Hiçbir şey söylemiyordum. Öylece, öylece Felix'in suratına bakakalmıştım onu tam 4 yıl boyunca bekledim, gecenin bir yarısı evime gelmiş şuan tam karşımda duruyordu ve bana bu saatte geldiği için üzgün olduğunu söylüyordu.
Cidden delirdiğimi düşünüyorum zaten son zamanlarda ilaçlarla iyice kafayı yemiştim ama bu kadar da yediğimi düşünmemiştim. Hatta öyle bir yemişim ki zihnim şuan bana karşımda felixi gösteriyor.
Kendime sertçe tokat attım.
Ne yaptığımı anlamayan felix elimi tuttu ve yüzümden uzaklaştırdı. Bunu fark ettiğimde elimi hemen kendime çektim fakat bir anda bana bir titreme gelmişti.
"Hay annecim ya kapıyı açar açmaz dona kalmamın sebebi bu yüzdenmiş zaten kaloriferleri açmıyorum ev yeterince soğuk bu gece nasıl ısınacağım ben tch tch." kafamı iki yana sallayarak ve bir yandan söylenerek kapıyı kapattım, arkamı döndüğümde yine onu görmem ile kocaman bir nefes verdim.
Elim ile koltuğu işaret ettim.
"otursana."
Hemen koltuğa oturunca karşısına geçtim ardından çok geçmeden kelimelerim taramalı tüfekten çıkan merminin hızı gibi çıkmaya başladı.
"neden buradasın felix? Adresimi nereden buldun? Yaşadığım şehri nereden buldun? Neden gecenin bir yarısı kapıma geldin? Hatta en önemli soruyu patlatıyorum.. Neden 4 yıl sonra yine karşımdasın?
Çaktırmayın onu istemiyormuş gibi soru soruyorum ama hala deli gibi seviyorum, komşunun çocuğu.
Sustu. Bir şey demedi. Bir şey demek için ağzını aralamadı bile pekala o zaman ben devam edeyim.
"konuş Felix, seni 4 yıl boyunca bekledim. 4 saat değil, 4 gün değil, 4 yıl boyunca." yutkundum.
Ağlamayacağım, ağlamıyorum.
"Hyunjin, çok aptalım."
Sesi titriyordu. Hayır beni terk etmesine rağmen hala onun ağlamasını istemiyordum ben daha aptalım.
"aptalsın, daha kendini açıklamayı bilmeyen bir aptal."
"Hyunjin o gün söylediklerimin hepsi yalandı." göz göze geldik.
"yemin ederim, seni hep sevdim ama zorundaydım tamam mı? 4 yıl boyunca peşimde bin bir türlü bela vardı. Senden uzaklaşmak zorundaydım, her şey senin içindi lütfen inan bana."
Bla bla ve bla her şey senin içindi her şey senin iyiliğin için. Bu sözlere cidden tokum, tokum demişken acıktım.
"Felix evine git." hayır gitme sadece soğukkanlılığımı korumam gerekiyor.
"gidecek bir yerim yok."
"nereden geldiysen oraya git." herkes olmaktan korktuğu kişiye dönüşür burdan babama selamlar.
"Hyunjin ben senin yanına geldim. Seni görmek için, seni sevdiğim için geldim buraya, seninle kalmama izin ver. " bende seni çok seviyorum Felix'im.
Derin bir nefes aldım ama geri vermedim eğer rüyadaysam hemen uyanayım, beni sevdiğini söyledi resmen 4 yıl boyunca bu cümleyi duymaya ihtiyacım varmış.
Tabii ki de kalabilirsin Felix'im.
"kalamazsın Felix, o kapıdan çık ve bir daha bu şehire dahi adımını atma."
Ayağa kalktım onun için kapıyı açtım. Ama o hala koltukta oturuyordu muhtemelen çok salak gözüküyordum şuan. Kapıyı hemen geri kapattım.
"pekala Felix, sadece 1 gün kalacaksın sonra defolup gideceksin tamam mı?"
Bana o güzel suratıyla o güzel dudaklarıyla gülümsedi.4 yıl boyunca beklediğim adam geri döndü bana, bana döndü biliyor musunuz hiç değişmemiş yüzü hala minnacık ama tek değişen şey saçları, siyaha boyatmış olsun ben onu böyle de seviyorum.
...
Yatması için koltuğu hazırladım. Çok yorulmuş olmalı ki uykuya dalması çok uzun sürmedi.
O güzelce uyurken bende güzelce onu izliyordum. Yüzünde her unuttuğum yeri tekrar ezberliyor eski zamanlardaki gibi çillerini sayıyordum şuan uyansa beni karabasan sanacağına eminim bu düşünceden sonra hızlıca geri çekildim.
4 yıl boyunca beklediğim adamı salonumda uyurken bırakıp gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Eyes. ~Hyunlix
FanfictionResimlerini çiziyorum, böylece asla benim için ölmeyeceksin Felix. Hyunlix