Öncelikle herkese selamlarr..
Lütfen okumaya başlamadan önce bu kısmı okur musun? Önemli.
Bu benim yeni ve ilk kurgum güzel
Ve eğlenceli geçmesini
Umuyorum çünkü
çok heveslenerek yazmaya başladım
ve bir çok kitap bana ilham
kaynağı oldu..
Bende başabilceğimi düşünerek bu kurguya başladım.Lütfen kitabıma bir şans verip okursanız beni çok mutlu edersiniz.
Düzenlemeleri yapacağım ama yanlışlar olursa çok özür diliyorum şimdiden.
Yıldıza basmayı ve satır arası yorumlarınızı unutmayın lütfen. Kitap yeni olduğu için oylarınıza
İhtiyacım var.Çok uzattım farkındayım
İyi okumalarrr..💚Karanlık.. her yerde, vücudum da bir sıcaklık akıyor fakat ben onun daha ne olduğuna bakıp anlayamadan arkamdan biri ellerini boğazıma sarıp sıkmaya başlıyordu. Nefes alış verişim sıklaşırken bir yandan boğazımı tutan ellerden kurtulmaya çalışıyordum.
Bedenim buna daha fazla dayanamamış olmalı ki hissizleşmeye ve titremeye başlamıştım. Daha fazla kuvvet uygulamayı bırakarak zaten karanlıkta olduğum halde gözlerimi kapatarak iyice karanlığa gömülmek üzereydim, uzaktan duyduğum buğulu seslerden dolayı tam anlamasam da biri ismimi sesleniyordu..
"Aden!" Hızla gözlerimi açıp olduğum yerde doğrulduğumda karşımdaki kişinin İlke olduğunu fark ederek derin bir nefes aldım. " Ne oldu İlke?" Diye sordum İlke bugün bana geç geleceğini ve onu merak etmemem gerektiğini söyleyip gitmişti. Şimdi ne vardı da evdeydi? "Kabus görüyordun ve birden titremeye başladın, bende endişelenerek seni kaldırdım." İşte o zaman kabus gördüğümü ve atak geçirdiğimi hatırlamıştım. "Bir sıkıntı yok İlke sen uykuna geri dön." Endişeli baksa da mecburen kalkmıştı." Bir şey olursa bana seslen olur mu?" Abartılı bir göz devirme eşliğinde "tamam" diye homurdandım ve İlke gittiğinde kendimi tekrar uykunun derin karanlığına bıraktım.
Çok sert olmayan bir sarsma ile uyandığımda bunun İlke olduğunu anlamak çok da zor olmasa gerekti. Beni zorla yatağımdan kaldırmış ve ben bebekmişim gibi ilk önce kahvaltımı -kesinlikle zorla yedirmeye çalışmadı- yaptırmış ve şimdide hazırlanmama yardım ediyordu. "Bence bu siyah takımı giymelisin." Dediğinde ben onun aksine beyaz giymeyi planlıyordum ama onu kırmak istemediğimden siyah sırt dekoltesi olan bir üst, altına ise siyah şortumu giymiştim. Yüzüme fazla bir makyaj yapma gereği duymadan sadece bordo bir ruj sürmeyi tercih etmiştim. Kumral düz saçlarımı ise sadece tarayıp omuzlarımdan aşağı dökülmesine izin vermiştim. Hazırdım.
Hızla evden çıkıp aceleyle şirkete gitmek için yola çıktığımda daha sabahın erken saatleri olmasına rağmen trafiğe yakalanmıştım. Buda benim on veya on beş dakika daha geç gitmem demekti.
Zorda olsa trafiği atlatarak -kesinlikle hiç bir şekilde argo söz kullanıp üstüne hız cezası yememiştim- sadece beş dakikada geç kalmıştım ve bu benim için iyi bir şeydi.
Koskoca BARKIN yazılı şirkete girmiş bulunuyordum. Türkiye'nin en ünlü şirketlerinden bir tanesi olan Barkın Şirketi sadece Türkiye ile değil yurt dışıyla da etkileşim halindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•VURAL•
General FictionKaranlık.. içime işleyen bir sıcaklık vardı. Küçüklüğümden beri kaybolduğum karanlık. O zamana dek hatırladığım az şey vardı. Göğsümde akan sıcaklık, karşımda duran kardeşim ve o günden sonra fobim haline gelen asansör... -Belkide sen asansör fobimi...