1.4

207 14 13
                                    

Flashback

"Hyung ne yapmamız gerekiyor."
Dedi Minho

"Bilmiyorum."
Dedi Chan biraz sonra aklına bir şey gelmiş gibi irkildi.

"Bir dakika onlara büyük bir göz dağı gerekiyor jeongin benim için bir iyilik yapar misin?"

"Tabiki hyung yeter ki iste."

Dedi jeongin.

"Pekala senin şu kuzenin adı neydi yeamin?"

"Yeonjun hyung dan mı bahsediyorsun ?"

Diyerek düzeltti hyung unu.

"Ah evet o Do Woo nun şirketinde çalışıyordu dimi.?"

Kafa salladı jeongin.

"Bize yardım eder mi istersek?"

"Aramız iyidir de ne isteyecegimize bağlı "

"Tamam ara onu buraya cağır."

"Peki."

Telefon görüşmesini bitiren jeongin geldi. Kısa bir sure sonra kapıdan içeriye giren adam gözüktü.

"Merhaba hoşgeldin."

"Hoş bulduk da buraya gelme sebebim nedir acaba."

"Lütfen otur kısa kesicem sana güvene bilir mıyız?"

"Ne konuda."

"Sirketine ihanet edebilir misin?"


                          ***

Uzun konuşmaların sonucunda Yeonjun a güvene bileceklerini anlayan Chan Yeonjun la anlaşmış ve şirkette büyük bir yangın çıkarmışlardı sabah saatlerinde tüm haberler o büyük yangını konuşurken Lee kardeşler oldukça sinirliydi. Hem denekleri yanlarinda değildi hem de milyon dolarlık hasarları vardı. Ama planları olan Lee kardeşler bunun altında kalmayacaktı.

Diğer 4 arkadaş eve dondukleri zaman gayet iyi karşılanmış ve güzel bir aksam yemeğinden sonra yine sohbet başlamıştı. Herkes mutluydu bir kişi dışında;Felix onun boğazında büyük bir düğüm var gibi hissediyordu. Yavaştan soğuk terler dökmeye başlamış elleride titiriyordu. Kimseye fark ettirmeden yanlarından uzaklaşmış tuvalete doğru yol almıştı gözleri bulanık görüyor, kulakları uğulduyordu. Tuvaletin yerini unutmuştu gözleri gittikçe doluyordu. Kafayı yemiş gibi hissediyordu vücudunda eller hissedince arkasına donup bakmayı akıl edememiş aklı yine cehennemi yaşadığı geceye gitmiş ona değen elleri So Woo nun elleri sanmıştı.

"Lütfen dokunma bana lütfen ."

Diyerek ağlamaya başlamış eller onu tutup ilerletmeye başlamıştı. Felix kriz geçiriyordu ki bu oldukça hızlanan nabzindan belliydi ellerin kime ait olduğunu bilmiyor ona dokunan ellerin kotu niyetli olduğunu düşünüyordu. -ellerin sahibinin hyunjin olduğunu bilmeden."

Hyunjin' den
______________

Herkes sohbet e oldukça odaklanmış görünüyordu aslında bende katılıyordum ama dakikalar geçtikçe hiç sesini çıkarmayan beden dikkatimi çekti. Sık nefesler veriyordu ve hic iyi görünmüyordu. Bir kaç dakika sonra kalkıp yavaşça içeri doğru gitti kimseye fark ettirmeden onun peşinden gittim. Elleri saçlarında yavaş adımlarla ilerliyordu akli bulanmisti bu belliydi arkasından ilerleyip onu tuttum, eğer ki tutmasaydım bayılırdı. Ama bu tutusumdan sonra sessizce konuşmaya başladı.

"Lütfen dokunma bana lütfen."

Galiba beni So Woo sanmıştı. Onu yavaşça tuvalete doğru ilerlettim. Yalvarmaya devam ediyordu sinirlendiği mi hissediyorum.

Tuvalete geldik yüzünü yıkayıp onu bana çevirdim. Bana bakmıyordu.

"So Woo hyung lütfen."

Tamam bu sanırım benim sınırım oldu.

"Felix gözlerime bak ben So Woo değilim."

Hala gozleri yerdeydi.
Çenesinden tutup gözlerini gözlerime sabitledim.

"Felix sakin ol ve derin nefesler al.'

"Ben korkuyorum."

Titreyen sesi beni daha da yumusatırken sadece gözlerime bakması bile tüm sinirimi gidermişti.

"Bak Felix ben hyunjin So Woo burada değil sakin ol seni ona vermeyeceğim sadece sakin ol ve derin derin nefesler al.'

Dediğimi yapıp gozlerini kapattı  yaklaşık 2 dakika sonra gozlerini açıp bana baktı.

"Özür dilerim hyung."

Hadi ama buna da düsmezsi- ohm pardon.

"Sorun değil seni anlıyorum."

Gözlerini tekrar yere indirdi.

"Ne oldu.?"

"Seni o sandığım için özür dilerim sen çok iyi birisin seni ona benzetmemem lazımdı."

"Bunu sen istemedin sadece halüsinasyon gördün."

"Kırıldın mı bana?"

Yavaşça güldüm

"Hayır kırılmadim."

Gözlerini yavaşça gözlerime doğru çıkardı.

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

Bana biraz daha yanaştı ve kollarını belime sarıp kafasıni göğsüme koydu.

"Beni anladığın için teşekkür ederim hyung"

"Birsey yapmadım.'

"Ama yinede minnettarım."

Kafasını göğsüme sürttü.

"Ne yapmak istersin Felix "

"Sadece uyumak istiyorum."

"Peki o zaman odana çıkalım."

Belinden destekleyip merdivenlerden çıktık kafami uzatıp bahçeye baktım bizi fark etmememis gibi duruyorlardı. Odaya girdik Felix yatağa yağınca üstünü ört tüm

"Hadi bakalım iyi uykular.'

Tam arkamı dönmüşken bileğimde elini hissettim.

"Şey hyung eğer rahatsız olmazsan benimle uyurmusun bu gece gök gürültüsü olacakmış. Jisung olurdu normalde ama o şuan herşeyi unutmuş diğerleriyle konuşuyor."

Ona baktım aklıma jisungla konuşurken bana dediği şey geldi . "felix gök gürültüsünden korkar yanında biri olmazsa tum gece uyanık kalır."

"Peki kalırım."

Yanina uzandim ve yorganin altına girdim yüzüm ona dönüktü. Gözlerini benden kaçırıp duruyordu.

"Söyle Felix."

"Ha?"

"Kivrinip duruyorsun konus."

"Peki şey... Hyung ben normalde hep kabuslarla uyanirdim geceleri yanı istisnasız her gece ama o gün bankta seninle beraber uyudum ya i gece hic uyanmadim. Yani demem oki. Seninle uyumak beni rahatlatiyor, şey kokun mayışmamı sağlıyor bunu nasıl yapıyorsun?"

Pekala bunu beklemiyordum.


Pekala bunu beklemiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Biraz acemice mi oldu bilmiyorum ama bencebkotu oldu sizce???????????????..

Escape-HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin