1.5

198 14 8
                                    

Akrep ve yelkovan saat sabah 6.23 'ü gösterirken hyunjin gözlerini araladı.
Gözlerini açtığı an gördüğü ilk şey ise güzel çillerle kaplı tatlı bir surat olmuştu. Hava şafak karanlığı olmasına rağmen yüzü çok güzel gözüküyordu. Hyunjin karşısında ki sanat eserine bakarken kalbi tekliyor, Nefes alış verişleri karışıyordu. Neden bu kadar erken uyandığını sorgularken küçük olanı rahatsız etmemeye dikkat ederek yataktan kalktı. Mutfağa doğru yol aldı, mutfağa girdiğinde ise oturup çayını içen Chan ile karşılaştı. Kendine bir bardak su doldurdu içerken Chan konuştu.

"Dun gece Felix ile birlikte uyumuşsunuz.

"Oh evet öyle bir şey oldu."

Chan eli ile karşısında ki sandalyeyi gösterdi.

"Otursana."

Hyunjin kafasını sallayıp sandalyeye oturdu.

"Ona karşı birşeyler hissediyorsun değil mi?"

Hyunjin hızla kafasını kaldırıp, şaşkınlıkla hyung una baktı.

"Kime karşı?"

"Hyunjin yapma tanrı aşkına kimden bahsettiğimi biliyorsun Felix ten tabiki."

"Hadi ama hyung ona karşı bir şey hissettiğimi de nereden çıkardın?"

Alayla gülerek kafasını iki yana salladı.

"Hyunjin So Woo Felix ten bahsettiğinde gözlerindeki saf öfkeyi ben gördüm. Ona bakarken gözlerinin içi gülüyor , belki sen fark etmiyorsun ama Felix içten bir şekilde güldüğünde ona ağzın kulaklarında bir ifadeyle bakıyorsun. Hadi söyle hyunjin ona karşı bir şey hissediyor musun?

Bu sözler hyunjin in içine işlerken konuştu.

"Lanet olsun ki hissediyorum. Hyung dün kriz geçirirken beni So Woo Zannetti ona dokunmamam için yalvardı, hyung beni o sanması beni sinirlendirdi. Daha uyumadan önce bu konuyu düşünüyordum başka biri bana bunu söylese umurumda olmaz ama Felix diyince kalbim acıdı. Hyung dun bana ne dedi biliyomusun kokun beni sakinleştiriyor dedi. O an kalbimin durduğunu hissettim. Eee hyung simdi ne yapmam gerekiyor?"

Chan derin bir nefes aldı.

"Şimdilik birşey yapma Felix çok yara almış böyle bir durumla da bas etmesin. Ama bu bana anlattıkların basit bir hoslantı değil bunun üzerine daha fazla düşün derim."

İkisi de konuşmayı bıraktı. Dakikalar sonra hyunjin konuştu.

"Hyung jisung nerede kaldı?"

"Senin yerine minhonun yatağının yanındaki yatağa yattı."

Hyunjin rahatlamış bir şekilde kafasını salladı. Arkadaşını yatağından ettiğini biliyordu ama üstelememeye çalıştı.

Biten cay bardağını yıkayıp yerine koyan Chan hyunjin e döndü.

"Hyunjin saat çok erken hem bu gün tatil git ve Felix in yanına yat rahatsız olduğunu düşünmesin uyandığında seni yanında gormesi hem sana hem ona cesaret verecektir.".

Hyunjin ayağa kalkıp hyung unun yanina gitti Chan elini hyunjin in omuzuna koydu. Ve hafifçe sıktı.

"Sıkma canını olayın içinden cikamadigin zaman bana gel ben sana yardımcı olurum."

"Tamam hyung sagol izninle gidiyorum."
.
"İyi uykular."

Hyunjin merdivenlerden çıkıp sessizce odaya girdi hala mışıl mışıl uyuyan oğlanı görünce tebessüm etti ve yavaşça yanina uzandı varlığını hisseden Felix yavaşça ona doğru sokulurken hyunjin elini ince bele atmış pikeyi üstlerine daha çok çekmişti.

Escape-HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin