| Yaşarken belandım, ölürken ölümün olacağım.|
|0,6|
<Asashi Malikanesi>
🌸İota'nın Bakış Açısı
Aynada kendimi incelemeye devam ettim.
Yok anam, yok. Tek bir kusur yok.
Tamam, tamam. Şimdi size açıklayacağım: Ben, İota, Kibetsuji İota; Yarı iblis olmuştum.
Ha niye şuan bu kadar sakinsin derseniz, mutluyum!
Çünkü bu defa daha mükemmel bir kaçış yapacağım!
Yanlış duymadınız, kaçacağım!
Muzan bana beklediğinin aksine az kan verdi, -Belki de vermedi, hâlâ nasıl iblis oldum çözemedim.- Bu da demektir ki Güneş ışığının altında, insanlar gibi hayatta kalabilirim!
Şimdi sen elime düştün, pis iblis!
Yani kısa süre önce böyle düşünürdüm. Ta ki... Muzan'ın beni sonsuzluk kalesine getirdiği güne kadar.
Muzan-" Beğendin mi?"
-" Evet!"
Hayır.
-" Çok büyük!"
Nakime elindeki şeyi çalmaya devam ederken ben etrafta gezmeye başladım.
Allahım, nasıl bu hale geldim? En son kaçacaktım!
Gezerken Kokushibo'nun odasına rastladım.
Bismillahirrahmanirrahim.
Kapıyı tıklayın cevap beklemeden içeri girdiğimde, kokishibo'yu katanasını bana uzatırken gördüm.
Hiç istifimi bozmadan, söze başladım.
-" Merhaba! Sen üst ay 1 olmalısın, çok yakışıklısın!! Diğer üst aylar nerede???"
Şuan yapmam gereken üst ayların benden usanmasını sağlamak, ve kaleden çıkmak.
Kesinlikle kolay olmayacaktı.
Kokushibo bana bön bön bakarken gülümsemeye devam ettim, sonra birden korkutucu - Belki de ben öyle düşünüyorum.- bir sırıtmayla onu kışkırtmaya hazırlandım.
-" Tarih kitaplarında bu yazmaz ama, sen Yoriichi-kun'un iblis kardeşi misin?"
Şaşırdı.
Valla böyle şaşırtırız aslanım. Bize yanlış yapanın feleği şaşar.
Eğildi, sinirli miydi emin değilim. Ama bir şeyi anlamak ister gibi baktı bana.
-" Tamam, aldım ben cevabımı. Hadi görüşürüz."
Sıkıntıyla iç çektim, cevap vermemişti 6 gözlü pezevenk.
Tövbe estağfurullah. Çarpılmayayım.
Bu defa üst ay 6'yı aradım; Daki. O beni net buradan çıkarırdı.
Ama şans ile aram matematikle olduğundan daha kötüdür ki, o kalede değildi.
Bende bari dedim, en kötü ihtimalle hantengu (üst ay 4) yardım eder. Yok.
KALEDE SADECE BEN, MUZAN, KOKUSHİBO VE NAKİME VAR!
Yardım...
Lütfen yardım...
MALİKANEDEN KAÇTIM SONSUZLUK KALESİNE TUTULDUM YARDIM!
Ühüğğ...
Ben burada olmayan göz yaşımı silerken nakime tekrar o aleti çalmış olmalı ki ana salona döndüm. Muzan ortalarda yoktu.
-" Nakime-kun, beni evime gönderir misin?"
Ses yok.
-" Nakime-kun, misafirliğin kısası makbuldür. Beni geri gönderir misin?"
Yine, ses yok.
-" Nakime-kun, rica etsem eve gidebilir miyim? Acıktım, ve burayı da bilmiyorum."
Yine, yine ses soluk yok. Bu sinirlerimi bozdu, bende sesimi biraz yükselterek: Rica yerine emir kipi kullandım.
-" Nakime! Beni derhal sonsuzluk kalesinden çıkar!"
Garip... Bu defa sözümü dinledi. Beni kalenin dışına, ancak malikinenin uzağına bir yere ışınladı.
Tamam, no problem. Bana hoş.
Malikaneye dönmek istemiyordum zaten, bu daha iyi oldu.
Hızlı adımlarla kasabaya doğru ilerledim, artık yeni bir hayatın tam zamanıydı...
O gün Nakime neden emir verdiğimde sorgusuzca beni dinledi, hiç düşünmedim. Keşke düşünseydim...
^^
#böyledevamiota
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Mor Lotus~ / K. muzan
Fiksi PenggemarBir kız düşünün, Kendi babası tarafından öldürülmüş ve ardından zamanda sıçramış, Mükemmel yeteneklere sahip bir kız. Kibetsuji Muzan'ın kızı... ** -" Ben kimseyken herkes oldum..." ** Uyarılar Kan şiddet işkence fantezileri işkence Küfür Cinayet ...