14. Bölüm: Karanlık Oda

1.1K 90 35
                                    

Arkadaşlar hikayeyle ilgili yorumlarınız, herhangi bir sahnedeki fikirleriniz benim için vote'den daha önemli. Ben yeni bölüm için asla vote sınırı koymam/konulmasına da karşıyım. Tekrardan söylüyorum fikirleriniz benim için daha önemli.

.

.

.

Karanlık Oda

      Koyu perdelerin arasından sızan güneş ışınlarıyla gözlerimi yavaş yavaş açtım. Koyu perdeler, siyah koltuklar ve diğer eşyalara zıt beyaz bir dolabın bulunduğu bir odadaydım. Yavaş yavaş yataktan doğrulurken  nerede olduğumu çözmeye çalışıyordum. Çıplak ayaklarım zeminle birleştiğinde irkildim. Bu sırada aşağıdan gelen müzik sesi odayı dolduruyordu. Kapının kolunu tutup açtım, biri aşağıda piyano çalıyordu. Uzun karanlık koridorda yürüdüm,  çok koyu renklerle döşenmişti. Koridorun sonunda büyük mermer merdivenler beni karşıladı, şu zamana kadar kimseyi görmemiştim. Tanımadığım bir evdeydim beynim durmamı söylüyordu ama piyano sesi beni kendine çekiyordu.

  Merakıma yenilip mermer merdivenlerden indim. Sadece az önce uyandığım oda değil, tüm eve koyu renkler hakimdi. Kasvetli bir havası vardı. Piyano sesinin sahibine yaklaştıkça adımlarım daha da yavaşladı. 

 Sarışın genç bir adam piyano çalıyordu, yanı başında ayakta duran sarışın orta yaşlı bir adam vardı. Kapıya yaklaştım ama beni fark etmediler. 

 Piyanoyu çalan kişi Draco'ydu ve yanında da Mr. Malfoy vardı. Mr. Malfoy sert bakışlı, orta yaşlı bir adamdı. Baston şeklinde asasını piyanoya yaslamış, oğlunu izliyordu.

Draco ise durumdan pek rahatsız gibiydi. Rahatsız duruşu ve ellerinin titremesi yine de onu etkilemiyordu ve gayet güzel çalıyordu. 

Mr. Malfoy asasını piyanoya vurdu. O an ikimizde yerimizden sıçradık. Draco ellerini çekmeseydi Mr. Malfoy'un asası ellerine değecekti. 

"Böyle mi çalıyorsun sen? Ellerin titriyor, fark edebiliyorum. Tekrar çal." dedi Mr. Malfoy bağırarak. Aslında Draco'nun da benden bir farkı yoktu, babası ona kötü davranıyordu.

Draco başını kaldırmadan ,"Özür dilerim."  dedi ve elleri tekrar piyano tuşları üzerinde gezinmeye başladı. Bu sefer daha güzel çaldı , Mr. Malfoy'un kaşları gevşedi . Elini oğlunun omzuna götürürken, Draco ani bir hareketle geri çekildi. Korkuyordu babasından, her hareketinden tedirgin oluyordu, iyi olsa bile. 

"Sakin ol Draco, çok güzel çaldın." dedi Mr. Malfoy. Oğlu babasına baktı, hayran bakışlardı bunlar. Tek bir iltifata, şefkate kucak açan bakışlardı. 

Mr. Malfoy, odadan çıkmaya hazırlanırken ben de fark edilmemek için koşarak mermer merdivenlerden çıktım. Kimse fark etmeden uyandığım odaya geri döndüm. 

Şu an aklıma gelmişti bütün sorular. Malfoy malikanesinde ne işim vardı? Neden buraya geldim? ve neden evimde değilim? Dün geceden en ufak bir şey bile hatırlamıyordum. 

Yatağa oturup Draco'nun gelmesini bekledim. Fakat saatler geçmesine rağmen gelen giden yoktu. Dışarı çıkmaya korkuyordum, insanların varlığımdan haberi var mıydı bilmiyordum.

Kapının dışından gelen ayak sesleriyle ayağa kalktım. Draco içeri girdi, yüzü her zamankinden daha solgundu. Yüzüme bile bakmadan  yanımdan geçip banyoya gitti. Ne düşündüğünü anlayamıyordum. 

"Draco!" diye seslendim arkasından. Arkasını dönmeden kafasını yarım çevirdi.

"Ne oldu?" dedim, az önce olanları görmemiş gibi. 

Querencia~Olivia BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin