5.Bölüm

35 9 2
                                    


Komodinin üstündeki telefonumu hızlıca elime aldım. Yerdeki valizi doğrultup elimde tutma koluyla sürüyerek odadan çıkardıktan sonra son kez odama baktım. Herşey buraya kadardı artık bir ailem ve evim yoktu. Odamın kapısını kapattıktan sonra üzülerek çıkış kapısına doğru ilerledim. Kapıyı açıp mecbur gitmek zorunda olduğum bu evden sessizce çıktım.

Bahçe kapısından da çıktıktan sonra bu evdeki anıları ve yaşananları ardımda bırakarak yürümeye başladım. Telefonumu çıkarıp Duru'yu aradım. Telefon ikinci çalışında açıldı. "Günaydın Duru." Duru uykulu ses tonuyla, "Ceylin neden bu saatte uyandın? Çok erken değil mi?"

Elimdeki valizle yürürken karşıya geçip durağa doğru ilerledim. Bugün daha güneş ufukta parlarken yataktan kalkıp aceleyle üstümü giyip valizle birlikte evden ayrılmıştım. "Biliyorum erken ama o evde daha fazla güvende kalamayacaktım." Duru uykulu kafasıyla söylediklerimi algılayamamıştı. "Ne? Ceylin anlayamadım seni."

Duraktaki bekleme yerine oturdum ve derin bir nefes aldım. "Sana gelince herşeyi anlatacağım." Dedim ve bir yandan otobüsün geçmesini bekliyordum. Duru artık uykusu açılmış bir şekilde konuşmaya başladı. "Tamam o zaman gelince anlat herşeyi." Kibar ses tonumla, "Tamam otobüs geliyor kapatıyorum. Görüşürüz." Dedim ve yerimden kalktım. Duru "Görüşürüz." Dedikten sonra telefonu kapatıp durağa gelen otobüse bindim ve ön koltuklardan birine geçip oturdum.

Yol boyunca camdan etrafı izleyip telefonumdan kulaklıkla müzik dinledim. Kafamdaki düşüncelerden kurtulmam gerekiyordu. Otobüs sonunda Duru'nun evine doğru yaklaştığında ayağa kalkıp şoför'e seslendim. "Müsait bir yerde durur musunuz lütfen?" Dedim. Otobüs durunca bende valizimle birlikte aşağı indim.

Duru'nun kapısının önüne geldiğimde zile bastım ve bekledim. Çok geçmeden kapı açıldığında Duru gülümseyerek karşıladı. "Hoşgeldin küçük ceylanım." Diyerek beni içeri aldı. "Hoşbuldum." Dedim. Duru "Gel istersen odama çıkalım." Dediğinde gülümseyerek başımı salladım. "Olur." Dedim ve birlikte merdivenlerden üst kata çıktık.

Duru'nun odasına geldiğimizde Duru çalışma masasındaki dağınıklığı toparlayıp kitaplığına yerleştirdi. Ben de içeri girip kapıda bekledim. Duru bana dönüp, "Ceylin niye orada öylece duruyorsun? Valizini koy bir yere sonra yatağa geç otur." Duru'yla itiraz etmeden valizimi dolabın yanına koydum ve yatağın boş kısmına oturdum. Duru da yanıma oturunca meraklı bir şekilde bana baktı. "Evet bana anlatmak istediğin şey nedir?"

Ben yaşadıklarımı sırasıyla anlatmaya başlarken Duru dikkatli bir şekilde beni dinliyordu. "Ailemin ölümünden sonra evden uzaklaşıp bütün gün bir parkta uyuyup uyandım. Sonra Baran diye biriyle tanıştım. Yolun ortasında bekliyordu. Tam araba çarpacakken koşarak onu kurtardım. O kadar dengesiz birine benziyordu ki ilk başta anlaşamamıştık ama söylediklerine pişman olup özür diledi."

Duru gözlerini kocaman açıp daha bir merakla dinledi. Ben de anlatmaya devam ettim. "Peşimde olan bir yabancıyla da tanıştım. Mert'le yani. İlk başta onu kötü biri zannetsem de onun asıl amacının beni düşmanlardan korumak olduğunu anladım.

Düşünceli gözlerle bana baktı. "Gerçekten inanılmaz ve hayret verici. O adamın hayatını kurtarman çok etkileyici bir şey. Bir de seni düşmanlardan koruyan bir adamın olması. Bu yüzden şanslısın." Duru'yla gülümseyerek, ""Evet ama beni kimsenin korumasına ihtiyacım yok. Ayrıca Mert'in babası beni korumasını istemiş o yüzden yani." Duru şaşkınca bana baktı. "Cidden mi?" Diye sorunca başımı salladım. Duru bu kez düşünceli bir şekilde sordu. "Seni koruyan adam yani Mert. Babası neden seni korumasını istedi?"

Omuz silkerek, "Bilmiyorum ama Mert bana onun babasıyla benim babamın eskiden çok yakın arkadaş olduklarını söylemişti. Bu yüzden olabilir." Duru biraz düşündü ve söylediklerime katılarak başını salladı. "Doğru düşünüyor olabilirsin." Dediğinde ikimizde konuşmadık. Sessizce oturmaya devam ederken Duru sessizliği bozdu. "Ceylin acıktın mı? Mutfağa gidebiliriz." Sabah hiçbir şey yemeden evden çıkmıştım. Bu yüzden Duru'ya bakarak, "Aslına evet acıktım. Mutfakta sana yardım edeceğim"

Duru'yla birlikte odadan ayrıldıktan sonra aşağı kata indik ve mutfağa girdik. Duru dolaptan bir şeyler çıkarırken bende yemek masasına çekmeceden kaşık çatal koydum. En sonunda bardakları da koyduktan sonra sandalyeyi çekip oturdum. Duru'da ekmeği getirip koyduktan sonra karşı sandalyeye oturdu. Önümdeki çatalı elime alarak yemeye başladım. Duru'da ekmeği bölerek bana uzattı. Ekmeği aldım ve önüme koyup yemeye devam ettim. İkimizde sadece yemeğe odaklandığımız için pek konuşmadık.

Yemeği bitirdikten sonra masayı toparlayıp bulaşıkları yıkadık ve mutfaktan çıktık. Salona doğru geçtiğimizde karşılıklı koltuklara oturduk. Duru dizini öbür dizinin üstüne atarak arkasına yaşlandı ve bana döndü. "Uzun süre evden uzaklaştın peki okulun? Sınıfında çok geride kalmış olabilirsin." Birden yüzüm düşmüştü. Onca şeyden sonra okulu tamamen unutmuşum. Üzüldüğümü belli etmeden zoraki gülümsedim. "Evet ama artık toparlanıp tekrar başlayacağım. Dersleri de telafi ederim." Dedim.

Duru samimi bir gülümsemeyle elimi tuttu. "Umarım toparlanabilirsin. Yeniden eski Ceylin olabilirsin." İçimde herşeyi düzelebileceğine inanan bir tarafım vardı. Elbet karanlık günler bitecekti ve ben tekrardan ayağa kalacaktım. "Umarım yanımda olduğun için teşekkür ederim." Duru, "Rica ederim her zaman." Dedi ve gülümsedi.

Bazen umudumun tükendiğini hissettiğim zamanlarda sonbaharın bana huzur verdiğini hatırlardım. Ağaçlardan düşen kuru yapraklar ve hafif rüzgar esintisi. Duru'yla dışarı çıkmıştık. Duru'nun evindeki bahçesinde yürüyorduk. Kalın mont giyinmiştik. Temiz havayı içime çektim. Duru yerdeki yapraklara ayağıyla vuruyordu. Bu çocuksu hali beni gülümsetmişti. Bir yandan neşeli kahkahalar atıyordu ve ellerimi tutarak beni döndürüyordu.

Duru beni etrafında döndürmeye devam ederken bir anda kontrolünü kaybetti ve ikimizde yere düştük. Ben ayağa kalkmaya çalışırken Duru hala gülüyordu. "Duru kalkamıyorum. Yardım et." Duru beni duymuyordu bile. En sonda ciddi ses tonumla konuştum. "Duru gülmek yerine yardım eder misin? Öyle döndürülür mü? Belim acıyor işte." Ben yerden kalkmaya çalışırken Duru bu sefer beni dinleyip yerden doğruldu. "Ceylin özür dilerim. Sadece seni keyiflendirmek istemiştim." Belimdeki ağrıyla konuşmaya çalıştım. "Önemli değil ama artık kalkmak istiyorum."

Duru koluma girip beni yavaşça kaldırdı ve dikkatlice eve doğru yürümeme yardım etti. Eve girdiğimizde Duru beni salona götürdü ve büyük koltuğa yatırdı. "Ceylin sen en iyisi uyu. Bende belindeki ağrı için krem bulmaya çalışayım." Duru'yu başımla onayladım. "İyi uykular küçük ceylanım." Duru salondan ayrılıp odasına çıktı. Bende gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

Mert

Evimin teras katındaki sandalyede oturuyordum. Keyfim yerindeydi. Sonunda babamı o düşman çetesinin elinden kurtaracak planı bulmuştum. Bir süre etrafı izledikten sonra ayağa kalktım ve teras kapısından içeri girdim. Salona geçtim ve tekli koltuğa oturdum. Telefonumu cebimden çıkardım ve Ceylin'i aradım. Telefon çaldı fakat cevap yoktu. Ceylin telefonu açmamıştı. Belki duymamış olabileceğini düşünerek tekrar aradım ama bu sefer de açan olmamıştı. Birden endişeye kapılıp ayağa kalktım. Seri adımlarla evden çıktım ve Ceylin'in evine doğru koşarak ilerledim.

Sonunda evinin önüne geldiğimde soluk soluğa kalmıştım. Bahçe kapısını açıp içeri girdim ve eve doğru ilerledim. Kapının önünde durduğumda kapıya vurarak endişeli bir şekilde seslendim. "Ceylin evde misin? Lütfen cevap ver." Ceylin'in evde güvende olduğunu düşünmek istiyordum ama Ceylin'in sesi duyulmuyordu. Ben iyice endişelenirken ne yapacağımı bilemez halde bahçe kapısına doğru yürüdüm. Evden çıktığımda telefonumdan bir kez daha Ceylin'i aradım. Bu sefer telefon açıldı. "Alo Mert, kusura bakma ben bir arkadaşımın evindeyim. Uyuyordum o yüzden duymadım."

Rahat bir nefes alıp gülümsedim. "İyi olmana sevindim. Sen telefonu açmayınca bir şey oldu sanıp evine gelmiştim. Görünüşe göre sorun yok. Görüşürüz o zaman." Ceylin, "Endişelenme ben güvendeyim. Görüşürüz." Telefonu kapattım ve evime geri dönmek için yönümü değiştirdim.

Eve vardığımda kapıyı açıp içeri girdim. Yorgun hissettiğim için direk odama geçtim. Odama girdim ve yatağa uzandım. Kafamdaki düşüncelerle birlikte uykuya daldım.



________________________________________________________________________________________________________________

Oy ve yorum atmayı unutmayın canlarım. 💖

Sonbahar YalnızlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin