Haiii ben geldiiim!
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Elimdeki yazdığım ve taslakta bitirdiğim povumdan fice çevirdiğim kurgu bittiği için şimdi MY KIND PRINCE'e odaklanacağım, arka arkaya bölüm yazıp sık güncellemeye çalışacağım. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
Ertesi gün|
"Prensim... Sahi mi? Bana... Bana bu iyiliği yapar mısınız?" Heyecanımı ve mutluluğumu bastıramayacak bir edayla konuşurken, prens Taehyung ellerini arkasında bağlamış bir şekilde bana doğru döndü.
"Evet Jeon, hadi gidip hazırlan. Yakında gelecektir, seni götüreceğim yerde buluşacaksınız arkadaşın Jimin'le. Bekletmek istemezsin herhalde arkadaşını."
Yerimde zıplayarak arkamı döneceğim sırada duraksadım ve koşturarak yanına gidip ona sıkıca sarıldım.
Sonra da ne yaptığımı fark ederek hışımla geri çekilip eğildim. "Çok özür dilerim prensim. Ben ben mutlu olunca çok boş bulundum." dediğimde eğildiğim bedenimi bileğimden yakalayarak doğrulttu ve sonra da kolları arasına çekti.
"Mutluluğunu yaşa o zaman, saklama." diyerek bana sarıldığında başımı göğsüne gömüp kokusunu içime çekerek sarılışına karşılık verdim. "Şu an yaşıyorsam bir Jimin, bir de sizin sayenizde prensim. Jimin, kaçmama yardım etti, sizse bana yuvanızı açtınız..."
Buraya geldiğimden beri Jimin'den haber alamadığım için o kadar endişeliydim ki, prensime utana sıkıla söylediğimde, bir muhafız yollatarak Jimin'in iyi olduğunu anında öğrenmiş ve benimle paylaşmıştı.
Bir de görüşmemizi sağlayacaktı. Bana yardım ettiği için o kadar mutluydum ki.
Kolları arasından ayrılmak istemiyor olmama rağmen, "Sanırım gitmekten vazgeçtin?" diye solumasıyla birlikte hızlıca geri çekilmek durumunda kaldım.
"Hemen hazırlanıyorum prensim hemen hemen." diye mırıldanarak onu saygıyla selamladığım gibi koşarak odasına yönelirken kapıya çarpmamak için son anda frenlemeyi başardım. "Yavaş, düşeceksin Jeon." Prensimin derin sesiyle gülümseyerek kapıya tutunup omzumun üstünden ona baktım. "Düşmem düşmem, merak etmeyin prensim." dediğimde dudağının tek kenarı yukarıya doğru kıvrıldı.
"Yine de dikkat et." diyerek bana göz kırptığında hızlanan kalbim eşliğinde alt dudağımı ısırarak başımı olumlu anlamda salladım ve kapıyı açarken son bir kez daha eğilip onu saygıyla selamladıktan sonra odasından fırlayarak çıktım.
-
Prensim, gölün kenarına oturmuş manzarayı izlerken bize doğru prensimin ayarladığı bir muhafızla gelen Jimin'i fark edince prensimi seyretmeye son verip Jimin'e doğru koşturdum.
Jimin ise ellerini havaya açarak tıpkı benim gibi koşmaya başladığında orta noktada buluşup sıkıca sarıldık. "Tanrım, gerçekten yaşıyorsun canım arkadaşım..."
"Sen... Sen iyi misin?" Hızla kollarından tutarak ayrıldığımda yüzüne baktım. "Benim yüzümden zarar görmedin değil mi? Senin benim kaçmama yardım ettiğini kimse öğrenmedi?"
Gülümseyerek ellerimden yakaladı. "Merak etme, bana kimse bir şey sormadı ve zarar görmedim. Kimse seni kaçırdığımı görmedi çünkü. Asıl sen iyi misin?"
"Prensim... Prensim sayesinde iyiyim. Bana evini açtı ve saklanmama izin verdi. Dahası seninle görüşmeme yardımcı oldu." diyerek metrelerce uzağımda bize sırtı dönük bir şekilde manzarayı izleyerek oturan prensimi gösterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY KIND PRINCE • TAEKOOK ✓
FanfictionKöle olarak çalıştırılan Jeon Jungkook, itaatsizliği nedeniyle kellesi alınmak üzere infaz edilecekken Kim Krallığı sarayından kaçmayı başarmıştı. Onu ise Kim Krallığından kovulan prens Kim Taehyung bulmuştu... Semetae! Ukekook! Mini fic, bölümler k...