Uyanıktım ama sadece gözlerim kapalıydı bir kaç saattir yatakta öylece yatıyordum. Dün gece çok yorulmuştum.
Burnuma güzel kokular gelmesiyle gözümü açıp yatakta doğruldum, doğrulmayı geç fırladım resmen evime hırsız girip yemek mi yapıyordu bir de? Jisung da olabilir..
Ama gelecek olsaydı haber verirdi.Korkak adımlarla merdivenden indim her adımımda daha da geriliyordum. Mutfağa geldiğimde kapı pervazından kafamı uzattım.
Salak Hyunjin, Felixin burada olduğunu tamamen unutmuşum salak kafam salak. Hızlıca boğazımı temizleyip ev sahibi olarak mutfağa girdim.
"iyi, güzel beni düşünüp yemek yapmışsın ama gerek yok sen git elini yüzünü yıka daha uyanmamışsın bile."
Bana tekrar o güzel dudaklarıyla gülümsedi.
"sana da günaydın Hyunjin, dediğin gibi yapıp tekrardan yüzümü yıkamaya gidiyorum."
Bir mimik göstermeden kafamı salladım ama içimi görse o gülüşe bir ömür bedel.
...Yemeği bitirip sofrayı hazırlamıştım bile ama Felix daha geri dönmemişti seslenmekte istemiyordum. Seslenmicem zaten de..
" Felix! Daha ne kadar bekleyeceğim seni? " ses gelmedi, tuvalete girdi de deliğin içine falan mı düştü bu adam?
Ayağa kalktım tuvalete doğru ilerledim. Boştu bu sefer gozum diğer odaya kaydı, siktir.
Atölyem.
Hızlı adımlarla Felixin yanına gittim niye buraya girdin diye bağıracakken resimlerime hayranlıkla bakan bakışlarını gördüm. İçinde kendi olduğu resimlerime.
Neredeyse, hatta hepsinde, bütün tuvallerimde onun fotoğrafları vardı. Bende olan her bir resmini tuvale çizmiştim. Evet 4 yıl boyunca gerçek Felix yanımda olmasa da tuvallerimde ki felix her zaman yanımdaydı.
"Bu resmi sen mi yaptın?" ona baktım. Güzel masmavi gözlerine uzun uzun, hafifçe gülümsedim bu dediğine.
"hayır sen yaptın." o da bu dediğime gülümsedi bir anda duraksadı.
"bu resimde saçlarım siyah Hyunjin, ve saçlarımı daha dün gördün?"
"sen uyurken çizdim." evet dün gece çok yorucuydu dememin sebebi buydu.
Öylece baktı, sanki 4 yıl boyunca çok özlemiş gibi suratıma özlemle baktı.
O bana bakarken gözüm onu ilk çizdiğim tuvale kaydı atolyemin en güzel köşesinde duran tuval.
"biliyor musun? Bir sanat eserini yaratmak için tüm kuralları görmezden gelmeli ve unutmalıdır ressam.”
Devamını getirmek istemediğim cümleyi devam ettirdim titreyen dudaklarımla.
"Bende beni terk ettiğin bana söylediğin cümlelerin hepsini teker teker unutup yarattım bu resimleri."
Derin nefes aldı bu durumdan rahatsız olmuş gibi.
"Sana bir gün her şeyi anlatacağım hyunjin ama ondan önce soğumaması gereken kahvaltımız var." elimi tutup beni peşinden sürükleyerek mutfağa götürdü. Elimi geri çekmedim beni sürüklemesine izin verdim öylece.
...
Kahvaltımızı yaptık, mutfağı topladık hatta radyodan bir şarkı açıp hiç bir sey olmamış gibi, hala sevgiliymişiz gibi konuşup sohbet ettik.
Her şey güzelken bana o lanet soruyu sordu.
"ben yokken neler yaptın?"
Ağladım, hastanelere yattım, serumlu storyler paylaştım diyemedim.
"Kendimi resime adadım yıllarım resim çizmekle geçti sen yokkende öyleydi ama tek sorun resimlerimde hala seni çizmemdi. Hakkında söyleyecek kelime bulamadığım, başka hiçbir şekilde ifade edemeyeceğim şeyleri, renkler ve şekiller ile ifade edebileceğimi farkettim."
Sustu, hep sustu, 4 yıl önce hep geç kalıyorsun diye azar işitiyordum ondan şimdi bende 'hep susuyorsun!' diye bağırmak istiyorum ama kıyamıyorum komşunun çocuğuna.
"Bir sürü yarışmalara katıldım, hepsine senin resmini çizerek katıldım hepsinde de birinci oldum teşekkür ederim."
"bu senin başarın bana neden teşekkür ediyorsun?"
Hayatım olmuşsun hala soru soruyorsun bana.
"bu resimleri sen çizdirdin bana Felix."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Eyes. ~Hyunlix
FanfictionResimlerini çiziyorum, böylece asla benim için ölmeyeceksin Felix. Hyunlix