The Mission

Oops! We got caught!

"Thomas Simons. 9 Nisan 2008 doğumlu. Üvey babası John Simons'ı dolandırdıktan sonra evden kaçmış ve onlarca hırsızlık vakalarına karışmış."

Elindeki dosyayı bulunduğum odadaki masaya fırlatırken konuşmuştu polis.

"Bu kadar ünlü müymüşüm? Ne güzel! Ama neden 3 sene öncesinden kalma fotoğrafım var orada? Yakışıklı çıktığım birini koysaymışşınız keşke aslında hep yakışıklıyım faka-"

"Yeter! Senin zırvalıklarını dinleyemeyiz! Saçmalamayı kes ve sorulara düzgünce cevap ver."

Polis memurunun bir anda sözümü kesmesiyle kırılmıştım. Benim gibi 15 yaşında birine bağırmamalıydı! Tamam şaka yapıyorum. Umrumda bile değil.

"11 Kasım 2022 saat 12.34'te yanında kısa boylu bir çocuk ile Kansas City Bankasını soymuşsunuz. 27 Ocak 2023 kafede ders çalışan üniversiteli bir kızın bilgisayarını çalmışsınız. 09 Ekim 2022 eski bir antika dükkanı, 22 Ağustos 2023 yaşlı bir çiftin evindeki televi-"

"Hadi ama dostum! Bunları zaten biliyorum. Hepsini ezberlemişsin bir de. Gerçekten bu kadar mı hayransın bana? Bilmediğim şeyler söylesen keşke."

Benim sözlerimin ardından karşımdaki polis derin bir nefes almış ve konuşmaya devam etmişti.

"Bak evlat. Daha 15 yaşındasın ve bir sürü şey yapmışsın. Şuanda geleceğinin olmadığının farkındasın değil mi? Şimdi mahkemeye çıksan en az 3 yıl hapis yersin. Üstelik okumuyorsun bile. Neden tüm gençliğini çöpe atıyorsun?"

Bu sefer derin bir nefes alan polis değil ben olmuştum. Haklı mıydı? Evet. Ama kendince haklıydı. Her zamanki gibi benim penceremden bakamamışlardı.

"Herkes iyi insanlar olamayabiliyor. Herkese bu şans verilmiyor. Hele hele benim gibilere. Benim gibi koruyucu ailesinin bir gün kendisini hiçbir şey yapmamışken evden kovacağını söylediği kişiler gibi. Böyle yaşamak zorunda bırakılmışlar gibi. Sizce benim seçeneğim var mıydı? Varsa ben niye seçmedim o zaman? Neden bütün hayatımı çöpe attım?"

Benim sözlerimin ardından kapı tıklatılmış ve içeri karşımdaki polisten daha uzun bir polis girmişti.

"Teklifi sundun mu George? Diğer ikisiyle konuştum. Maskeli olan kabul etti fakat kısa olan 'Tom ne derse o!' diye söylenip durdu."

"Hayır daha bahsetmedim. Hem gelmişken sen konuş istersen?"

Benden bağımsız geçen konuşmayla meraklanmıştım.

"Ne teklifi?"

Benim sorum ile iri olan tekrar konuşmaya başladı.

"Bak Thompso-"

"Thomas"

"Bak Thomas. Şuan hayatlarınız gerçekten mahvolmuş durumda. Ve bizde size bir teklif sunuyoruz. Ya bu teklifi kabul edersin. Ya da bu akşamı nezarethanede yarını ise hapishanede geçirirsin."

"Peki ne bu teklif?"

İlgimi çekecek şeyler olacağından emindim.

______________________________________

evet böyle bir şeye başladım

bilgilendirme
1-thomas 08li toby 07li ranbooda 07li diğerlerine hiç kadar vermedim
2-bu kitabı normalde sadece İngilizce yazacaktım fakat ingilizce bilmeyenler olabiliyor. O yüzden önce Türkçe yazacağım arada bir de ingilizceye çevirip oraya atacağım.
3-olum, kalım ,romantiklik yok. Fakat isteyen istediğini shipler. İnsanları rahatsız etmeden!

Yakında sınavlar başlayacak o yüzden 3-4 hafta bölüm gelmeyebilir.

İyi okumalar!<33