İki hafta sonra;
Hastahanenin kapısından sekiz kişi girdiğimizde herkesin gözü bize dönmüştü.
Bu kalabalık olduğumuzdan değil de arkamızda ki tüm takımın gördükleri her hemşireyi çevirip "bizim çocuğumuzun bugün dikişleri çıkıyor da nereye gitmemiz lazım?" Diye sordukları için de olabilirdi.
Tanınmış olmamız da seçeneklerin arasındaydı tabi.
Ebrar bizden birkaç adım uzaklaşıp yüzünü döndü.
'Takım.'
Bağırdığında herkes sus pus olmuştu.
'Şimdi sakince, hiç kimseyi çevirmeden ve bağırmadan doktorun odasına gideceğiz. Anlaşıldı mı?'
Herkes başını sallamıştı.
'Koç sende lütfen ayılıp bayılma ve o yapıştığın duvardan ayrıl.'
Elimi tutmuş, doktorun odasına giderken konuşmuştu.
Ebrar'ı bir kez daha sedyede görmek beni nasıl etkileyecekti bilmiyorum.
Takımdan herkes bunu düşünüyormuş gibi bana endişeyle bakıyorlardı.
Her ne kadar belli etmemeye çalışsam da gerginliğim gözle görünür seviyedeydi.
Bu iki hafta da Ebrar'ın hareket alanı daha genişlemiş ve rahatlamıştı.
Doktorumuzun izniyle su geçirmez sargı bezi kullanıp duş bile alabilmişti.
Yarasının ilk kontrolünü on gün önce yaptırdığımız da titiz bir şekilde bakılması ve hareket alanının sınırlandırılması sayesinde yaranın durumu oldukça iyiydi.
Aynı titizlikle ilgilenmeye devam ettiğimde ise doktorumuz dün yaptığı son kontrolde de dikişlerin alınabileceğini söylemişti.
Bu haberi takıma verdiğimiz de herkes gelmek istemişti ama Ebrar kesin bir dille reddedince hepsi kabul etmişti.
Kabul ettikleri için konu fazla uzamamıştı ama biz beraber hastahaneye gelip tüm takımı hastahanenin kapısının önünde görene kadar.
Ebrar gitmelerini söyleyince Dani ve Hande bayılma numarası yapmış, İlkin bacağını sakatlamış gibi topallamaya başlamıştı.
En son Ebrar'ı ikna ettiklerinde koro halinde hastahaneye giriş yapmıştık.
Dikişlerin alınacağı odanın önüne geldiğimizde alımlı bir hemşire yanımıza yaklaştı.
Hiçbirimize bakmadan direkt gözünü Ebrar'a dikti.
Kaşlarımı çattım.
'Ebrar Karakurt, çok endişelendim senin için. Dikişlerini ben alacağım, şuan daha iyi misin?'
Ciddiyetsiz konuşmasına karşı tek kaşımı kaldırdığında Ebrar'a bakarak gülmeye devam etti.
'Teşekkür ederim hemşire hanım.'
Ebrar mesafeli ses tonuyla kadının yüzüne bakmadan konuşmuştu.
Hemşire Ebrar'ın koluma dokunmak için elini uzattığında Ebrar bir adım geriye gitmişti.
O sırada elimi de tutmuştu.
'Sevgilim dışında birinin bana dokunmasından hoşlanmıyorum, dikkatli olursanız sevinirim.'
Kadın yüzünü düşürüp bana bakmıştı.
'Kusura bakmayın, istemsizce oldu. İsterseniz odaya geçelim.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rayiha EbGas
Novela Juvenil'Cennetine hoşgeldin Karakurt.' Mırıldanmama karşı, 'Hayatıma hoşgeldin Vargas.' Diyerek cevap vermişti.