Telefonumu çıkarıp Zanioloyu aradım
"Buongiorno"
(Günaydın)
"Buongiorno anche a te Eylul, è successo qualcosa?"
(Sana da günaydın Eylül, Bir şey mi oldu?)
"No no, volevo solo venire al tuo allenamento e ti aspetto all'ingresso"
(Hayır hayır, sadece antrenmanına gelmek istedim ve girişte bekliyorum)
"Perché stai aspettando lì?,vieni da me"
(Niye orada bekliyorsun? gelsene yanıma)
"Non posso venire perché c'è il padre di Izgi"
(Gelemem çünkü İzginin babası orada)
"Ok, vengo da te, aspettami lì"
(Peki, yanına geliyorum beni orada bekle)
Telefonumu kapatıp Zanioloyu beklemeye başladım...
-
Yaklaşık 1-2 dakika sonra Zaniolo yanıma geldi ve gördüğü gibi sarıldı, onun bu haline gülmüştüm, sanki hiç görüşmemiş gibiydik
Zaniolodan ayrılıp gülümsedim ve konuşmaya başladım
"Ti comporti come se non ci incontreremo mai più, Zaniolo"
(Sanki bir daha asla görüşemeyecek gibi davranıyorsun Zaniolo)
Zaniolo boğazını temizledi
"No, è solo che mi manchi"
(Hayır, sadece özledim)
Gülüp boynuna tekrardan ellerimi dolayıp sarıldım
"Se vuoi posso andare adesso e venire da te stasera, ok?"
(Sen istersen ben şimdi gideyim, akşam sana gelirim olur mu?)
Zaniolo yanağıma bir öpücük kondurdu ve kafasını olumlu anlamda salladı
-
"Bence ilişkinizi açıklayın herkes bilsin" dedi Zeynep elinde ki elmayı ısırırken
"Zaniolo ile konuşmam lazım, o kabul ederse bir story ile ilişkimizi açıklarız ama gerçekten şuan hiç mutlu değilim Zeynep" Zeynep kaşlarını çattı
"Niyeymiş o?"
"Ya kızım daha dün sevgili olduk ki oda istediğim gibi olmadı"
"Zamanla daha iyi olursunuz siz merak etme" gülümseyip ayağa kalktım ve Zeynep'e öpücük atıp odama doğru ilerledim
Odama girip hızlıca üstüme oversize kapşonlu Bir sweatshirt giyip altıma da dikişli siyah kargo pantolon giyip odamdan çıktım ve lavaboya doğru ilerledim
Saçımı taradım ve açık bıraktım, perçemlerimi düzeltip lavabodan çıktım ve salonda duran siyah çantayı alıp evden çıktım...
-
Karşımda Zanioloyu görünce gülümsedim ve sarıldım, Zaniolo da bana karşılık verdi
Ayrıldıktan sonra içeri geçtik ve konuşmaya başladık
"Vuole qualcosa da bere?"
(İçecek bişeyler ister misin?)
"solo acqua"
(Sadece su)
Zaniolo kafasını salladı ve odadan çıkıp mutfak kısmına ilerledi, telefonumdan bildirim gelince telefonumu
Elime aldım, Maçkolikten bildirim gelmişti, İlk başta umursamıştım ama Zaniolo ile alakalı bişey olduğunu fark ettiğimde hızlıca Maçkolik'e girip gelen habere baktım
Galatasarayın oyuncusu Nicolo Zaniolo ile Aston villa ilgileniyor...
Zorla yutkundum ve odaya giren Zanioloya döndüm, Zaniolo gülümseyip suyu uzatıyordu ama sadece donmuş bir şekilde Zanioloyu izliyordum
Zaniolo suyu masaya bıraktı ve yanıma oturdu
"Ehi, è successo qualcosa?"
(Hey, bişey mi oldu?)
"Vai all'Aston Villa?"
(Aston villa'ya mı gideceksin?)
Zaniolo da suskunluğunu korumuştu sorduğum soruyla birlikte sadece yüzüme bakıyordu, eğer Zaniolo o takıma giderse biz diye bir şey olmayacaktı ve biz ayrılacaktık
"Ho informato la dirigenza che non voglio andare, ma la squadra ha bisogno di soldi quindi verrò venduto."
(Gitmek istemediğimi yönetime bildirdim ama takımın paraya ihtiyacı olduğu için satılacağım)
Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlamıştı, bu kısa süre içerisinde bu adam benim nasıl hayatım olmuştu?
"kstenitoejm il tuo pianto"
(Ağlamanı istemiyorum)
"Cosa farò se te ne vai?"
(Gidersen ne yapacağım)
"Eylul, stai considerando il matrimonio?"
(Eylül evlilik düşünür müsün?)
Bu nasıl soruydu şimdi? Yoksa düşündüğüm şey mi? Evlenme teklifi mi edecekti bana?
"Se ti sposerò sì"
(Seninle evleneceksem eğer evet)
Cümlemi bitirmem ile Zaniolonun dudağıma yapışması bir oldu
---
Ay kusucam şimdi KWKSMWJSJSNS Evleniyoruz aşkolar
Kendi Psikolojimi Yok ettim şimdi sıra sizde viyyyy💆
Neyse bölüm yazmayalı bir hafta mı ne olmuş, dersler ağır baya bu yüzden çok yazamıyorum ama yarın bölüm gelir gibime geliyorr💗💗💗
