10.Bölüm : Şanssızlık

18 10 0
                                    

Hapsedildiğim zaman boyunca bir yandan da eğitilmiştim. Dövüş ve savaş için. Ama hiç biri kendimi savunmak için değildi, hepsi öldürmek içindi. Hedeflerimi öldürmüştüm çünkü ben bir silahtım. Bana verilen emirleri yapmak zorundaydım. Çünkü yapmazsam yükselemez ve orda kalırdım.

Abim desteği gönderiri miydi pek emin değildim. Eğer göndermezse ya öldürürdüm yada öldürülürdüm. Evan'ın arabasına yaklaşmıştım. Nigel hâlâ hattaydı. Motorda son hız gidiyordum. Bir yandan oldukları konumu kaskın ekranındaki sistemle canlı olarak izliyordum.

Önümdeki siyah arabanın onlar olması gerekiyordu. Sürücü koltuğunun camına yaklaştım ve korna çaldım. Cam açıldı ve tahmin ettiğim gibi Evan çıktı. "Kenara çek şu arabanı Evan!"

"Ooo Alex efendimiz teşrif etmiş."

''Arabayı kenara çek Evan."

"Beni takip et çiftlikte konuşalım ne konuşacaksak."

Onu takip etmeye başladım ve çiftliğe geldiğimize motoru hızlıca park edip motordan indim. Kaskımı kenara koydum ve telefonumdan Syenx'ı aradım. "Evet efendim."

"Şuna bana efendim demekle çok büyük bir hata yapıyorsun Syenx."

"Neden?"

"Her an ölebilirim çünkü veya yakalanabilirim. Şimdi bana hemen destek gönder ve hatta kal. Telefon sessizde ben ne dersem de kapatma."

"Peki efendim. Ve siz yakalansanız bile size efendim demekten çekinmeyeceğim. Siz olmasaydınız hayatım çok farklı olurdu ve size şunu söylemek istiyorum. Çok teşekkür ederim ve ben... Ben sizi ne olursa olsun çok seviyorum ..."

Syenx... O iyi ki benim yanımdaydı bunca zamandır.
Telefonumu sessize aldım ve cebime attım. Evan çiftliğin ortasında beni bekliyordu. Tabii ki de yanında Craig'de vardı. "Nigel'ı indir şu lanet olası arabandan."

"Teslimiyetin Nigel'ın özgürlüğü Alex."

"Hah cidden hiç bir şeyden haberim olmadığını felan mı sandın. Yani seni bu kadar kolay bulmamı falan. Aptal mısın Evan? Yada Nigel'ın aptal olduğunu mu sandın? Saatlerdir ettiğiniz her kelimeyi kurduğunuz her planı dinledim. Ve saatlerdir sizi uzaktan takip ettim. "

"N-Ne Nasıl?"

"Telefon canım telefon!" Nigel suratını cama dayamış telefonu sallıyordu.

"Craig! Sen bunun telefonunu almamış mıydın?"

"Evet."

"Ne olur Nigel'ı çıkar şurdan! Ne olduysa o anlatsın."

"Peki Evan..." Craig gidip arabadan Nigel'ı çıkarttı. Nigel kahkaha atıyordu. Elleri bağlıyken tam bi deli gibi gözüküyordu. Ki delirmişti. "İkinizde aptalsınız özellikle sen Craig senin telefonunu senden arakladım ve sen benden telefonumu alırken kendi telefonunu aldın. Hiç arka cebimi kontrol etmedin. Siz ikiniz arabadan indiğiniz anda kendi telefonumu yan cebime attım. Yola çıktığımız zaman Alex arayınca ben de açtım ve sesini kapattım Alex de zaten sizin sesinizi duyunca kendi sesini kapattı. Ama siz bunu fark edemediniz."

"Ah sorun yok bende ikinizi beraber öldürürüm."

"Dene bakalım." Silahını çıkarttığı anda ona doğru ateşimi kullanmaya çalıştım ama olmuyordu...

"Burada güç kullanamazsın Alex. Senin güçlerine göre tasarlandı yani sen güç kullanamıyorsun. " Buzum için dua ediyordum çünkü buzu ben bile yeni öğrenmiştim ama hiç kullanmamıştım. Zarar gelmeden yapacağımı düşünerek ellerime baktım ve buzu kullanmaya çalıştım. ''Ne yapıyorsun Alex?''

Shiva: Ateşten TaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin