10.Bölüm

21 2 0
                                    

İçimde istemsizce bir mutluluk vardı. Akşam 8 idi ve biz arabada düğün alanına gidiyorduk. Yağmur'da yanımızda arka koltuktaydı. Arabaya bindiğimizden beri hiç konuşmamıştık ve bunu bozan Yağmur oldu.

"Niye bu kadar suskunsunuz bilmiyorum ama biraz daha bu sessizlik devam ederse camdan atlarım."

"Bilmem aklıma bişey gelmedi. Senin varsa konuşalım"

Hemen cevap verdi." Var tabii. Mesela ne zaman işe başlayacaksın."

"Pazartesi başlayacağım." Bugün cumartesiydi. "E iyi madem" dedikten sonra konuşmadık. Dönüp Alp'e baktım. Öylece araba sürüyordu. Durgun muydu bilmiyorum ama bana göre suskunsa herkes durgundur. Ama tabii o genelde de çok konuşmadığı için onu herkesin içine katmıyorum.

Biraz sonra araba düğün alanında durdu. Aşağı indim ve bahçeye ilerlemeye başladık. Adımlarım Alp'i takip ediyordu.

Beraber düğün sahiplerinin yanına gidip tebrik edip yerimize geçerken Yağmur bir arkadaşını gördüğünü söyleyip yanımızdan ayrıldı. Masaya otururken aklıma düğünlere pasta için geldiğim aklıma geldi. Yoksa genelde sevmem ben düğün.

Alp'in arkadaşları ve şirketten birkaç kişi gelmişti yanımıza. Hatta Alp biriyle baya uzun konuşmuştu. Sonra adam bana dönüp elini uzattı.

"Merhaba güzel bayan. Semih ben."dedi. Elimi uzatıp elini sıkıp
"Arya bende memnun oldum."dedim. Adam sonra yanımızdan ayrıldı ve biz yine Alp'le yalnız kaldık. Sanki bugün özel olarak benimle konuşmuyor gibi hissediyordum.

Düğünden sonra bunu sormayı kafama not ettim.

**********

Geçerken Yağmur'uda bırakıp eve gelmiştik. Hemen odama çıkıp üstümdekileri çıkarıp kendimi duşa attım. Üstümde bir ağırlık vardı sanki. İçimde anlamlandıramadığım için artık delirmek üzere olduğum bir duygu, kafamda bir türlü çözemediğim zor bir matematik problemi vardı.

Ama mantıken de bakarsak, yada ne mantığı off dümdüz Alp'ten hoşlanıyordum işte. Sadece nasıl olacağını bilmiyordum. Sonuçta daha önceden bana beni sevdiğini söylemişti. Yani şimdi sıra bana mı geçmiş oluyordu?

Mesela şimdi yanına gitsem ne diyecektim. Ya da o ne diyecekti. Aman öf enazından gidip biraz konuşabilirim yani. Zaten canım sıkılıyordu. Konuşmak iyi gelirdi.

Odamdan çıkıp Alp'in kapısının önüne geldim ve kapıyı çalıp "gel" cümlesini duyduktan sonra içeri girdim. Masasında oturmuş beni görene kadar işleriyle ilgileniyordu. İçeri girip kapıyı kapattıktan sonra yavaşça yanına yaklaştım ve konuşmasına izin vermeden ben konuştum:

"Alp benim biraz kafam karışık"dedim ve ne söyleyeceğini beklemeye başladım.

Alp ilk önce derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Ellerimden tutup beni az önce oturduğu  sandalyesine oturttu ve yanıma eğilip yavaşça bileğimden öptü.

"Ne gibi mesela"dedi. Öyle güzel bakıyordu ki o an ona "aslında hiçbir seyim yok."demek istedim. Ama artık birşeylerin çözülmesini istiyordum.

O bana dikkatle bakarken konuşmaya başladım. "Yani ben,biz nereye kadar böyle devam edeceğiz. Aramızda artık sencede bir sonuca varmamız gerekmiyor mu?"dedim. Ben niye direkt söylemiyorsam. Sanki ne kaybedeceğim.

Yinede böyle birşeyi birden bire söylemek,heleki şuan bileğimi okşayıp bana öyle bakarken benim için zordu işte. Yinede bunu bugün söylemek istiyordum.

"Yani demek istiyorum ki..."derin bi nefes alıp cümlemi tamamladım. "Seviyorum ben seni." Başımı öne doğru eğip ne tepki vereceğini beklemeye başladım. Önce bileğimi okşayan elleri bir kaç saniyeliğine durdu.

"Ne?"dedi. "Seni seviyorum"dedim. Ne kadar zor söyleniyordu bu iki kelime. Tekrardan "Ne?"dedi. Bu sefer uyarıcı bir tonda "Alp!"dedim. Önce gülümsedi sonra başını dizime eğip elimi okşamaya devam etti. "Arya..."dedi. Derin bir  nefes aldı. Sonra bir nefes daha. İnanamıyor gibiydi.

Birden ayağa kalktı. Odada 1-2 tur attı. Sonra beni elimden tutup ayağa kaldırdı ve kendine çekip sarıldı. Öyle sıkı sarılıyordu ki inanamadım. Ama canımı hiç acıtmıyordu. Hiç acıtmamıştı zaten.

Verdiği tepki o kadar hoşuma gitmişti ki sürekli ona "seni seviyorum"diyesim gelmişti. Bir anda "Teşekkür ederim."demişti yetmiyormuş gibi. Beni kendinden ayırıp,öne gelmiş saçlarımı geriye çekti ve geri kendine çekip alnıma bir öpücük bıraktı.

"Konuş benimle Arya."dedi. "Konuştum ya."dedim. "Yetmez. Daha çok konuş. Hatta hiç durma"dedi. Böyle şeyler uzaktı bana. Kalbim yerinden çıkacak gibi olmuyordu hiç. Bu yaşadığım hissi Alp'le yaşamayı sevmiştim.

"Ben ne diyeceğimi bilmiyorum."dedim. Ardından esnedim. Zaten sürekli ellerime öpücükler konduruyordu. İyice mayışmıştım. Esnediğimi görünce gülümsedi. "Git yat hadi yoruldun iyice."dedi.

"Beraber yatalım mı?"dedim.

'Sende iyice alıştın he.'

'Napıyım. Hem sus sen bir dakika'

Alp'in gülümsemesi genişledi ve "olur tabiki. Üzerimi değiştirip geleyim."deyip yanımdan ayrılıp odadaki giyinme odasına gitti.

İçimi bir huzur kaplamıştı sanki. Yatağın içine girdim ve Alp'i beklemeye başladım. Zaten duş aldığım için pijamalarımı giymiştim. Alp birkaç saniye sonra yanıma geldi. Yatakta kenarı kayıp örtüyü açtım o yatağa girdikten sonra da geri örttüm. O yatağa yerleştikten sonra hemen göğsüne yaslandım. Elimi de göğsünün üzerine yerleştirdim.

O da elinin biri belime biride başımın üzerine yerleştirmişti.

"Arya."dedi

"Efendim."dedim.

"Nasıl karar verdin söylemeye."dedi. "Bilmem. Yani öyle hissettiğim için söylemeye karar verdim."dedim. "Neyi söylemeye karar verdin."dedi.
Hayır zaten utanıyordum birde şurda bayılmamı istiyordu. "Söylediğim seyi söylemeye karar verdim."dedim.

"Diyorsun."dedi. "Diyorum."dedim.

"E peki madem."dedi. Üzülmüş gibi miydi o?

"İyi geceler."dedi. "İyi geceler."dedim. Birkaç dakika geçti ve Alp'e seslendim.

"Alp?" "Hmm?"dedi hafif uykulu bir şekilde. O an artık içimde tutamadım ve "Seni seviyorum."dedim. Gülümsedi ve şakağıma bir öpücük kondurdu.

"İşte şimdi daha çok iyi geceler."dedi. Bende gülümsedim ve ona sarılarak birkaç dakika sonra uyuyakaldım.

########

Uzun zamandır bölüm atamıyorum çünkü yeni bölüm yazmak için tıkladığımda açılmıyordu. Sonunda halloldu ama. Ay bölümü bir beğendim ya. Gerçi ben yazdığım içinde olabilir emin değilim. Her neyse sonraki bölümde görüşürüz.

SEN ve BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin