16. Bölüm

856 38 14
                                    

İyi okumalar.

***

Tırnaklarımı Ebrar'ın sırtına batırdım.

Bu hâle nasıl geldiğimizi hâlâ bilmiyordum.

İkinci şehrimiz olarak Trabzon'a geldiğimizde on saatlik araba yolculuğundan sonra direkt otele gelmiştik.

Duş almış Ebrar'la yatakta uzanıyorduk ama şuan bacak aramda ıslak dilini gezdiren Ebrar'la beynim uyuşmuş gibiydi.

Su gibi içtiği kadınlığım daha fazla bu hazza dayanamamış olacak ki yoğun bir şekilde boşaldım.

Nefes nefese kalmış bir şekilde Ebrar'ın tırnak izlerimle dolu sırtından ellerimi çektim.

Ebrar bacak aramda çıkıp kendini yanıma attı.

Beni göğüsüne çekip sarıldı.

Saçlarımda hissettiğim dudaklarla huzurla gözlerimi kapattım.

'Yoruldun mu güzelim?'

Başımı kaldırıp Ebrar'a baktığımda yüzüme eğilip dudaklarımı öptü.

Gözlerimi kapatıp dakikalar önce vücudumda gezinen dudakları öpmeye başladım.

Boşalalı beş dakika olmamışken kadınlığımın hâlâ
İstekle kasılması beni mahvediyordu.

'Yol yorgunuyum.'

Ebrar gözlerindeki saf sevgiyle bana bakarken dişlerini sıkmış başımı iyice göğüsüne bastırmıştı.

'Bu kadar tatlı olma ıssırasım geliyor.'

Ellerimi çıplak beline sardığımda teninden yayılan güzel kokuyla gözlerimi kapattım.

***

Boynumda hissettiğim ıslaklıkla gözlerimi açmadan diğer tarafıma döndüm.

Belimden çekildiğimde gözlerimi açtım.

Yüzüm Ebrar'ın boynundaydı.

Uyku mahmurluğuyla mis kokan boyuna iyice sokuldum.

'Uyandırdın beni.'

Boğuk sesimle konuştuğumda belimdeki eller iyice sıkılaşmıştı.

Koynuna iyice sokulup, sırnaştım.

'Önce duş alıp sonra kahvaltı yapacağız bebeğim. Yolda gelirken her yeri gezmek istiyorum diye çığlık atıyordun, o yüzden kalk bakalım.'

Dudakları saçlarımın arasındayken aklıma gelen şeytani fikirle Ebrar'dan uzaklaştım.

Önü açılmış bornozumu yakalarından arkaya doğru indirdiğimde omuzlarım dahil açılmıştı.

 Ebrar'ın gözleri boynumda, görünen göğüslerimde, açılmış omuzlarımda gezdikçe az önceki aşkın yerini şehvet alıyordu.

'Ebrar.'

Gözlerini boynumdan çekmeden duruyordu.

 Hayır beni de baştan çıkartacaktı.

Hem de hiçbir şey yapmadan.

'Efendim yavrum.'

Ses tonundan istediğim kıvama gelmek üzere olduğu belli oluyordu. 

Bunu sadece boynuma yapmış olmak gururumu okşuyordu. 

Ebrar Karakurt bana karşı asla dinmeyecek bir libidoya sahipti.

Ve bu mükemmel bir şeydi.

'Ben sanırım bugün hiç yataktan çıkmak istemiyorum.'

Cümlem biter bitmez üzerime atıldığında yüzünü dakikalardır avını izleyen bir aslan gibi izlediği boynuma gömmüş ve emmeye başlamıştı.

Bornozumun kuşağını açtığında eli kadınlığıma gitti.

Ama benim planım böyle değildi ki.

Hayır yani Mile senin neyine Ebrar'ı ilişkinin yarısında bırakıp kaçmak.

Her dakika altında olmak istemiyormuşum gibi bir de kendi kendime oyunlar kurup, kurduğum oyunları elimde patlatıyordum.

Boynumda iz olmayan yer bırakmayacak şekilde gezinen dudakların sahibi aynı anda parmaklarını içime ittiğinde tırnaklarımı üzerinde ki bornoza batırdım.

Aldığım zevkin ucu bucağı yoktu. 

Ellerimi bornozun kuşağına getirip açtığımda çıkartıp attım.

Çıplak Ebrar her şeye bedeldi.

İçimdeki parmaklar hızlandıkça boynumdan ayrılıp göğüslerimle ilgilenmeye başlamıştı.

Hem göğüslerimden hem de zevk noktamı ezen parmaklardan aldığım zevke daha fazla dayanamayıp kendimi Ebrar'a bıraktım.

Parmaklarını içimden çıkartıp yüzünü göğüslerimin arasına koyduğunda ellerimle ensesindeki saçları okşamaya başladım.

'Mile'm, can şenliğim.'

Göğüslerimin arasında konuşunca sesi boğuk çıkmıştı.

'Efendim sevgilim.'

Ellerimle hala ensesindeki saçlarıyla oynuyordum. 

'Seni çok seviyorum.'

Yüzünü kaldırmadan konuştuğunda kalp atışlarım hızlandı.

Göğüslerimin arasından kalkıp kulağını kalbimin üzerine koyduğunda dudaklarından gülme sesi çıkmıştı.

Genelde kalp atışlarımı dinlemeyi çok seviyordu zaten ama beni heyecanlandırdığı zaman hızı atan kalbimi dinlemek favorisiydi.

'Senin tek bir kalp atışına ölürüm.'

Gözlerini bana çevirdiğinde yüzünü avuç içime aldım.

'Bende seni çok seviyorum sevgilim ama hadi kalkalım. Kızlar bekliyor.'

Ebrar yüzünü buruşturup tekrar göğüslerimin arasına gömüldüğüde güldüm. 

Kızlarla beraber olmamızdan asla memnun değildi.

'Bıktım ya, sevgilimle tatilin tadını çıkartamıyorum.'

Boğuk sesiyle söylenmeye başladığın da bu homurdanmalarına karşı güldüm.

'Bebeğim tatil dediğin kalabalık olunca zevkli olur. Hem senin tatil anlayışın ne?'

Yüzünü çıkartıp, gözlerindeki pırıltılarla bana bakmaya başladı.

'Çıplak sen, çıplak ben, oda, sabaha kadar...'

Daha fazla konuşmasına izin vermeden elimde ağzını kapattım. 

Avuç içime gülüp kocaman öpmüştü.

Elimi çekip Ebrar'ı üzerimden ittiğimde ayağa kalkıp hala üzerimde duran önü açık bornozumun kuşağını bağladım.

Ebrar'ın çıplak bedenine bakmadan banyoya doğru yürümeye başladım.

Baksam üzerine atlardım çünkü.

'Ben banyoya giriyorum, sende giyecek bir şeyler ayarla.'

Arkamdan yatakta tepinmeye başlayınca yüzümde hain bir gülümseme oluştu.

Duşumu alıp çıktıktan sonra, Ebrar girmiş bende o sırada ayarladığı kıyafetleri giymiştim.

Ebrar'da duştan çıktıktan sonra üzerini giyindiğinde yanımıza çantalarımızı da alıp otel odasından çıktık.

El ele restoranta indiğimizde kızlar bizi bekliyordu.

Selamlaşıp hazır olan masaya oturduk.

'Bugün ilk durağımız neresi?

Çatalımdaki peyniri Ebrar'a uzattığımda konuşmuştum.

'Sümela Manastır'ı güzel olabilir bence.'

Herkes Hande'yi onayladığında yeni maceramıza hazırdık.

Bekle bizi Trabzon.

Rayiha  EbGasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin