12

161 17 57
                                    


Nicholas

Bir süre daha sarılarak uzandık. Kokusunu içime çekmek çok güzeldi. Ellerimi belinden bir an olsun ayırmadım. Kafamı eğip saçlarına ufak bir öpücük bıraktım. Sonrasında gitmemiz için hazırlanmasını söyledim ve odasına yolladım.

Hazırlandığında evden çıktık ve stüdyoya doğru yürümeye başladık.

"Ne zamandan beri orada çalışıyorsun?"

"Geçen yazdan beri."

"Çok mu seviyorsun dövme yapmayı?"

"Çok seviyorum."

"Bana da yapar mısın bir gün?"

"Neden olmasın?"

Konuşa konuşa stüdyoya geldiğimizde, kapıyı açıp onun girmesi için elimle işaret ettim. Başını eğerek girdi. İçeride kimse yoktu. Dinlenme odamıza gittiğimde Yudai hyungu sevgilisi ve oğulları ile birlikte gördüm. Elimle selam vererek içeri girdim ve Euijoo'yu da peşimden sürükledim.

"Bu kim Nicholas?" diye sordu Yudai hyung.

Euijoonun elini tutup parmaklarımı onunkilere geçirdim.

"Anlarsın şimdi."

"Baştan böyle girseydin ya." dediğinde güldüm. Euijoo ise başını eğmiş utanmakla meşguldü.

"Sevgili değiliz." diye söze girdi Euijoo.

"Ne demek değilsiniz?" dedi Fuma hyung tek kaşını kaldırarak.

Euijoo kafasını kaldırdığında Maki onu dikkatle incelemeye başladı.

"Sen...sen Harua ile takılan çocuk değil misin?!" dedi parmağını Euijoo'ya doğrultarak.

"Benim. Nolmuş Harua'ya?"

"Bir şey mi olmuş? Boşta mı diye soracaktım yani bu zamanda tek takılmak falan olmaz diye tehlikeli dışarı ya hani."

"Aşık o da Harua'ya." Euijooyu dürterek kulağına fısıldadım.

"Neden aralarını yapmıyoruz ki o zaman? İkisi de birbirini seviyor zaten."

"Karışmamız doğru olur mu bilmiyorum." diye cevapladım.

"Ben hallederim." dedi ve kenardaki kağıttan bir parçayı yırtarak kalemi alıp bir şeyler yazdı. Sonrasında Maki'ye doğru ilerledi ve kağıdı ona verdi.

Yanıma döndü ve oturdu. Yudai ve Fuma hyungtan utandığı çok belliydi, sürekli yanıma sokuluyordu. Yudai hyung ise bize gülümseyerek, mutluluğu kilometrelerce öteden fark edilebilecek bir ifadeyle bakıyordu.

"İstersen benim çalıştığım yere geçelim, bir müşteri alabilirim sanırım."

Başını salladı ve benden sonra ayaklandı. Yudai ve Fuma hyung çok utangaç olduğu için şu anlık ona sataşmıyordu. Kendini geri çekmesinden korkuyorlardı belki de.

Benim çalıştığım odaya geçtiğimizde, müşteriyi beklemeye başladık. Gelen müşterinin işi çok kısa süreceğinden, beraber vakit geçirmeye iznimiz olabilirdi.

Gelen kadın müşteri ufak tefek ama şirin biriydi. Samimi biri olduğu belliydi, dövmeyi yaptığım süre boyunca sürekli benimle konuşmaya çalışmıştı. Bundan hoşnut olmayan tek biri vardı. Euijoo.

Bizi tepkisiz bir ifadeyle izliyordu. Dövmeyi bitirmeye yaklaştığımda ayaklandı. Kadın konuşmaya devam ederken geldi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

"İşin ne zaman bitecek?"

"Az kaldı Euijoo, biraz daha bekle. Sonra seninle ilgileneceğim."

"Tamaam o zaman."

Gülümseyerek yerine geçtiğinde, kadının yüzünü buruşturmasına adım adım şahit olmuştuk. Gülmemek için büyük bir savaş verdim diyebilirim.

Dövme biter bitmez, kadın hiçbir şekilde benimle iletişime geçmeden yerinden kalktı ve çıkıp gitti. O gittiğinde Euijoo gülmeye başladı.

"Nasıl da gitti, şuna bak."

"Beni mı kıskandın az önce sen?"

Oturduğu yere yakınlaştım ve önüne eğildim.

"Yoo. Niye kıskanayım seni?"

"Beni niye öptün o zaman?"

"Bilmiyorum."

Dudaklarına doğru eğildim.

"Ne yapıyorsun?"

"Bilmiyorum." diye cevapladım ve dudağının kenarını öptüm.

Sonrasında omzuma bir yumruk yedim.

"Bir şeye niyetleniyorsan, tamamla piç herif."

Yakamdan çektiği gibi derin bir öpüşme başlattı ikimiz arasında. Dakikalarca nefessiz kalana kadar öpüştük.

En sonunda benden ayrıldığında, gözlerini kaçırdı.

"Başlattığı işi tamamlamayan sensin şu an." diyerek çenesinden tutarak kendime döndürdüm ve göz göze gelmemizi sağladım.

"Euijoo."

"Off, iyi be. Kıskandım seni, oldu mu?"

"Duymak istediğim bu değildi, ama bu da olur." gülmeye başladığımda, yanakları kızardı. Kafasını omzuma gömdü ve susmam için bana ufak yumruklar attı.

Kafasını kaldırdığında, beni tekrar öpmeye yeltendi. Tekrar öpüşecektik. Maki tarafından basılmamış olsaydık.

Kapıyı açar açmaz gözlerini de fal taşı gibi açarak bizi izliyordu, arkasında babalarıyla birlikte. Euijoo utanıp beni arkaya doğru ittirdiğinde, sertçe yere düştüm. Sanırım kalça kemiğim kırılmıştı.

"Utangaç çocuğa bak sen." dedi Maki. Bir yandan elindeki kağıdı sallıyordu. "Bunun için teşekkür edecektim ama yanlış bir zamanda geldim sanırım, siz devam." dedi ve kapıyı kapattı.

Euijoo yere doğru çökerek elleriyle yüzünü kapattı. Kahkaha atmaya başladım. Utangaçlığı kısa sürmüş olacak ki, o da karşılık verdi. Dakikalarca kahkaha attık.


_________________________________________

uzun bolum yazma perileri beni yine terk etti💔 can cekistim yazarken

dövmeci || NichojooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin