Otuz'

1.2K 115 11
                                    

Garsonun yanımıza gelmesi ile Taehyung'un bakışları önce elinde tuttuğu menüye ardından bana çevrildi.

"Kendin mi seçmek istersin yoksa ben kendi zevkime göre mi sipariş vereyim?"

Sorduğu soru ile bakışlarım usulca önümdeki menüye kaydı. Menüde yazan çoğu yemeğin ne olduğndan haberim dahi yoktu, fiyatları ise fazlasıyla şişirilmiş gibiydi. Taehyung beni almaya geldiğinde 'seni çok güzel bir restoranta götüreceğim' demişti ve gerçektende çok güzel bir restoranta gelmiştik.

Sahil kenarında dalgaların sesini duyabileceğimiz yakınlıkta iç dizaynı ile ben pahalıyım diye bağıran Taehyung olmasa önünden geçmeye yeltenmeyeceğim bir restoranttı. İçerisi zengin müşterilerle dolu herkesin sakince yemeğini yediği ve arka fonda keman seslerinin duyulduğu ortam oldukça hoştu.

Hoş olmasına hoştu ama bana göre fazla lüksttü.

Taehyung'u cevap vermek için fazla beklettiğimi fark ettiğimde

"Sen sipariş ver" diye cevap verdim.

Çünk benim bu menüden bir şey seçip sipariş vermem pek kolay olmayacaktı. Taehyung'un sipariş vermesi ikimiz içinde en doğru olanıydı. Hem onun zevkinin asla kötü olacağını da düşünmüyorum.

Garsonun yanımızdan ayrılması ile Taehyung elindeki menüyü önüne bırakarak bakışlarını gözlerime çıkardı. Benimde bakışlarım onun koyu kahverengi gözlerindeydi. Yüzündeki belli belirsiz tebessümle elini yüzüme doğru yakınlaştırıp yüzümün yarısını örten maskesi parmaklarıyla çenemin altına çekti.

"Böyle daha iyi"

Gülümseyerek hafifçe başımı salladım. Bedenim istemsizce titriyordu. İlk defa hissettiğim duygular ve yaşadığım bu anlar bedenime iyi gelmiyordu.

Ben insanların beni ötekileştirmesine, umursamamasına, yokmuşum gibi davranmalarına alışmıştım. Şimdi ise Taehyung'un beni el üstünde tutması görmek için her fırsatı değerlendirmeye çalışması, yanımda olduğu veya olmadığı her an iltifat etmesi tuhaf hissettiriyordu. Onunlayken içimin huzurla dolmasına engel olamıyordum ama bir yandan sürekli ertelrnen ve cevap bulamayan sorularımda beynimin hep bir köşesinde beni meşgül ediyordu. Şuan bulunduğumuz konum güzeldi, ikimizde birbirimize karşı bir şeyler hissediyor ve bunu belli etmekten çekinmiyorduk. Lakin hala ortada netliğe kavuşmayan ertlenip duran ve soru işaretiyle kalan durumlar vardı.

Taehyung'un bana karşı davranışları benim için çabalaması, bunlar güzel olan şeylerdi ama bunun yanında bana net olmadığı bir çok şey vardı.

"Jungkook"

Taehyung'un sesi ile daldığım düşüncelerden sıyrılırdım. Taehyung merakla çattığı kaşlarıyla yüzümü inceliyordu.

"İyi misin?"

İyi miydim? İyiydim değil mi? Yalnızca fazla kuruntu yapıyordum. Bu zamana kadar yaşadıklarıma dayanarak Taehyung'u kendi içimde sorguluyordum.

"İyiyim"

Cevabım ile Taehyung'un çatık kaşları düzelmiş yüzüne tebessüm yerleşmişti.

"Dalıp gidince bir sorun var sandım"

Sorun yoktu, yalnızca ben bazı şeyleri kafamda büyütüyordum.

"Hayır, hayır sorun yok. Derslerden dolayı biraz dalgınım"

Taehyung başını anlayışla sallayıp masanın üzerindeki elimin üzerine elini yerleştirdi. Sıcacık eli benim stresten buz tutmuş elimi anında ısıtırken konuşmaya başladı.

Vaveyla |TKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin