22. Pankek (Final)

1.2K 122 124
                                    

-Felix'in ağzından-

Saat 2'ye gelirken Hyunjin'in kokusuyla uyandım. Bugün rüya gibiydi... Hâlâ daha gerçekliğini sorguluyordum.

Kokusunu iyice içime çekerek bütün ciğerlerimin onunla dolmasını sağladım. Bunu hissetmiş olmalı ki kımıldandı, uyanınca saçlarımı öptü.

Telefonumun çalmasıyla oraya baktım. Ablam görüntülü arıyordu. Hızlıca yerimden doğrulmaya çalışırken alttaki acıyı unuttum. "Ah..."

Hyunjin kıkırdadı ve oturmama yardım etti. Sesimi temizleyip telefonu açtım. "Efendim Noona?"

"O saçının hali ne?
Ne yapıyordunuz?"

Panikle saçlarımı da düzeltirken Hyunjin gülmemek için ağzını tutuyordu. Dayanamayıp içeri gitti. "Neyse. Sana yola çıkacağımı haber vermek için aramıştım."

"Nereye gidiyorsun?"

"Yeni MV için Fransa'ya gidiyorum. Ve bak, yanımda kim var..." deyip ekranı sağına çevirdi. Bu Jaehyun'du.

"Selam bebek."

"Hyung! Sen de mi onunla gidiyorsun?" deyip yükseldim.

"Evet, daha doğrusu MV'de ben de yer alacağım. Çekimler 1 hafta sonra biter, o zaman döneriz."

Rosé telefonu kendine geri çevirdi ve "Evde yalnız kalma Felix! Bir süre daha Hyunjin'de kal, olur mu? Ben ona teşekkür olarak güzel bir hediye alırım." dedi.

Zaten en çok istediği hediyeyi Hyunjin'e veriyordum... Bunu düşününce gülesim geldi ve başımla onayladım. "Tamam Noona."

Jaehyun telefonu elinden alıp "Size de iyi bahane çıktı..." deyince hemen inkar etmeye çalıştım.

"Hyung, ne diyorsun?!"

"Hadi hadi iyi eğlenceler~" deyip telefonu kapattı.

Yüzüm masum ifadeden çıkınca kötü kötü sırıttım. Muftakta bir şeyler yapan sevgilimin yanına gittim.

Sadece yavaş yürüyebiliyordum ama bu işime geldi. Hyunjin arkasında olduğumu hissetmemişti bile.

Beline sımsıkı sarılarak başımı sırtına yasladım. "Ne hazırlıyorsun sevgilim?"

"Sürpriz." derken işine odaklanmıştı. Ben de cam kenarına geçip Seul'ü izledim.

"Ablam Jaehyun'la bir hafta Fransa'ya gitti." dediğim gibi bana döndü. "NE?"

Başımla onaylayınca sevinçle yanıma koştu ve beni kucağına alıp masaya oturttu. "Ah... Hyunjin yavaş..."

Heyecanla yanaklarımı tuttu.
"Seni bana mı bıraktılar şimdi?"

"Hıhım..." dediğim an kötü kötü sırıtmaya başladı. "Şimdiden geçmiş olsun Felix."

Ben de ona sırıtıp "Bundan ne anlam çıkarmam gerekiyor?" dedim ve kollarımı boynuna sardım.

Belimden tutup beni sertçe kendine çekti. "Seni durmadan becereceğim diyorum."

Dudaklarımızı aralayarak öpüşmeye başlayınca yanık kokusu aldık. Tavadaki her neyse yanıyordu. "Ya!"

Hemen pankeki çevirdi, simsiyah olmuştu. Hayal kırıklığıyla "Hepsi senin yüzünden civciv. Cazibenle dikkatimi dağıttın." dedi.

"Ben ne yaptım?!" deyip güldüm ve pankeke baktım. Hyunjin dudağını büzüp somurtmuştu.

"Bir şey olmaz, üçüncüsünü yarıya bölüşürüz. Tamam mı?" deyince başını salladı, diğerlerini yaptı.

"Bal nerede?" deyip etrafı aradım.

Luminary | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin