KUSURSUZ- 4. Bölüm

651 52 11
                                    

Antonio..
Melek..

💜💜
Merhaba

***
Defile günü.

Uyandığımda saat sabahın yedisiydi.
Alarmımı sabah saat erkene kurmuştum. Bugün dışarı çıkmayacaktık otelde kalıp biraz çalışmayı planlıyorduk. Burda olduğumuz bir kaç gün yeterince gezmiştik zaten.
Harika yerler gezip gördük hepsi bir harikaydı özellikle sokaklarının arasından akan suyu bir muhteşemdi.
Çok farklı yemekler yedik sokak lezzetleri tattık gerçekten de güzeldi.

Bu süre içinde ailemle iletişimimi hiç kesmedim.
Onları gerçekten de özlemiştim.
Bugün heyecanlı bir gün olacak. Bizde işimizi halledip artık ailelerimize kavuşacaktık.
Gezdiğimiz gördüğümüz yerlerden ailemin hoşuna gideceğini düşündüğüm bir kaç şeyde almıştım.
Seline, anneme,babama..

Şimdi ise kalkıp hazırlanmam gerekiyor çünkü ali sabah kahvaltısını dışarda yapmamız söyledi.
Otelde kalıp biraz çalışmam gerektiğini söyleyip kibarca bir şekilde ret etmiştim. Ama o da ısrar edince kırmayıp kabul etmiştim.

Dün erken yattığım için bugün kendimi dinç hissediyordum.

Hızla yerimden kalkıp banyoya doğru ilerledim.
İşlerimi hallettikten sonra tekrar odama döndüm. Valizime yönelip içinden rahat bir şeyler çıkarıp giydim. Aynanın karşısına geçip saçımı taradıktan sonra yüzüme hafif bir makyaj yaptım. Çıkma vaktine yakın odamı da biraz topladıktan sonra telefonumu ve çantamı alıp aşağı indim.

Hızlı adımlarla asansöre doğru ilerledim aliyi aşağıda bekleyecektim hem o sırada annemleri arayıp konuşmak için vaktim olurdu.

Asansörün kapısı açılınca seri bir şekilde içine girip birinci katın düğmesine bastım.
Asansör yavaş yavaş inerken kimse içine girmemişti taki sekizinci katta durana kadar.
Birden durunca merakla baktım Kapıya. Kapı açılınca karşımda gördüğüm üç siyah takım elbiseli adam bana bakmadan içeri girdi.
İri yarılı adamlar resmen dev kadar boylarıyla etrafa korku salıyordular. İzbandut gibi adamların yanında tam bir cüce gibi durmuştum.
Aramızda mesafe vardı ama kesinlikle boylarımızı karşılaştırabiliyordum.
Geçmeleri için biraz arkaya doğru geriledim öyleki sırtım aynalı duvara çarpmıştı.

Adamlar kendi aralarında konuşmaya başlayınca bende pür dikkat onları dinlemeye başladım. Neden böyle bir şey yaptığımı bende bilmiyorum valla merak işte..

İki adam kendi arasında konuşmayaa başlayınca diğeri onları dinlemiyor gibiydi.

Bende adama daha dikkatli baktım. Sanki kendini beğenmiş bir havası vardı gibi.

'ego yığını ne olacak'

En sonda adam kafasını kaldırıp onlara öyle bir bakış attı ki benim bile iç sesim susmuştu sanki.
Kendi aralarında konuşan iki adam saniyesinde susunca hızla başlarını önlerine eğdiler. Galiba ondan çekiniyor gibiydiler.

Karşımdaki adamda biraz sinirli gibiydi burnundan soluyor gibi bir hali vardı.

Bende daha fazla kurcalamadan hemen bakışlarımı hafif yere doğru eğdim. Sonucu iyi şeyler olmayabilirdi. Sonuçta bu korkutucu tipler her an her şey yapabilecek gibi duruyordu. Ben elim önümde birleştirip onlarla oyalanmaya çalışırken birden üzerimde hissettiğim bakışlarla kafamı otomatik olarak kaldırıp karşımdaki adama baktım, bakmaz olayım o nasıl bakıştır allahım yarabbim. Bakmıyor resmen ateş ediyor dedikleri bu olsa gerekti.

Adam bana baka dursun bende bakışlarımı ona diktim.

Ne o çekiyordu, ne de ben kaç saniye öyle bakıştık bilmiyorum ama nerden geldiğini bilmediğim bir cesaretle bende ona bakıyordum hemde gözümü kırpmadan. En sonda adam derin bir nefes alıp verdi nefesi yanıma kadar ulaştı desem abartmış olmazdım.

KUSURSUZ (SAKRA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin