "Kalkabilirsiniz"
Adam konuşmaya başladı. "Ben erkek hizmetçilerin baş yoneticisiyim, adım Ucy efendim."
Ondan sonra kadın eğilerek konuşmaya başladı. "Ben kadınların baş hizmetçisi Lacy, hizmetinizdeyiz."
"Tanıştığıma memnun oldum, lütfen yanımdayken fazla stresli olmayın." Hafif kahkaha attım gergince. İkisinin de gözleri büyüdü. "Elbette Kralım" ikisi de yanımda yerlerini buldu.
Bundan bir süre sonra kapı açıldı ve takım elbise giyen yaşlı bir adam girdi ve önüme gelince eğildi. "Ben sarayın 1. Baş kâhyası Albert efendim, hizmetinizdeyim." Adam 80 yaşlarında görünüyordu, saçı ve sakalı bembeyazdı ve gözleri maviydi.
"Size kraliyet ile alakalı bilgiler vermek için gönderildim. Doğru mudur?"
"Hm-hm" Gözlerimle onu incelerken, adamın tarzı tarzdı ha. "Lütfen sıfırdan anlatın, ben hiçbirsey bilmediğimi varsayın" Dedim gülümseyerek ama gerçek şu ki adamı ölçmek için yalan söylemiyordum. Cidden bu krallık hakkında birşey bilmiyordum. "Ve kalkabilirsiniz, benden daha bilgilisiniz ne de olsa"
"Sizden beklenildiği gibi, Efendi Willas" Adam ayağa kalktı. "Yonca Krallığı 1204 tarihinde, I. Ayez Yonca tarafından kuruldu-"
"Peki neden Yonca?" Meraktan sordum.
"Elbette krallık 4 uygarlığın bir araya gelmesiyle oluşuyor Fransız, Japon, Osmanlı ve Romalılar. Geçmişte ki atalarınız bu 4 devletten toprak kazandı. Fransız ve Romalılar ile anlaşma karşılığında bize toprak verdiler. Japonların bazıları göçten buraya gelip yerleştiler. Fransız ve Osmanlı ile savaş karşılığında toprak kazandık, en zorlu olan savaş Osmanlılar ileydi. En sonunda Kral Osman bizle antlaşmaya vararak belirli bir toprak vermeleri karşılığında ateşkes imzaladık."
Ağzım açık kaldı. "Vay canına" Osmanlı toprakları varmış elimde... "Demek ki bu yüzden Krallığın adı Yonca Krallığı"
"Aynen öyle 4 farklı ırk, 4 yapraklı yoncayı temsil ediyor." Vay canına çok anlamlı...
"Krallık Aristokrasi ile yönetiliyor. Ve bir sürü sınıf var bildiğiniz üzere."
"İçeride önemli din adamları, Krallık çalışanları, Kahyalar, Lord, Leydiler, Kont, Kontesler,Marki'ler, Dük ve Düşesler bulunmaktadır, içeri çalgı aletlerini duyduktan sonra girin."
Hatırladım. Taç takma torenindeyken bir hizmetçi söylemişti.
"Şu an sayabildiğimiz kadarıyla on bin dönümlük bir araziye sahibiz, ama bazı yerlerde isyanlar çıkıyor ve küçük toprakları kaybediyoruz."
Başımı salladım. İsyanlara çözüm bulmak gerekiyor.
"Şu an ki sınır komşularımız Çin, Osmanlı ve Rusya fakat Rusya ile aramız kötü, anlatacaklarım bu kadar efendim.*"Anladım. Krallık hazineleri, tarım alanları, hayvancılık, ticaret gibi alanların genişlemesine şu an ki hâlinin bir listesini istiyorum."
Vay be Osmanlı kadar iyi olmasa da bu krallık inanılmazdı!
"Elbette-"
Bir anda şövalyeler ve birkaç saray görevlileri odaya daldı. "Sizi böldügümüz için üzgünüm krallım, bu ikisi sizi öldürmeye teşebbüs ettiklerini itiraf ettiler."
Şövalyelelere baktım, tuttukları kişilerin beni öldürmeye çalışan abilerin olduğunu görünce gözüm büyüdü. "A-abilerim?"
"Evet, ceza verilmesini talep ediyoruz!"
Baş kâhya başını salladı ve odadan çıktı. Yanımda duran baş hizmetçilere döndüm. "Nereye gitti?"
Lacy cevap verdi. "Toplantı hazırlayacaklar efendim önemli kişilerle beraber onlara neler olacağı konuşulacak..."
Ah
Bir dakika ne?!?!
|
selamlar onigirilerim umarım iyisinizdur 🫶 eleştirilerinizi bekliyorum heyecanla.
iyi günler dilerim <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yonca Krallığı
Ficção AdolescenteRearkarnasyon yaşayan bir Türk düşünün burgerci de çalışan, aile evinde kalan 20 yaşında bir genç, bir anda kral olsaydı sizce neler olabilirdi? Yazılan tür: Absürt komedi |Uyarılar:Sokak ağızı çok geçmektedir. MÖ uygulamalar ele alınmıştır (din, k...