Bölüm 3☆

161 13 18
                                    

Mattheo'nun bakış açısı

Basitçe söylemek gerekirse sıkıldım.Yapacak daha iyi bir şeyim yoktu ve eğitime gerçekten ihtiyacım olmasa da ev biraz sıkıcı olmaya başlamıştı.Bu okula gelmemin can sıkıntımı geçireceğini ya da bana en azından yapıcak bir şeyler vereceğini düşündüm.Babamın planlarına uyuyordu ve buradaydım.Malfoy'un çocuğunu izlemek dışında başka bir amacım yoktu.

Kendini çok güclü Karanlık Lord'a kanıtlamak gibi önemli bir görev verilmişti ama şimdi o dolabı tamir ederken ben ona bakıcılık yapmak zorundaydım.Arada bir kontrole gitmek babamı mutlu etmeme yetiyordu.

Burada serbesttim,ne istersem yapa bilirdim.Kiminle istersem onunla yatarım,anlamsız partilere giderim ve eğer ilgimi çekerse herhangi birini öldürecegimden şüphe etsem de,Karanlık Lord'un ensemde nefesi olmadan bu özgürlüğe sahip olmak güzeldi.

Sıralama beklendiği gibi gitti,o aptal şapka bana hem akıllı hem de sadık olduğumu söylese bile,sonunda Slytherin'e gideceğimden şüphem yoktu.Lanet bir Hufflepuff'a dönüşmem mümkün değildi.Sanırım kendimi öldürürdüm.Tanrı bilir ben yapmasaydım babam yapardı.

Koridorda yürürken çoğu insanın bana attığı korkmuş bakışlar bağımlılık yapıcıydı.Bu başımı daha da yukarı kaldırmama ve gülümsememin büyümesine neden oldu.Öğretmenler bile gergin görünüyordu.Böyle zamanlarda babamın bunu neden arzuladığını,korkuyla gelen her şeyi tüketen gücü anlıyordum.

Oturduğumda çevremdeki kimseye dikkat etmedim. Muhtemelen buna değmezlerdi.Benimle ilgili düşüncelerinin nasıl olduğunu hayal edebiliyordum.Babam bedenine kavuşup görevi devralmak için hazırlıklara başladıktan sonra bile çoğu insan onun geri döndüğüne inanmayı reddetti. Ülke çapındaki saldırılar ve gökyüzüne atılan Kara İşaretler hala Bakanlık için yeterli değildi. Ancak Lucius Malfoy kehaneti toplama işini beceremediğinde ve babam yüzünü göstermek zorunda kaldığında insanlar beyinlerini kullanmaya başladılar. Merlin, eğer bu kadar rahatsızlık olmasaydı Potter ve küçük ailesi için neredeyse üzülebilirdim.

Slytherin masasına oturduğumda yüzlerce gözün üzerimde olduğunu hissede biliyordum ama bir his başımı kaldırıp bakmamı sağladı.Gözlerimi benden uzakta olan kıza kilitledim.Diğer yeni öğrenciye Violet Wilson'a

Bana merakla,korkuyla değil ilgiyle bakıyordu,sanki beni analiz ediyormuş gibi.Gözleri bir kaç dakika benim üzerimde kaldı ama sanki bir asır gibi gelmişti.

Yakalandığını fark ettiğinde hızla bakışlarını kaçırdı,yanaklarında açık pembe bir parıltı vardı ve sanki bana bakmıyormuş gibi davranmaya çalışıyormuş gibi odaklanmış gözlere sahipti.

Bana bakmasını eğlenceli buluyormuşum gibi sırıttım ama içten içe bana verdiği bakış,sanki açık bir kitapmışım gibi sinirlerimi bozdu.Müdürün konuşması bitince bu duyguyu bir kez daha hissettim ama görmezdem gelmeyi seçtim ve geldiği gibi gitmesine izin verdim.

Kendime ait bir yurtum vardı.Hiç kimse Karanlık Lord'un oğluyla aynı odada uyumak istemiyordu.Bunu umursamadım, çocukken bile yalnız kalmayı her zaman sevdim.Başka birinin yanında olmaktan daha güvende hissetmemi sağladı.

Ertesi sabah çabuk geçti, kahvaltıya gitmeyi düşündüm ama sabahın bu saatinde sanki hayvanmışım gibi bana bakılmasından rahatsız olamayacağıma karar verdim.Ayrıca kahvaltıda içilen sigaranın, birine yumruk atma isteğini çaydan daha fazla yatıştırdığı görüldü.

Derslerim sıkıcıydı.Öğretmenler zaten bildiğim şeyler hakkında gevezelik ediyorlardı ve insanlar fırsat buldukça bana gizlice bakıyorlardı. Dördüncü sınıftan birine onun lanet işine bakmasını söylemem beni yeterince kızdırdı.Kimse benimle konuşmaya cesaret edemiyordu, sanki her an rastgele dönüp birini öldürecekmişim gibi yargılayıcı bakışlarını sürekli üzerimde tutuyorlardı.

𝐒𝐩𝐢𝐫𝐚𝐥𝐬 //𝓜𝓪𝓽𝓽𝓱𝓮𝓸 𝓡𝓲𝓭𝓭𝓵𝓮 ✰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin