EBRAR
Antrenman için erkenden kalkmış ve maça kadar antrenman yapmaya başlamıştık. Mile ile birlikte antrenman yapmak gerçekten güzeldi. Birlikte ısındıktan sonra manşet maçlarına başladık. Mile'ye blok yapmak en sevdiğim şeylerden bir tanesiydi. Ona blok yaptığımda sinirlenişi hoşuma gidiyordu. Gözlerinden okuyabiliyordum o hırsı. Gerçekten harika gidiyorduk şu an. Hatamız yoktu herkesin manşeti, servisi ve hücum yüzdeleri yüksekti. Tuğba ablanın sakatlığı bizi sarsmıştı. Smaçör olan diğer oyunculara ve ayrıca bana çok fazla görev düşüyordu. Sezon iptalinin olması bizi baya bi etkilemişti. Hiçbirimiz eski formunda değildik buna emindim. Ama elimizden gelenin en iyisi olacaktı. Antrenman bittiği gibi otele döndük. Hazırlanmamız gerekiyordu. Zehra Mile ve ben beraber kalıyorduk. Zehra bizden önce girmişti banyoya. O çıkana kadar Mile ile sarılarak video izlemeye başlamıştık. Zehra tamamen hazırlanıp çıkardı. Video izlerken bir yandan Mile'nin boynuna minik minik öpücükler bırakıyordum. Huylandığı için sürekli kıpırdanıyordu. Arada başını bana çevirip dudaklarıma basıyor dudakları ve daha sonra aynı hamleyi yanaklarıma yapıyordu. Zehra çıkıp bizi rahatsız edene kadar böyle devam ettik. Bizimle uğraşmak en sevdiği şeydi çünkü. Sırayla ilk ben sonra Mile duşa girdi. İkimizde en sevdiğimiz siyah formalarımızı giydik ve maç için salona geri döndük. Güzelce ısınmaya başladık sakatlık olmaması önemliydi. Uzun bir süre sonra milli marşlarını okumak için tek sıra haline geçtik.
Mile'nin parmaklarını parmaklarıma kitledim. Bana dönüp gülümsedi ve öğrendiği kadarıyla marşa eşlik etti. Gururlu bir anne gibiydim şu an. Bittiği gibi ona dönüp gülümsedim. Bu gülümsemeyi çok seviyordu. Maç için ilk altı anons edilmeye başladı.
Birlikte aynı sahada oynayacaktık. İşte bu iyiydi. Derin nefes aldım ve genelde Mile ile yaptığımız rutini yaptık. Ellerimizi tutup gülme işini halledince maça başladık.
Maçın sonuna gelmiştik Zehra ile blok yaptığımızda yere inerken bileğimi burkmuştum. Fark ettirmemeye çalışsam da ayağıma bakmam ile hızla Mili'ye baktım. Ayak bileğim dönmüştü ve cidden kötü duruyordu. Teknik ekip hızla yanıma geldi. Beni bir şekilde saha kenarına almışlardı ama aklım hala sahadaydı. Oraya çıkmak istiyordum ama zordu. Uzun bir mola almıştık. Acıyordu cidden ve bununla birlikte Mile'nin bakışlarını asla unutamazdım. Şoka girmişti maçı izleyemeyecektim. Ben ambulans ile hastaneye giderken aklım sevgilimde kalmıştı. Kontroller sonrasında zedelenmişti ayağım ve bir müddet sahadan uzak kalacaktık. Ayağım sarılı salona geri geldim. Herkesin yüzünde "Eyvah" bakışı vardı. Gülümsedim basmadığım için acımıyordu çünkü. Maç bittiği gibi takım yanıma geldi Eda abla endişe ile saçımı okşarken Mile elimi kavramış sürekli öpüyordu. Endişelendiğinde genelde ne yapacağını bilmiyordu çünkü. Uzun uzun konuştuktan sonra otelden kendi evime geçmemin daha iyi olacağı kararına vardık. Eve gittiğim gibi televizyon başına geçtim. Mile ve Zehra gelecekti birazdan. Saatte baktığımda 2 saat olduğunu fark edince ve anahtarın Mile'de olduğunu hatırlayınca gözlerimi kapatma kararı aldım. Onlar gelene kadar dinlenecektim. Dediğimi yaptım da. 2.5 saat sonra kapı açılma sesine gözlerimi araladım.
E : Milem Zehram
Mile kafasını gülerek uzattı kapıdan ve pıtı pıtı yanıma geldi. Doktorumun bana verdiği ilaçları alıp gelmişlerdi. Zehra direk mutfağa geçmişti. Bu alışık olduğum bir durumdu. Bu arada Mile yanıma oturmuş minik minik benimle oynuyordu. Mile bana iyi gelen birisiydi hep. Kocaman gülümsedim ve kendime çekip dudaklarına bir öpücük bıraktım. Bebek gibi davranıyordu şu an bana. Resmimi çekmeyi asla unutmuyordu. Beraber resim çekindikten sonra televizyondan video izlemeye başladık. Uzun bir aradan sonra yavaş adımlarla mutfağa gidip masaya oturduk. Zehra'nın hazırladıklarını yedik. Eli lezzetliydi bu kızın...
YOU ARE READING
Solo Amigos (!) [Ebrar Karakurt x Melissa Vargas]
FanfictionYeni transfer dönemi sonunda gelen arkadaşlıklar...belki de daha fazlası .. Bir Ebrar Karakurt ve Melissa Vargas ship kitabıdır.