Bölüm 0,4

181 20 25
                                    

| Benim seninle olan savaşım bitti, gözlerin istediğine gülebilir..|
|0,4|

<Asahi Malikanesi>
🌸

İota'nın Bakış Açısı

Döndüğümde kimse yoktu ve malikaneye sessizlik hakimdi, hangi cehennemde bunlar? Kim tüm gün boyunca olması gereken yerden uzakta olur ki?

Dışarı çıktılar da, sarhoş olup beni unuttular mı acaba...?

Neyse ne, işime geliyor sonuçta.

Malikanenin önünde ki ağacın dalına konmuş olan karga tekrar omzuma indiğinde sinirle ona baktım.

Heh, sanki anlayacaktı...

Karga-" Gak! Evde gak! İblis var gak!"

-" Aynen-HA?!"

O KARGA KONUŞTU MU?!

-" Konuşabiliyor musun?! Lan niye gelene kadar susuyordun?!"

Tekrar ben hariç herşeyle ilgilenen kargaya sinirle baktım.

-" Şerefsiz!"

Bir dakika-! Konuşabiliyor, tamam, bunu iblis keserlerin kargaları da yapıyor ama o bana "Evde iblis var" mı dedi?

Bunu nasıl anladı?...

-" Hey, evde cidden bir iblis mi var?"

Karga-" Gak! Evet!"

-" Peki güçlü mü?"

Karga-" Evet! Gak Gak!"

-" Anlıyorum.."

Kibetsuji muzan, gelen o olabilir mi?

Hayır, henüz erken. O zaman kim bu?

-" Saklan sen, içeri girme. Ben hallederim."

Bunu söylememle karga büyük bir hızda, sessizce konağın çatısına kondu. Sabaha az kalmıştı ve güneş ışığından kaçmak için konağa girebilecek kafaya sahipti, umarım çalışanlar onu fark etmez.

Katanamı kıyafetlerin içine saklayarak içeri girdim. Sessizce, duvarların ardından ana salona ilerledim.

Evde kimsenin olmadığını düşünüyordum, ta ki kadın bir hizmetliyle flörtleşen sarışın, garip kıyafetli, uzun -bayaaa uzun- gökkuşağı gözlü o iblisi görene kadar.

Üst ay 2; Douma.

Ne diye burada bu? Genelde ya muhabette(?) , ya da sonsuzluk kalesinde oluyordu.

Evet, önceki benden kalan hatıralar.

Nefes verdim ve Katananın görünmediğine emin olarak ana salona girdim.

Sanki douma'yı tanımıyormuş gibi, şaşkın bir ifadeye büründü yüzüm.

Hafif bir sahte utanç ile ona selam verdim.

-" Misafirimiz olduğunu bilmiyordum, özür dilerim. Merhaba, nasılsınız?"

Douma-" Amanın aman~ seni tatlı şey! İyiyim, teşekkürler!"

Bir iblis ile, hele ki üst ay 2 ile sohbete girmek istemediğimden olabildiğince hızlı şekilde odama çıkmaya yeltendim.

Ama bilirsiniz ki, her istediğimiz olsaydı dünya boşuna dönerdi.

Douma beni uzun ve sıkıcı sohbetiyle boğarken içeri biri daha girdi, aynı şekilde o da tanıdıktı.

Kendini gizlemiş olsa bile anlaşılıyordu ki bu kişi üst ay 3; Akaza'dan başkası değildi.

Beni gördüğüne sevinmişe benzemiyordu.

Douma-" A AA! Akaza-dono! Seni burada beklemiyordum, gel ve yeni arkadaşımla tanış! O çok iyi bir dinleyici!"

Bu adamın sahte neşesi midemi bulandırmıştı.

Önceki hayatımda tüm üst aylar ile yakın olmasam bile, arada onlarla konuşuyordum. Hepsinin yaşam öyküsünü biliyorum ve açıkça; Geçmişini hatırlamayan Akaza ile kıyaslandığında douma'ya gram acımamıştım.

Acınacak bir yönü bile yoktu. O daha çok şöyleydi...;"Neden iblis oldunuz?" , " Canım sıkıldı."

Akaza sinirle douma'nın yanına oturduğunda, tam karşılarında ben vardım. Üst ay iki yine boş konular açıp rahip gibi bir şey olmasında girip cehennemden çıktığında onu durdurdum.

-" Douma-kun... Buna siz karar veremezsiniz. Bana sorarsanız, insanları acınası varlıklar olarak görüyorsunuz , hatta şimdiye kadar gösterdiğiniz çoğu duygu ve his yalnızca görüntüden ibaret. Tamamen yalansınız, yapmacık... ve inanın bana bu mide bulandırıcı.

İnsanların sorunları cidden umrunuzda değil, onlara Cennet ümidini veriyorsunuz ve bu sizin asıl Günahkar olmanızı sağlıyor. Bu iki kavram; Cennet ve Cehennem siz var olmadan önce de dünyada biliniyordu. Sizinle alakalı bir şey değil bu, yalnızca doğduğunuz toplum sizin ilahi bir kurtarıcı olduğunuza inanmış cahil bir toplum o kadar..

Ah, Rica ediyorum benim etrafımda ya sahte hislerinizden arının, ya da gerçek kişiliğinize bürünün. Sonuçta ben yalancılardan nefret ederim."

Akaza söylediklerim ile ağzı bir karış açık beni izlerken douma yalnızca iri gözleriyle meraklı şekilde bana bakıyordu.

Etkilenmişti, onu etkilemiştim, onları etkiliyebilmiştim.

Ama planım bu değildi.

Douma birkaç kez öksürdüğünde bunun "Akaza, kalk gidelim" Mânasına gelen bir şifre olduğunu anladım. Onlar gittikten sonra tuttuğum nefesimi verdim ve hızla yukarı, odama çıktım.

Odanın penceresinin önünde cama tıklayan kargamı gördüğümde camı açtım ve içeri girdi. Güneşin doğmasına çok az kalmıştı, uykum vardı ve sikseler yataktan kalkmazdım. Karga odanın en karanlık köşesine saklandığında bende katanamı çıkartıp sakladım.

Üstümü değiştirmemin ardından hızla yumuşak yatak ve bedenimin buluşmasını sağladım...

^^

Kimya Hocamın psikopat olma olasılığı var, hangi manyak 20+ sayfa yazı ödevi verip 16 sayfa (arkalı önlü) test atar ki? Tüm hocalar da sanki ona bağlıymış gibi aynı gün, 2 güne yetiştirmem gereken bilmem kaç ödev daha verdiler...

Allah belanızı vermesin hocalarım, siz bizi bitirmeye çalışın ama biz size beddua bile edemiyoruz...

~Mor Lotus~ / K. muzanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin