Hogwarts cadıcılık ve büyücülük okulu.Babam okul yıllarından kendi çocuğunu oraya göndermeyecek kadar nefret ettiği için bunu hiç takdir etmedi.Ama şimdi?Şimdi beni toplumun kurtlarının arasına atıyordu,öbür tarafta tek parça halinde kurtulmamı umuyordu.Evde eğitim görmemde gayet iyiydim ama görünüşe göre "rahatsız edici davranışlarım" beni daha düşük bir eğitime göndermeme neden olmuştu.
Sırf ne kadar kaça bileceğimi görmek için sınırları zorlayarak zor ola bileceğimi biliyordum.Pek çok şeyden paçayı kurtara bilirdim ama artık şansım tükenmiş gibi görünüyordu.
Ev cinlerimiz Lily ve Monsy benim en yakın arkadaşlarımdı.Onlardan ayrılmak çok acı vericiydi,devenin beli kırılan saman yüzünden yaşlanıyordum,daha baş belası ve asiydim.Etrafıma çizilen sınırları biraz fazla zorluyorum.Ve sonunda babam beni başkasının eline verme fırsatını yakalamış ve bu fırsatı değerlendirmişti.
Yavaşca döndüm ve son beş yılda beni yetiştiren öğretmenlere ve personele gülümsedim ve el salladım.Beni uğurlamak için oturma odasının duvarları boyunca toplanmışlardı.Babamın Büyücülük dünyasında başarılı bir işi vardı ve iyi para kazanıyordu.Büyük bir evimiz vardı ve bir çok iş için personelimiz vardı.Yıllar geçtikce çoğu benim için aileden biri haline geldi.
Gözlerim bir anlığına bulutlanırken etrafımdakı oda dalgalandı.Bir avuç uçtu tozu almak için dönmeden önce babama son bir kez baktım.Bana dudaklarını sıkarak gülümsedi ve ona gönderdiğim kaşlarımın çatmanın ruh halini etkilememesi için elinden geleni yaptı.
Yüzlerinde hüzünlü bakışlar ve ciddi tavırlar bulunan Lily ve Mossy'ye gülümsedim.Onları bu evdeki her kesten daha çok özleyecektim.İki elfte beni oturma odasının sol duvarındakı şömineye doğru yönlendirmeden önce bana hızlıca sarıldılar. "Devam edin Bayan,geri döndüğünüzde Lily ve Mossy burada olacaklar" diye bana güven verdiler.Elimdeki tozu yere atmadan önce şömineye adım attım ve gideceğim yeri belirttim.Midemin kasıldığını hissetdiğimde yeşil alevler yanlarımı yaladı ve beni yuttu.(bu kelime boşluğuma geldi LANXLQNDLQKD)
İndiğimde kendimi toparlayıp yeni şömineden çıktım ve içinde bulunduğum yeni odaya baktım.
Ortada kağıtlar ve tüy kalemlerle kaplı masa vardı ve ona bakan iki sandalye vardı.Masanın yanında kuş standına benzeyen bir şey vardı ama şu anda üzerine tünemiş bir şey yoktu.Küçük bir merdiven ofisin arka tarafına doğru kıvrılarak muhtemelen kişisel bir odaya çıkıyordu.Hafifçe döndüğümde odanın karşı tarafında yanan bir ateş,diğer tarafında ise duvarı kaplayan bir kitaplık gördüm.
Oda rahat ve genişti,farklı takma adlar ve eşyalarla kaplıydı.
Birinin boğazını temizleme sesi beni ürküttü ve hızla arkama döndüğümde bol dökümlü cübbe giymiş bir adam gördüm.Ben de birkaç hafta önce baykuşun gönderdiği koyu gri bir elbise giymiştim.
Ünlü büyücü,Hogwarts'ın müdürü Albus Dumbledore olarak kolayca tanınıyordu ve tüm zamanların en güçlü büyücülerinden biri olarak ilan ediliyordu.Hafif gülümsemesi,çikolatalı kurbağa kartlarında bana parlayan gülümsemeyi mükemmel bir şekilde taklit ediyordu.
"Hoş geldiniz Bayan Wilson, umarım buradakı yolculuğunuz sorunsuz geçmiştir."
Kibarca başımı salladım.
Kıkırdadı ve sessizce masasına doğru merdivenlerden indi, sandalyeye oturdu ve karşısındaki koltuğa oturmam için işaret etti.Bana bir hayaleti hatırlattı, ne kadar sessizdi.O da öyle olacak kadar yaşlı görünüyordu.Tereddüt ederek koltuğa oturdum. Ofisi sıcak ve davetkar olsa da, oturup havadan sudan konuşmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐩𝐢𝐫𝐚𝐥𝐬 //𝓜𝓪𝓽𝓽𝓱𝓮𝓸 𝓡𝓲𝓭𝓭𝓵𝓮 ✰
Fanfiction"Var olmayan yıldızlara uzanıyordum,kasıtlı umutlardan doğan fantezilere kapılmıştım.Kendimi kaderin yoluna attım çünkü sürüklenmek istiyordum" Sevdiklerimiz adına aptalca şeyler yaparız.Kendimizi sahte sözlere adıyoruz ve sonunda her şeyin yoluna g...