10. Sersem

1.3K 177 182
                                    

-Felix'in ağzından-

Hyunjin ciddi ciddi gönderilerimi beğenmişti! Birkaç dakika sonra eski bir fotoğrafıma şirin bir yorum atınca tabii ki kalpledim.

1 dakika geçmeden de geri takip yaptı. Heyecanla yatağımdan doğruldum. "NE?"

Sayfayı yeniledim. Gerçekten beni takibe almıştı. Ondan sonra daha sık takipçi gelmeye başladı, sanırım hayranlarıydı.

Heyecanım bir türlü geçmeyince gözlerimi kapatmaya karar verdim. Başka türlü uykuya dalamayacaktım.


⭐️⭐️⭐️


"Günaydın Felix!"

"Günaydın Hyunjin!"

Direkt ona sarılmak istiyordum. Nedenini bilmiyordum, sadece içimden geliyordu.

Birkaç saniye sevinçle gözlerine baktıktan sonra Hyunjin bana sarıldı. Çenemi omzuna koydum ve ben de sarıldım. Sonunda özlediğim o kokuyu içime çekebilirdim. "Beni takip etmen sana sorun yaratmaz mı?"

Sadece dediği şey "Kokun çok güzel..." olunca gülümsedim. "Senin de kokun çok güzel."

Ablam içeri gelince ayrıldık. "Siz ne ara bu kadar yakınlaştınız?" deyip güldü. Hemen kendime gelip içeri geçtim.

Jeongin uyuyordu. Heyecandan öldüğüm için dayanamayıp yatağına gittim ve onu sarsmaya başladım. "Jeongin! Hyunjin bana sarıldı ve kokumun güzel olduğunu söyledi."

Uyku sersemiydi, gözlerini açmadan yüzünü buruşturdu. "Bi dur ufff..." deyip sırtını dönmeye çalıştı.

Tekrar heyecanla fısıldayıp onu dürttüm. "Sana diyorum ki Hyunjin-"

Sarhoş gibi "Hyunjin zaten senden hoşlanıyor. Bunları demesi gayet normal." diye mırıldandı ve üstüne örtüyü iyice çekti. Geri uykuya daldı.

Şok olmuştum. Ne? Hyunjin? Benden hoşlanmak? Jeongin uykusunda saçmalıyordu.

Yavaşça kapıyı kapatıp dışarı çıktım. Arkama yaslanarak boşluğa baktım. Bu ihtimali düşünmek bile yanaklarımın kızarmasına yetiyordu. Hemen lavaboya gidip soğuk suyla yüzümü yıkadım.

Ablamlar ara verince Jaehyun direkt onun yanına oturdu ve sohbet etmeye başladı. Hyunjin gülümseyip kalktı.

İçeri geçtiğinde hemen bir yere saklanmaya çalıştım. Beni arıyordu. "Felix?"

Bodruma inen merdiven boşluğuna saklanmaya karar verdim. Yavaş yavaş yürüdüm, köşede gördüğüm pikeyi de üstüme sardım. "Umarım beni görmez-"

"Ne yapıyorsun burada civciv?"

Arkama baktığımda beni çoktan bulmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Arkama baktığımda beni çoktan bulmuştu. Kaşlarımı kaldırıp masum bir tonla "Hiiç." dedim.

Keyifle gülerek yanıma indi. Beni omzuna alıp odaya taşırken pikeye sarılı olduğum için kollarımı ve bacağımı hareket ettiremiyordum. Başım aşağı düşünce saçlarım yerçekimiyle bağımsızlığını ilan etti.

"Ya! Bırak beni!"

Hiçbir şey demeden odanın kapısını üzerimize örtüp beni yatağa yatırdı ve üstüme çıktı.

"Kimbap olmuşsun. Seni yiyeyim mi?"

Zorlansam da kollarımı pikeden kurtarmayı başardım ve omuzlarını tuttum. "Kalk üstümden, biri gelecek şimdi."

Güldü ve "Yani biri olmasa sorun yok muydu?" deyip ters köşe yaptı.

Panikle karışık agresif yüz ifadem Jeongin'in kapıyı çalmasıyla yön değiştirdi. "Hey, burada mısınız?"

Hyunjin hemen üstümden kalktı, ben de pikeden kurtulup kenara attım.
"Evet, buradayız!"

Jeongin kapıyı açıp "Kusura bakmayın... Hyunjin Rosé seni çağırıyor, molanız bitmiş sanırım. Felix sen de mutfağa gel abim tatlı yaptı." dedi.

Hyunjin sesini temizleyip önden gitti ve bahçeye çıktı. Jeongin koluma girerek beni darlamaya başladı.

"Ne yapıyordunuz siz? Meraktan çatlayacağım çabuk anlat! Hyunjin ölse anlatmaz şimdi."

Boşluğa bakarak "Bana kimbap dedi." dememle hayal kırılığına uğradı ve kolumu bıraktı. "Ha? Bu ne saçma bir cümle. Ben de bir şey oldu sanmıştım." deyip adımlarını hızlandırdı.

Şok geçirdiğim için arkasından yavaş yavaş yürümeye devam ettim. "Bana kimbap dedi ve beni yiyeceğini söyledi..."


⭐️⭐️⭐️


Haftaya buluşacağımız gün yine en sık giydiğim kıyafetlerimden birini seçtim. Hiç süslenme veya zorlama yoktu. Sarı saçlarımı tarayıp odadan çıktım. "Geç kalıyoruz Noona!"

"Tamam canım sen arabaya geç geliyorum!"

Marketten içecek bir şeyler ve meyve aldık. Bugünkü yemeği Jaehyun yapacaktı.

Onların evi çok rahattı. Özlediğim o bahçe ortamını burada bol bol görüyordum, havayı durmadan içime çekiyordum.

Hyunjin sürekli bana sataşıyordu. Normalde bunlar çok tatlı atışmalar olabilirdi ama ablam yanımızda olduğu için agresif bir şekilde karşılık veriyordum... O da bu tepkilerime gülüp daha çok uğraşıyordu.


⭐️⭐️⭐️


Akşama doğru Rosé Jaehyun'a yardıma geldi. Jeongin molaya girdiklerini anlayınca bahçeye Hyunjin'in yanına uğradı. İkisi 5-10 dakika bir şeyler konuşurken Hyunjin bana baktı. Bunu gördüğüm gibi panikle odalardan birine saklandım.

Aklımda sadece geçen haftaki kimbap muhabbeti geliyordu. Hyunjin gerçekten üstüme mi çıkmıştı?

Kaç hafta geçmesine rağmen hâlâ her şey şaka gibi geliyordu... Bu şansı yakalamak için önceki hayatımda ne yapmıştım acaba?

Birkaç dakika sonra kapı açıldı, gelen Hyunjin'di. Başını çıkarıp bana gülümsedi. "Ne yapıyorsun civciv?"

"Hiç, öyle..." dememle üstümdeki kara bulutları hissedip endişeli bir ifade aldı. Birkaç saniye birbirimizin gözlerine baktık.

Kapıyı kapattı ve yanıma yaklaştı.
"Ne düşünüyorsun?"


⭐️⭐️⭐️

Luminary | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin