6

155 15 20
                                    

Nicholas

Ertesi gün, Euijoo sabah ben daha ayılamadan yanıma geldi ve kulağıma eğildi.

"Bundan sonra evde çalışalım, basılmaktan pek hoşlanmıyorum."

Oldukça normal bir şey söylemişti ama ben, kirli düşüncelerime engel olamamış ve kızarmıştım. Öksürerek onu onayladım ve teneffüste kararlaştıracağımızı söyledim.

Ders başladığında odaklanamadım. Dün yine fazlasıyla çalışıp yorulmuş ve uyuyamamıştım. Dersi boş verip kafamı gömerek yatıp uyudum. O kadar yorgundum ki, sınıftaki uğultular benim için ninni gibi geliyordu. Hiç rahatsız eden olmadı.

Uyandığımda, telefonumu çıkarıp saate baktım ve üçüncü derse girmek üzere olduğumuzu gördüm. Euijoo'yu tamamen unutmuştum. Sınıf tamamen bomboştu, herkes bahçedeydi. Apar topar kalkıp dışarı fırladım onu bulmak için. Beni gören Yuma ve Taki şaşırdı ama onlarla konuşacak vaktim yoktu. Merdivenleri koşarak iniyor, katlarda onu arıyordum. En sonunda bahçede, gözlerden uzak bir yerde oturup kitap okurken buldum onu. Yanına doğru koştum. Beni fark ettiğinde kitabın arasına ayraç koydu.

"Uyanmışsı-"

"Euijoo ben çok özür dilerim."

"Ne? Neden?"

"Uyuyakalmışım, teneffüste seninle hangimizin evinde olacağını kararlaştıracaktık ama ben uyuyakaldığım için seni ekmiş gibi oldum ve keşke beni uyandırsa-"

"Nicholas. Sakin ol. Seni bilerek uyandırmadım. Yorgun olduğun çok belliydi ve arkadaşların da söyledi zaten. Çalışma konusuna gelirsek benim evime gelirsin, konumu sana atarım. Bugünkü dersin notlarını da aldım, sana anlatırım."

"Neden ağladın sen?"

"Ne? Ne ağlaması?"

"Gözlerin şişmiş, yanakların ve burnun kızarık. Euijoo, ne oldu?"

"Megafonla ilan etseydin bir de. Bir şey olduğu yok. Ağlamadım, sana öyle gelmiş."

"Bunu sonra konuşacağız, tamam mı?"

"Hay hay Nicho paşa."

"Hadi kalk sınıfa gidelim, diğer iki deccal nerde?"

"Ders beden eğitimi, aptal."

"Ne? Siktir."

"Koça senin rahatsız olduğunu söyledim, sorun etme."

"Ah...teşekkür ederim."

"Hadi sınıfa gidelim artık."

"Tamam."

Kitabını aldı ve ayaklandı. Peşime takıldı ve beraber sınıfa gittik. Sınıfta ikimiz kaldığımızdan biraz gergindim ama rahat olmam gerektiğini düşündüm.

"Sen neden derse girmedin?"

"Karnımın ağrıdığını söyledim, yalan sayılmaz."

"Nasıl dayanıyorsun? O kadar yaraya, onca acıya?"

"Dayanamıyorum."

"Neden yapıyorsun o zaman?"

"Bunu şu anda anlatmak istemiyorum Nicho. Sorgulama."

"Üzgünüm."

"Başka bir şey konuşalım."

"O iki şeytanla nasıl tanıştın?"

"Ben senin arkadaşlarına şeytan diyor muyum ya? Neyse. Ben tanışmadım, onlar benimle tanıştı. Peki ya sen?"

"Çocukluk arkadaşıyız."

"Güzelmiş. Benim de bir sorum var."

"Tabi."

"Bana olan bu ilginin sebebi ne?"

"Bilmem. Hoşuma gidiyorsun."

"Hoşuna mı gidiyorum?"

"Hm hm. Çok hoşuma gidiyorsun."

"Bir gün hoşuna gitmediğimde ne yapacaksın?"

"Bunun olma olasılığı yok Euijoo. Ama çok merak ediyorsan deneyip görmeni tavsiye ederim."

"Kalsın."

"Çok kırıcısın."

"Boşa umut vermiyorum diyelim biz ona."

"Peşinden eşşeeekkkler gibi koşayım yani?"

Güldü.

"Peşimden koşma."

"Biricik öğretmenimin peşinden koşmayıp kimin peşinden koşacağım?"

"Çok konuşuyorsun, oof."

"Benimle konuşmayı seviyorsun ama."

"Öyle miymiş? Ben neden bilmiyorum?"

"Yakında öğrenirsin."

"Nicho sen uyusan mı ya? Uyuduğun halin daha çok huzur veriyor."

"Benim de bir kalbim var."

"Uyu artık."

"Tamam ya."

Ona küsmüş gibi yaparak kollarımı kavuşturdum fakat oralı olmadı. Sadece kıkırtılarını duyabildim. Hala tam uykumu alamadığım için uyumaya çalıştım. Tam gözlerimi kapattım ki konuştu.

"Bugün de çalışacak mısın?"

"Evet. Neden?"

"Hiç. Sordum öyle."

"Benimle gelmek ister misin?"

"Ne?"

"Benimle gel, beraber döneriz sonra."

"Bu seferlik olmaz, başka sefere yakışıklı."

O arkası dönük olduğu için farkında değildi ama bende büyük bir etki yaratmıştı bu söyledikleri. Baştan aşağıya kızardığımı ve ateşlendiğimi hissediyordum. Bu çocuğun en ufak sözünün beni bu kadar utandırması normal miydi? Olur da arkasına döner diye kafamı sıraya koyup uyumaya çalıştım ama söylediği kafamda dönüp durdu.

"başka sefere yakışıklı."

Benimle flört mü ediyordu bu çocuk? Etmiyor olsa bile tek sözüyle beni böylesine yıkıp geçtiğinin farkında mıydı acaba? Sonrasında, konuşmadık. O söylediğinden, ben duyduğumdan utanmıştım sanki. Teneffüslerde ben onunla konuşmaya yeltendiğimde benden kaçıyor, o konuşmaya yeltendiğinde ben tabanları yağlıyordum. Böyle böyle günü konuşmadan ve göz göze geldiğimizde kızararak bitirdik. Okuldan çıktığımda stüdyoya gitmeden önce Yudai hyungtan gelen mesajı gördüm. Stüdyoyu yarın açmayacağını, özel bir işi olduğunu yazmıştı. Ama bugün açık olacağından gelmemi istemişti. Ona geleceğimi değil de farklı bir şeyi haber verdim.

nicholas-yudai

yudai hyung:
Bugün gelebilirsin Nicho.
(15:32)

nicholas:
HYUNG
BEN GALIBA ASIK OLDUM
(17:22)

_________________________________________

bombos bolum ama diger bolum surpriz var

dövmeci || NichojooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin