"Otağımda bir olduğumuz için minnettarım. Otağıma buyurmanız beni epey memnun etmiştir!" Erwin oturduğu postundan bize geçmemiz için hemen yanını işaret etti. Koyun yünü mindere oturduğumuzda hizmetli kadınlar hemen kımızlarımızı taslarımıza doldurup önümüze yeni kavrulan etleri getirmeye başladılar. Bu özel muamele ve ilgiye bakılırsa Levi'ın bir Ackerman olduğu biliniyor olmalı.
"Asıl biz davetiniz için minnettarız." Levi içtenmiş gibi konuşsa da mimik ve jestlerine bakarak ilgisiz ve sıkılmış olduğu apaçık ortadaydı.
"Yn hatundu yanlış hatırlamıyorsam, Levi ile evliliğiniz hâlâ şaşırtıcı, öykünüzü çok merak ediyorum." Erwin'in eşi olduğunu düşündüğüm kadın bana yönelik konuşunca afalladım. Levi olabildiğince az konuşmamı istemişti açık vermemeniz için.
Boğazımı temizleyip hemen dikleştim. Olabilecek en az detayla tanışmamızı anlatamalıydım. "Levi'ı yaşadığım obaya geldiğinde görmüştüm, kendisi aşırı ketum birisi olduğu için ilk adımı atan bendim." Şansım varken Levi'la biraz dalga geçebilirim. Levi'ın kımız içmek için uzanan eli durdu ve sadece gözlerini çevirerek bana kısa bir bakış attı. Erwin'in hanımı ise küçük bir kahkahayı ortaya saldı. "Haklısınız Levi biraz zor birisi. Ama en merak ettiğim ne oldu da onun için imkansız olan evlilik gibi bir işe kalkıştığı."
Kısa bir süre düşündüm uygun bir cevap için. "Güzelliğine yenik düştüm." Tam ben konuşmak için ağzımı aralamıştım ki Levi benden önce davrandı. Bana olan bakışları numara yaptığı için mi bu kadar derindi yoksa başka bir anlamı var mı?
"Çok tatlı bir çiftsiniz. Tengri mutluluğunuzu daim kılsın." Kadının içten dileğiyle herkes yemeğe başladı. Levi ve Erwin kendilerince bir sohbete giriştiklerinde ben hâlâ az önce bakışın etkisinde olduğum için sessizce yemeğime devam ettim. Bu adam beni öldürecek...
"Çin'in baskısı gittikçe artıyor. Türkler artık tek bir çatı altında değil, onlarda bundan faydalanıp her türlü zulümde bulunuyorlar." Erwin'in söylediği ilgimi çekince konuşmaya kulak kabarttım. "Bu hanedanın aptallığıydı, zamanında hiçbiriniz ses çıkarmadı sonuç olarak buradayız."
Hanedan mı? Hanedan ne yaptı ki?
"Haklısın ama-"
"Aması yok. Boyların bu aptallığı devam ettikçe ben ve soyum size yardım etmeyecek. Ne zaman ki akıllanır ve ibret alırsınız o zaman imparatorun sarayına kadar girerim."
Erwin bu cevaba bozulmuştu ancak belli etmeyerek hemen geçiştirdi. "Her neyse bunları sonra konuşalım. Yn hatunun da kafasını şişirmeyelim."
Bütün gece Levi'ın elinin kaçamak bir şekilde bacağımda gezinmesi, Erwin ve eşinin soruları ve güzel bir eğlence ile geçmişti. Tek sorun hizmetli kadınların Levi'a olan ilgisi beni rahatsız etse de bunun yersiz olduğunu ve haddim olmadığını düşünüp görmezden geldim. Levi bir ara huzursuzlandığımı fark edip bana daha yakın oturup bütün ilgisini bana yöneltince diğer kızlar Levi'a yaklaşamaz olmuştu.
"Otağımda sizi tekrar ağırlamak isterim."
"Sevinçle bekliyorum." Levi daha fazla uzatmayarak bu toplanmayı bitirmiş ve hemen çadırımıza geçmek istemişti -çadırımız demeye şimdiden alışmışım ne komik-
Ay ışığı ve meşalelerin aydınlattığı yoldan Levi'ın hemen arkasından gidiyordum. Yürüyüşünde bile bir baskınlık ve şan vardı. Basit birisi olmadığını her bir zerresine kadar gösteriyordu. Keskin bakışlar, güçlü bir beden, baskın bir aura ve en önemlisi daha ne olduğunu bile kavrayamadan ona kapılmak. Bir Hakan ruhuyla doğduğu apaçık ortada.