17.Bölüm: Slytherin Partisi (part 1)

939 64 27
                                    

7k olmuşuz bu bölümü daha önce paylaşacaktım ama yazmaya pek zamanım olmadı. Tekrardan bölümleri geciktirdiğim için özür dilerim.

Yılbaşı özel bölümü gelebilir belki

Yazım hataları olabilir üzgünüm 

.

.

.

 Ne ben, ne de o; ikimizde sakin değildik. İkimizde belki de birbirimize savaş ilan etmiştik. Calista susuyordu, gülümsüyordu ve sakindi. Ben sinirliydim, içimde anlamsız bir öfke vardı . O kendine düşman arıyordu ve ben bu boşluğu doldurmak için vardım. Uğraşacak bir insan arıyordu ve yine ben o boşluğu doldurmak için vardım. Tabi bu onun gözündeki yerimdi. 

Bana savaş ilan eden Calista'ydı. Ve bu davete icabet etmek gerekliydi.

Oturduğum yerden kalkıp, "Hepinize afiyet olsun, benim uykum var." dedim. Arkamı döndüğümde biri seslendi, "Hey Olivia," Calista'ydı. "Ah hadi ama tavuklar gibi erkenden uyuyor musun sen? Benim gelişimi kutlamayacak mıyız?" dedi.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim, ellerim yumruk halini almıştı. "Sen kimsin ki? Ne vasfın var da senin gelişini kutlayacağız." dedim. Dişlerimi öyle sıkıyordum ki birazdan kırılabilirdi. 

Gülümsemesi çoktan silindi, boş bakışları üzerimde gezinirken iğrenir gibi yaptı. "Benim mi ne vasfım var? Yakında öğrenirsin." dedi dişlerinin arasından. 

Aşağı doğru gülümsedim, "Öğrenmeye hiç niyetim yok. Emin ol ki bu masadaki pezevenkler dışında senin kim olduğunu öğrenmek isteyen yoktur." dedim.

(yazar notu: Dikkatli bakarsanız sinirli  olduğunu görebilirsiniz ama dikkatli bakmak gerek.)

Ve son cümlemin üzerine Draco ile göz göze geldik. Bakışları üzerimde gezinirken gözlerimi kaçırıp merdivenlere doğru yürümeye başladım. Hemen arkamdan gelen Pansy koşuyordu. 

"Ne oldu? Neden bu kadar sinirlisin?" dedi Pansy.

Adımlarımı yavaşlatıp ona döndüm, "Bilmiyorum, onun o tavırları hoşuma gitmedi. İçimden bir ses resmen bunları haykırıyordu."

"Ben de pek sevmedim ama geldiği ilk dakikadan kavga çıkarmak hoş mu sence?" diye sordu.

"Biliyorsun pek sinirlerime hakim olamam." diye yanıtladım.

Bir ses yükseldi. Kötü aksanıyla bize seslendi, " Hey, Olivia bekle!" dedi. durup arkamı döndüğümde Radoslav ile göz göze geldik.

"Olivia neden gittin?" diye sordu Radoslav.

"Ah adımı düzgün söylüyorsun, bu güzel." diyerek gülümsedim. Sanki şu an konumuz buymuş gibi.

"Evet, ismini aklıma kazıdım merak etme kendi ismimi bile unuturum seninkini unutmam. Ancak soruma cevap vermedin." dedi Radoslav.

"Pek hoş bir ortam olduğunu düşünmüyorum Radoslav, bu yüzden gittim." diye mırıldandım.

***

Radoslav ve Pansy benim odama gelmişlerdi. Pansy uykusu  gelince gitmiş, Radoslav ise hala benimleydi. Balkonda oturuyorduk, bu sefer ay gözükmüyordu.

Yanımda oturan Radoslav'a dönüp, "Ay küsmüş mü dersin?" diye sordum.

Soruma karşılık, "Anlamadım, Ay niye küssün?" diye sordu.

Querencia~Olivia BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin