VI

23 4 1
                                    


Şimdi de resmi mi ney olan toplanma odasında kral tahtında oturmuş, bu hâle nasıl geldiğimi düşünmeye koyulmuştum. Bilmediğim yerden kral her zaman olmuyorum ki?

Şimdi ise ailemden olan (?) kardeşlerim suçlarını itiraf etmişlerdi. Onlar demese sorun bile etmeyecektim oysa ki!

Derin nefes alıp, resmi olan buluşma odasında, hâlâ alışamadığım şu Kral işinin de acısı karşıma çıkmaya başlamıştı. Dönemin özellikleri karşıma çıkıyordu. Kral. Kral her yetkiye sahip olması gerçekten iyi bir şey miydi? Hani anlarım bu dönemden birinin Kral olmasını lakin ben? Kral olmaya layık bile değildim ki.

Tanımasam ve öz olmasa da onlar Ayez'in kardeşleriydi.

"Kral Yonca ve Kraliçe Yonca hazretleri buyurdu!" Kraliyet konuşmacısı bağırdı. İkimizde tahtlarımıza oturduk. Kraliçe "Suçlarınızı sesli söyleyin." Dedi. İkisi de bir anda "Kralı öldürmeye teşebbüs ettik." Dediler.

Bu arada oda gayriresmi buluşma odasına benzerdi. Sadece daha şarşarlıydı. Odada ben ve Kraliçe dışında, soylular, devlet adamları, şövalye ve iki abimi tutan dört tane daha şövalye vardı.

Bir soylu atlayıp "Bu suç idamdır." Diye bağırdı. Onaylayan sesler çıkmaya başladı. Yutkundum. Onları idam edebilecek mıydım? Hayır. Bunun olmasını istiyor muydum? Hayır. Biri bize dönüp "Kral ve Kraliçem sizce?" Burdan kaç diyen iç sesimi yok sayarak soruyu kraliçeye yönelttim. "Kraliçem sizce?" Kraliçe etrafa bakıp sonra tekrar bana döndü. "Son söz hep sizden çıkar Kralım." Alttan sanki bir şey ima ediyormuş gibiydi. Ama anlayamadım.

"Ama sizin fikirleriniz de önemli-" Kraliçe komik bir şey söylemişim gibi güldü. "Hayır değil." Tamam tarih derslerinde anlatıyorlardı lakin bunu yaşamak bambaşka bir şeydi. Bu cinsiyetçi tavrı savunduğu için Kraliçeye şaşkınca baktım. Kalakaldım. Her şeyin farkına tekrardan vardım. Bu güç farkı, yüksek statü işi... Salaklığın daniskasıydı. Salaklığın hangi evresiydi bilmiyorum. "Doğru..." Diye mırıldandım gerçekliğe dönerken. "Ben af olmasını diliyorum."
Dedim.

Sessizlik sardı ortalığı.

Bir soylu "E-emin misiniz Kralım?" Salonda ki herkesin gözü bana döndü. "Kraliyet için yararlı olacaktırlar."

"O zaman statülerini düşürüp takibe alabiliriz." Kraliçe olayı eline aldı ve bende bunla devam ettim. "Hmm"

"Kararınınızı verdiniz mi Kralım?" Diye bir Devlet adamı sordu. Başımı saklayarak onayladım. "Bu son kararlar geçerli"

İki ağabeyim bana döndü. "Bizi affettiğiniz için teşekkürler Kralım." Diyip diz çöktüler. "Rica ederim." Dedim.

|

Herkes salondan ayrılınca beni zehirlemeye çalışan abim bana yaklaştı. "Ayazz niye böyle bir karara vardın?" Sesi şaşkındı. "Ben seni zehirlemeye çalıştım." Göz göze geldik "Salak mısın?" Diye bağırdı. Yanımda olan Şövalyeler tam silahlarını çıkartıcakken elimi kaldırdım. Onlarda durdular ama hâlâ tetikteydiler.

"Kral olmak istemiyor muydun? Bana olanları sinirle yaptığını biliyorum. Pişman oldun ve benim yanıma gelip itiraf ettin. Seni bu yüzden özrünü kabul ettim."

Duraksadı. "Haklı olsan bile, tekrar yapmayacağımı nereden bileceksin ki?" Tek kaşını kaldırıp sordu.

Ona üstün olduğumu göstermem gereken yere gelmiştim. Ama kendimi yargılıyordum. Kendimi hâlâ bu statüye alıştıramamış hatta yakıştıramadım ki...

"Olmayan statün olan Düklüğu ve birde hayatını düşünmüyorsan sen bilirsin ağbeyim buyur." Tekrar duraksadı. Sonra omuz silkti. "Hâlâ sana güvendiğimi ve sevdiğimi sanma." Diyip Resmi buluşma odasından çekip gitti onun ardından da Wade takip etti.

Sanırım bir süre her şeyden uzaklaşıp kaffamı dinlemeliydim. Hızla Resmi buluşma odasından çıkıp izimi kaybettirmeye çalıştım.

Sonunda saray görevlilerinden kaçmayı başarmış oturarak sakince bahçeyi izliyordum.

En azından biraz kaffa toparlamam lazımdı.

Kral işi beklediğimden zordu ve bilmediğim çok şey vardı. Belli etmesem bile anlamıyordum. Bu da bana korku getiriyordu.

Ya kötü kral olursam?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yonca Krallığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin