-5-

51 8 4
                                    

Jeongin'den
Changbin'e olan hislerim gittikçe daha da artıyordu. Neredeyse her gün onu görmek için bilerek sınıfının önünden geçiyordum. Ona açılmak istiyorum ama ya o benden hoşlanmıyorsa ya kız arkadaşı varsa ya lgbtyi desteklemiyorsa en kötüsü ya beni daha hiç tanımıyorsa...

"Ya Jisung. Hazır üçümüzde toplanmışken size bir şey söylemem lazım, sır ama tamam mı? İkinize de diyorum."

"Allah Allah neymiş acaba?" Felix daha önce duymamış ilk defa şu an duyuyormuş gibi yapıyordu. Çünkü Jisung, Felix'in daha önceden de bildiğini anlarsa bize fena küserdi. Siz ne anlatacağımı anladınız zaten.

"Ya hani gecenki okul konserinde olan Changbin vardı ya."

"Evet tanıyorum onu." dedi Jisung.

"Ben o çocuğu görünce içim pır pır ediyor. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor. Nasıl anlatayım işte ona karşı olan duygularım normal değil kısacası."

"Oo sen baya aşık olmuşsun Jeongin. Çocuk seni tanıyor mu peki?"

"Büyük ihtimalle tanımıyor. Onunla tanışmam lazım bana yardım edin lütfen."

"Kanka o iş bizde sen rahat ol. Ben Minho'yla konuşurum. Bizim Jeongin Changbin'le tanışmak istiyor derim o da Changbin'e falan söyler tanışırsınız işte."

  "Sağol Jisung ya ne desem bilemedim çok teşekkürler."

  "Ne demek canım."

  Evet sonunda Changbin'le tanışma fırsatını bulmuştum. Minho ile Jisung'un sevgili olmasi işime yarardı hehe 💪🏿. Neyse işte Felix'lerin evinden çıktım ve kendi evime doğru yürümeye başladım. Mutluydum.. Çok hemde. Hoşlandığımız çocukla tanışabilecektim nihayet. Onu gözümü önüne getirmeye çalışıyordum. O güzel melek gibi suratı aklımda çıkmıyordu. Oturup onu saatlerce izleyebilirdim. Aa eve gelmişim bile hiç farkında değilim.
   Kapıyı açmadan önce üst katta bir odanın ışığının açık olduğunu gördüm. Biraz geri çekilip hangi oda olduğuna baktım. Benim odamdı. Aceleyle ayakkabılarımı bir oraya bir buraya atarak kapıyı kapatma fırsatı bile olmadan üst kata fırladım. Hemen odama girdim ve evet. Işık açıktı. Ama benkm açık bırakma ihtimalim olamaz çünkü evden hava yeterince aydınlıkken çıkmıştım. Bu evde neler olduğunu anlamıyordum. Odamdaki küçük duşun kapısını açtım ve oraya baktım birşey yoktu. Tam duşun kapısını kapatıp alt kata doğru yönelirken odamın ışığı kendiliğinden kapandı. Biraz ürktüm ama yukarı tekrar çıkıp bakacak cesaretim yoktu. Tam alt kata adımımı attığım an mutfaktan buzdolabının açılma sesi ve birkaç bardağın kırılma sesiyle birlikte çığlık sesi de geldi. Çok fazla korkuyordum. Gece bu evde kalamazdım kesinlikle. Yarın okul olduğu için çamaşır askısından formamı ve salondan şarj aletimi alıp bir çırpıda evden çıktım. Kapıyı çektim ve 3 kere art arda kilitledim. Sonra tekrardan bir çığlık sesi yükseldi ve odamın ışığı tekrar yandı. Koşarak evden uzaklaşabildiğim kadar uzaklaştım.
   Bir parka vardım ve soluklanıp Felix'i aradım. Bu gece onlarda kalıp kalamayacağım sordum, kalabilirsin diyince gelince herşeyi anlatacağım diyip kapattım. Şaşırdığı ses tonundan oldukça rahat anlaşılıyordu. Bir an önce hızlıca evine vardım. Kapıyı çaldım ve içeri girdim. Kendimi kanepeye bıraktım. Bir soluk alıp birkaç yudum su içtim.

"Evet anlat neler oldu da koşarak BANA geldin?"

Derin bir soluk alıp herşeyi anlattım. O da çok şaşırmıştı.

"Büyü falan yapılmış olmasın senin eve."

"İyi de kim neden benim yani koskoca eski Seoul başkanının oğlunun evine büyü yapsın ki?"

school conser | jeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin