Yudai
Planlarımı 1 hafta öncesinden ayarlayarak, Fuma'nın bundan haberdar olmamasına dikkat ettim. Yıl dönümümüz yarındı. Erken çıkmak bir kenara, ona geç kalacağımı söyledim. Nicholas'a yarın stüdyoyu açmayacağımı, Fuma'ya kesinlikle söylememesini istediğim bir mesaj attım. Bugün gelebileceğini söyleyen bir mesaj attıktan sonra bekledim. Telefonuma düşen mesajla şok oldum. Nicholas'tan geleceğini onaylayan bir mesaj beklerken aşık olduğunu söyleyen bir mesaj almayı beklemiyordum. Yanıma geldiğinde, bunu nasıl kabul ettiğini sordum ve halen emin olmadığını öğrendim. Bugüne kalan işler kısa olduğu için, çabucak bitirdik ve bu konu hakkında konuşmaya başladı. Bana anlatmadığı bir şeyler olduğunun farkındaydım. En sonunda anlattı. Ama anlattığında rahatlamasını beklerken daha da kötü olmuştu. Dizime yatarak saatlerce ağladı. Bu çocuğa karşı nasıl böylesine koruma içgüdüsüne kapıldığını anlattı. Yaralarından, kendine zarar verdiğinden bahsetti. Duydukça kötü oldum, o sevdiği birini bu halde görünce ne hissetmiştir tahmin bile etmek istemedim. Ben sevgilimi böyle bir halde tanısaydım ne yapardım, asla bilmiyordum. Gün içinde yaptıkları konuşmaları anlattı bana. Onu korumakla başlayıp, ona aşık olup çıkmıştı. Bu oldukça tatlı bir öyküydü, ta ki onu uzun zamandır aradığını söyleyene kadar. Bununla ne demek istediğini anlamamıştım, ağlamaktan kendini kaybeder gibi olduğunda, istemsizce bir şeyler mırıldandı hıçkırıklarının arasında. Ona bir söz verdiğinden bahsetti. Kimdi bu söz verdiği kişi? Bu çocuk ile yeni tanışmamış mıydı? Onu seven taraf olacağından bahsedip durmuştu. Öncesinde kaybettiği biri mi vardı? En iyisi bunu fazla kurcalamamaktı. Nicholas şu anda iyi değildi ve dahasını anlatmak istemeyebilirdi. Onu sakinleştirip stüdyoyu kapattım ve evine bıraktım.
Sonrasında eve gittim ve kendimi yorgunlukla sevgilimin kollarına attım. O da benim kadar yorgundu, birbirimize anlatmasak da anlıyorduk her seferinde. Ona sıkı sıkı sarıldım o da karşılık olarak beni güzelce sarmaladı. Bir süre sonra, beni sıkıca sarmayalayan ellerinin gevşemesi ve nefesinin düzene girmesiyle uyuduğunu anladım. Kafamı kaldırıp yanağına ufak bir öpücük bırakarak ben de uyumaya çalıştım.
Sabah gözlerimi açtığımda, beni izleyen bir Fuma ile karşılaştım. Gülümseyip bana bir öpücük verdi ve yataktan kalkarak duşa gitti. Ben de uyumaya geri döndüm. Duştan çıktığını beni dürtmesiyle anladım.
"Neden kalkmıyorsun Yudai?"
"Bugünkü randevu öğleden sonraya, biraz daha uyumak istiyoruum."
Yalan. Evden gitmesi için uyumak istediğimi söylüyordum.
"Ben giyinip çıkacağım, haberin olsun sevgilim."
"Tamaam."
Dolaptan kıyafet çıkararak üzerini giyinmeye gitti. Üzerini giyinmiş bir şekilde geri geldiğinde, eğilip yanağıma derin bir öpücük bıraktı ve saçlarımı okşadı. Ben halen uyuyor numarası yaptığım için tepki göstermedim ama içimden bir kelebek sürüsü kalktı. Kapının kapanma sesini duyduktan sonra ayaklandım ve evi toparlamaya başladım. Kahvaltı yapmadan gitmişti, yine. Buna hep kızıyordum ama birazdan onu darlayacak ve az da olsa bir şeyler atıştırmasını sağlayacaktım. Uyuma numarası yaptığım anlaşılmasın diye bir süre beklemeye karar verdim. O sıra duşa girdim. Üzerimi giyinip saçlarımı yaptım ve etrafı toparladım. Kendime bir kahve hazırlayıp oturdum ve saate baktım. Fuma'nın gitmesinin üzerinden iki saat geçmişti. Yazmak yerine direkt aramaya karar verdim çünkü sesini duymaya doyamıyordum. Arayıp yemek yiyip yemediğini, çünkü bulaşık görmediğimi söyledim. Başta beni kandırmaya çalışsa da inanmadığımı söylediğimde üstelemedi ve yemek yemediğini söyledi. Kendisi için bir şeyler hazırlamazsa oraya gelip zorla bir şeyler yedireceğimi söyledim. Müşteri geliyor diyip aşk sözcükleriyle telefonu kapattıktan 10 dakika sonra, hazırladığı yemek ve onu yerkenki bir fotoğrafını atmıştı. Fotoğrafı gördüğümde binlerce kez daha aşık olmuştum ona. Elime kahvemi alarak ben de ona bir fotoğraf gönderdim ve kolay gelsinlerimi ilettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dövmeci || Nichojoo
Cerita PendekNicholas, aynı sınıfta olduğu çocuğun kendine zarar verdiğini fark eder.